Sosyal Atlasımdaki İnceliğin Gülüsün Elnaz
hayrettin taylan
Göğü kucaklayıp ,yeryüzünü yaryüzü yaptım senin için.
-Saklandığın ben’lerden çıkma zamanı. Kaçışlarının kurasında ben çıktım.
Aşk, çiçeğe benzer.Çiçeği sevmeyen var mı? Çiçekten sonrasıdır aşk.Hamdık..Sonra pişmenin finali, yüreksel yolculuk.
*Dokunamadığın sözlerinle geldi cümle cemalin.Kitabı sızışlarda yaşattın beni.
Yüreğe ekonomik yörüngeler dizen , içsel mahşerin sol yanında sana saklandım.
Solumda sızılarının şelalesi, gözümden damlayan özümün lav ırmağı,y’aramdan dökülen dünlerin tarihi ve yarınlara yar olmuş güzellikler arasında kalmış düşlerim var.
-Yüzleşemediğimiz içsel aysbergimiz var ki ikimizin gam gemisi oraya çarptı.
-Yüreğimiz dağıldı, sular aldı yalnızlığımızı. Kurulanacak bir yar aradık, kendi kucaklarımız yabancıyken , yabancı kucakların yerlisi olmayı denemekti suçluluğumuz.
*Rol yapmanın gizemliliğinde oynadık kendimizi.Sen kadimlerini sıraladın onca acılar arasında.Ben haz sergimi. Tuvalime dokunan her güzelin yaşanırlık resminde yaşandım, durdum.
*Gidenin önde gideni olarak sende gidemeyişin seferi oldum. Seferlerim yüreklerde başlardı, sensiz her yürekte biterdi.
-Hep çekip gidişlerin girdabında kaldık. Oysa kalmak insaniliğin en yüce basamağıydı. Yenilmemekti kalmak. Yenileni vicdanıyla beraber eğitip kazanmaktı.
-En zorun içinde kolaylığı yaratmaktı. Pişmanlığı kovmaktı kalsaydın.
Belki gitmek zorundalığı yok etmekti.Bazen gitmek gerek biliyorum.
Mecbur ve meşhur edilmiş gidişler vardı.
-Bu gidişin bilinçaltı derinliğinde farklı süzgeçler, yüzeysel yüzlülük, içsel derinlik, bilimselliği zorlayan sinir dili vardı.
-Kül olmadan gül kalmayı mı düşünürsün? Kırmızılığını sevdamda alan gül cemalinin renksiz yaşamında gül kediliğim kısa sürer.Acılarının faresi gönül mutfağını istila etmiş durumda.Yakalamaya çalıştığın huzur, mazindeki derin sızılara teslim.Kutularında artmış günahların gün yüzünde.Sen saklanamazsın gerçeğinden.Gerçekler yalanlardan daha tehlikelidir.
“Onu dinlemek ya da düşüncelerini okumak, insanın kendisiyle ve dünyayla şaşırtıcı bir sabah tazeliğinde karşılaşması gibi... ’’
Anne Morrow Lindbergh
Hoşlanmadığın düşler arınmasında kendine gelmeyi dene. Beni sevdiğin ilk günler gibi gönlündeki bağlanış müziğini sermelisin.
Bilim , sanat, inanç, gibi üst düzey yetilerin beslediği algılarına, ince ruhuna, özel yüreğine dön. Bu özeli yakala, böyle sosyal bir atlasın olsun ki renkli dünyanın içinde mutluca kalayım Elnaz.
-Sarmayı severim ;ama iyi sarma yapan kadını değil, ruhumu, algılarımı, bilincimi, özel dünyamı,bilinç ovalarımı yeşerten kadını severim.
*Bir kez sevilmiş yürek değilsin.Bir kerelik değilsin.Bir kereleri aşan özel “bir”sin. İkilemlerim eriten, ikiyüzlü kaçışlarımı gün yüzüne çıkaran aşkın yürüyüşüsün.
*Hedefin affında kaldım.Varılmışlığım çok bilindik paftalarda.Yaryüzüne geldim sevgili. Güle selam söyle, gülene selam söyle…
-Küçücük avuntularımla, küçücük umutlarımla büyük mutluluklar okyanusum oldun. Selam söyle algılarımın dalgalarına.Selam söyle , içsel köpüğüne, selam söyle kendine.
-Soylu tavırların saklayamadığın.Mesela gitmek bunlardan biriydi;ama yeniden sevdiğine gelmek en asil, en soylu bir özelliktir.
Şimdi bölüşülmesi zor olan bu ayrılığın terazisinde, neden kefem göğe değerken, senin kefen yere değiyor.Bu ölçüsüzlüğün dili neydi?
-Bu ağır sevdam neden yaryüzüne değerken, sen kuytuların acırlarını besliyorsun.
Hangi revanın dilisin.
Hoşlanmışlığım aynasında önce ben, sonra senli yüzler belirir.Bir arayış kırışıklığında , isimsiz kalmasın sevdan.
Körlüğün umutta,sağırlığın tanımsız acılarda.
Dermansızlığın isimsiz iç dudağında. Bir öpücük kadar sana yakın emellerim varken, senin sükûnların şifresiz yarınlarda.
*Sağır sultanlığım hazların ülkesinde bir ülküye amaç.Amaçsız amaçların amcası olmuş öylesine yaşamak …
Körleşmesin görünen duyusal duygularında sana sır verdiğim içsel görüşlerim sıralanır.
-Dermansız kaldığım, amansız kaldığım, fermansız gittiğin bahtımdan şimdi yarınlara dair iç sesler besteliyorum.
-Seni duysun, içimdeki çocuğun aşk bakiresi Tinna…
*Görüneni değil, ruhun eğittiği, bedenin yaşadığı özel anları ister Tinna.
Gönlün hissetmeli, algın hissetmeli, ufkun istemeli, umudun tartmalı, varışların aşılamalı bu sevi filizin akli dünyasını.
-Yürek seveni ister, yürek dokundukça yeşeren çınarını özler bilesin Elnaz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.