- 940 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BEYİNDEN KALBE GİDEN YOLLAR
BEYİNDEN KALBE GİDEN YOLLAR
İnsanoğlu doğar, yaşar ve ölür. Bu yaşam sürecinde mutluluk, hüzün ve ayrılık gibi duyguları beyin ve kalp arasındaki o meşakkatli yolda yaşar.İşte bu yolda kişiliğimiz şekillenerek hayat gerçeğini benliğimizde o zaman hissederiz.
Her insan hayatı boyunca mutlu olmak, yaşamdan zevk almak ister ve hep o hayalle yaşar. Çünkü özümüzde bu duygular hep vardır. Yaradan biz kullarına diğer canlılardan farklı olarak, düşünme fikrini vermiş ki, doğruyu bulsunlar ve hayattan zevk alsınlar diye.Beyin algılasın kalp sevsin mantığı ters işleyince beyinden kalbe giden yolda tıkanmalar olurken, sorunlar o zaman su yüzüne çıkıyor. Tıkanan yolların neticesinde huzursuzluklar baş gösterip, hayat çekilmez bir hal alıyor.
Beşikten, pardon anne karnından mezara uzanan süreçte, aldığımız eğitim oranında değer kazanıp, değer buluyoruz. “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” Sözüyle Hz Ali, bin dört yüz yıl önce eğitimin ne kadar önemli olduğunu belirtmiştir.
Milletleri millet yapan unsurlardan önemli bir pay alan eğitim, milletleri milletlerden ayıran bir unsur olarakta karşımıza çıkar. “ Beyaz zambaklar ülkesi” adlı kitabı okuyanlar bilirler ki, eğitim milletlerin kaderini değiştirmiştir. Atalarımız “Eğitimli insandan zarar gelmez. “ sözüyle kalkınmanın, huzurun ve bağımsızlığın nereden geçtiğini vurgulamışlardır.
Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin sorunları benzerdir.Gelişmiş ülkeler önümüze her türlü engeli koymaktan geri kalmıyorlar, kalmayacaklar.Bizler birlik,beraberlik içerisinde olmak zorundayız. Bunun için ülkesini, insanlarını seven, başarılı , güzel insanlar ancak, ülkesini çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırabilirler.
Beyin düşünür, kalp sever. Düşünmeyen ve kalbinde sevgi taşımayan insanların acısını hep yaşadık, yaşıyoruz. Bu insanların topluma kazandırılması, düşünen ve seven bireyler olması için, bu ülkenin hizmetkarları zaten görevinin başındadır. Yeter ki onlara güvenelim.
Ülkem , bana ve benim konumumda olan insanlara kutsal bir misyon vermiştir. Geleceğin büyüklerini yetiştirmek… Geçmişi bırakın, şu andan itibaren insanımızın düşüncelerini değiştirebilsek, kalplerindeki insan sevgisini ve tarih şuurunu harekete geçirebilsek, inanın şanlı tarihimizi yeniden yazarız. Yeter ki iyi insan yetiştirelim.Yeter ki beyinden kalbe giden yolları açalım. İşte mutluluk ve huzur o zaman gelecektir. Unutmayalım ki bu ülke, düşünen ve kalplerinin sesini dinleyen insanların sayesinde, çağdaş medeniyetler seviyesini yakalayacaktır. Aslında mutluluk içimizde… Saygılarımla ( OCAK 2013 )
İsmet ÜÇOK