yaşamsal alanlarında yalnız kalmaya yer bulamayan yüreklerin hazin sonudur/sokaklar ve balkonlar ki sol göğsümün altında ince tedirgin bir ağrı/ritmi bozuk kalp atışları ilk kez ihanet eder kendine ve bir kramp iner bedenine..yetisiz kalırsın..kala/kalırsın.. en yakınındakinden en uzağına kadar ki çoğalır gölgeleri hüznünün/ dudağından eksik susmalara bırakarak kendini..

(.
.
.)

Hani ağlıyordum ya hıçkırıksız/kırıksız..hani ne atel vardı nede alçı..iki yakasına kadar gelmişken zamanın/anın..yosun tutmuş kelimelerine göz yaşlarımı sürüyordum, balçığındaydım hüzünlerimin ki çapraz bir dilek gibi son yıldızda kayıyordu yüzünde ve ben kokunu özleyen bir oğlak burcuydum ki med olurken sen, eylül yaklaştıkça hazansız cezir olurdun aniden ve yetmedi uykumda diş bileyen bir ses olurdun..seslenişlerimde sözlerin duyulmuyordu henüz ve yokluğunda gece kokan tenime düş/memişti çıplak dokunuşlu bir yaz..herşeye rağmen gördüm/müştüm..tütünsarisi hüznümü aydınlatan yüzünü ki öyle bakma bana iki yakasına kadar gelmişken zamanın/yüreğinin..varlığın ne zamansal nede rastlansaldı..yazgı diyordum ya hani keskin kelamlarımda ve senin bana gönderdiğin kelimelerinin bakışlarında eksik kalıyordu sevgiye dair her harf ki bulanık hecelerin anaforunda yazılası değil/yalnız kalası bir varlık oluyordum ansızın..rolleri hiç kağıda dökülmemiş sandıM ki kızma hemen olurmu bak şefkati büyük harfle yazıyorum..daha ilk yarısı bitmeden sonucu tahminde edemiyorum, benim yaptığın anı yaşamak..tedirginim!! Çocuk yüreğimde, görkemli bir sirkte, ince bir ipin üstünde önümü aydınlatan ışığı tutan varlığın elleri titreyecek ve ben önümü göremeyecek, eteklerine düşeceğim yine..inan bu düşüş showa dahil olmayacak unutma ve ben burnumdaki huznu kana kesik kırmızı bir topla parmak uçlarında olacağım..şikayet etme bundan olurmu..benim yüreğimde sakladığım yüzler benzemedi hiç sana ve ben başımı kaldırmayacağım yer gökyüzüm olacak ki iki yakasına kadar geldim yüreğinin..geldim ve dur/dum..kelimelerin tınısındaki müziği duydum..ve gördüm sevdadan buharlaşmış yüzünü/hüznünü..bu yüzden sus/tum ki bir ateş böceği daha konmasın diye nefesime..




(...)