Hakiki sevgi, herkesin bahsettiği, fakat pek az kimsenin gördüğü hayaletlere benzer. -- anatole franse
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş

Ver Coşkuyu

Yorum

Ver Coşkuyu

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

432

Okunma

Ver Coşkuyu

Ver Coşkuyu


İnsan için en önemli tesir emin olduğu, bilinçli oluşturduğu kendi kurgusu; zan ise emin olmadıklarıdır. “İnanma Bil” yazımda değinmiştim. İnanılanlar bilince çevrilmeden zanda, taklitte kalır bilince çevrilenler ise hazmedilen bilgi ve deneyimlerdir. Bu nedenle hazmedilmeyen ilim telkin edilmemeli…

İlim telkin edildiğinde dikkat edilmesi gereken şudur; kişi eğer başkasından naklediyor ise kendi bilincinde işlememiş ise yani nakil de olsa bizzat kendisi telkinine sahip çıkmıyor ise “Ben vicdanımda değerlendirdim” demiyor ise telkin ettiği bilgiyi doğrulamamış ise altına imza atamıyor ise kaçamak güreşiyordur! Sözüne itibarı eski zaman kabulleri üzerinden sağlamaya çalışanlar bizzat kendi akıl ve vicdanında tasdik etmediği (Dil ile ikrar kalp ile tasdik) etmediği şeyleri telkin de etmemeli. Yanılmak başka; yalan, yanlış nakilleri ezbere telkin etmek başka…
Herkesin sorgusuz kabul ettiği zannıyla eski ezber söylemleri tekrar edip duranlar, yanılıyor! Devran çoktan değişti. Kimse renk vermek de istemiyor olabilir, zevahiri kurtarmak kabilinden yapılan eylemler ise riyakarlığın yayılmasına zemin hazırlar!

Birey mi önemli, toplum mu?

Bir insan insanlık kadar önemli!

Toplum bireylerden oluştuğuna göre bireyi önemsemeden toplumu önemseme iddiası zaten aldatmak maksadına yöneliktir…

Unutmayalım ki tüm insanlar aynı kaynaktan geliyor. İlk insan formunu temsil eden “Adem” ile bilinen “İnsan” dan… Tüm ruhlar ise aynı ruhsal yazılımı kullanır, tek kaynak var! Bu yazılımın sahibi de “Yaratıcı” olarak bilinir. İnsanın telif hakkı kimde? Sorusuna cevap da bu hakikatin içinde. İnsan bizzat kendi algısıyla yaratıcısını bilir. Bu algısında saklı insanın telif hakkı. İnsan, ya kendi potansiyeline sahip çıkar ya da potansiyelini genel anlayışa feda eder! Kendi algısını oluşturması zahmetli bir iş olduğundan kolaya kaçıp hazır öğretiye teslim olmak da var! Arifler kendi algısını oluşturacak cesarete de sahiptir! Tercih ve sonuç ilişkisi var…

Ağa, çoban, sürü ilişkisi topluma uygulanırsa; sıradan insanlar koyun, ağanın vazifelendirdikler çoban, ağa da kutsal lider oluverir… Bu uygulama insanlığa çok önceleri yerleşmiş; insanlık gerçek manada “İnsan” olmayı başardığında bitecek! Zaten tüm rütbe ve makamlar mezara kadar sürer. Her ne kadar günümüzde mezardan medet umma eğilimi devam ediyor olsa da bu hakikat böyle…

Son tahlilde; “Ver coşkuyu” türünden etkilerle coşanlar, asırlardır aynı teraneyi okuyanların düştükleri yanılgıya kapılabilir! Çünkü en çok üzerinde durulan konular genellikle en fazla içi boşalmış olanlar. Yeni şeyler üretmek yerine köhne bilgileri ezber edip vermek, almak kısır döngünün de asıl sebebi.

Selametle,

Ahmet Bektaş

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ver coşkuyu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ver coşkuyu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ver Coşkuyu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
simin
simin, @simin
19.1.2013 20:11:27
bu yazı bana kalırsa toplumda savrulan, bilinçsiz yaşayan insanlar üzerinde bir konuda tez yazılırsa kaynak olacak kadar değerlidir.

çok güzel cümlelerle, herkesin bildiğini iddaa ettiği düşüncelerin üstünden geçilmiş, harikulade sonuçlar çıkarılmış..

saygılar size
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.