- 487 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Giderek Ben 6
Bir hücrenin ikiye bölünmesi, tomurcuklanma gibi eşeysiz üreme yerine, eşeyli üremenin evrilmesi; maliyete neden olmuştu. Bu maliyet dışta biyolojik bireyler arası dolaşımla olacak üreme faaliyetiydi. Ve bu üremenin güvence yaptırımı için seks yapmanın yükünü evrim (hayat), çoğu organizmalar arası ilişki oluşla göze alıp organizmalar bu zahmetlere katlanmıştı.
Yine cinsellik eğilimi dıştan gerçekleşip ve dışta dolaylı oluşlarla ortaya konuyordu. Üremenin dolaylı koşullarla olması demek; bu işte tekil ego eğiliminin yeterli olmaması demekti. Yani cinsel partnerin de bu işe evet demesi gerekiyordu. Bu da cinsellik eğiliminin belirmesi ile sağlanması arasındaki zamanı uzatıyordu. Yani cinsel sağlanma biraz gecikiyordu. Bu gecikme cinselliğin dış çevrimli olması yüzündendi.
Bu gecikmeye bir de sosyo toplum içinde sosyalleşen insanın edimci öğrenmeleri de neden oluyordu. Yani cinselliğin sağlasan olmasındaki gecikmeye etki eden inşalar içinde edimci davranışların da çokça katkısı vardı. . Cinselliğe dıştan etki edişle, cinselliği edimsel etkiyle giriştiren çevre, sosyo-toplumsal çevredir.
Temelde tek bir hücrenin kendisini eşleyişle bölünme yönelcimi olan çoğalma; dışta cinse eğilimiyle sosyo toplumsa yapının içinde yeni ve edimsel tutumlar edinmişti. Bu tutum, üretim ilişkisi kapsamlı oluşla vesile nedenlerle de cinselliğin dıştan düzenlemesiydi. Böylece cinsellik dışta sosyo toplumsa yapı içinde öğrenilen vesileci inşaları da bir hayli üslenmiştir. Karşı cinse yönelmek edimsel öğrenme değilken; karşı cinse seranatlar eşliğinde yönelmek edimsel öğrenmedir.
Vesile neden temel olmayan nedendirler. Ama vesile nedenler de o sürecin ortaya çıkmasına katkın olurlar. Cinsellik bir yandan duygu oluşla sürerken; diğer yandan da mantıki olabilmektedir. Ekonomik tercihler, kişisel tercihler, kariyeri olmak, sınıfsal ve kültürel oluşmalar gibi vesileci nedenlerde cinsel birleşmelerin edimsel seçiciliği içinde oluşla, cinsel partner seçimine az çok katkın olmaktadırlar. Bu gibi seçme ayıklamalar da, dıştan cinsel seçiciliğin sosyo toplumsa kültürle sağlanır olan inşası üzerine bindirilmiş durumdadırlar.
Giderek ben olmanın sadece bir yönü böylesi gelişme ve evrimsel adımlarla bambaşka boyut ve düzlem devinmesi içine girmişti. İlk başlarda bu tür evrimsel yol alışların sonunda bu kabil bir gelişme, girişme düzeyi içine geleceğini tahmin etmek, hayale getirmek; olanaksız bir bilinmezdir. Yine hücre içi eşleme nedenli bölünmenin, cinselliğe uzanır olacağının tahmin edilemez olan bir bilinmezliği ile konumuzu bitireyim.
Bir hücrenin kendisini eşleme yapan bölünme eğilimli çoğalma uzamı, ilk başlarda bir hücre içinde oluşur olan bir yansımaydı. Şimdi bu bölünmenin olması için dıştan, hem de sizin dışınızda eşeylerden birleşmeler yapmaktır. Birleşmede, bir cinsin spermi ile karşı cinsin yumurta gametinin buluşmasıdır.
Tekil bir hücre içindeki bölünme, sizde; duygu yaratmazken ve hatta; sizlere şiir yazdırmazken; ve dahi şiir yazmanın olasılığını hatırınıza getirmezken; şimdiki kimi cinselliklerin dıştan eşler üzerinde oluşuyla gerçekleşmesi size; şiirler yazdırır. Aşkı ortaya koydurur. Hatta, karşı cinsin aşkı sizi mecnun etmektedir. Bunlar gelişmenin ve evrimin hesaba katmadığı mucizesidirler. Bir gelişme, bir değişme ya da bir zorunluluk olmadan, mucize ve kıyamet de olmazdı.
Sosyo toplumsa benliğimizin oluşması:
Zaman, evrene ve doğal çevremize, farklı farklı yansır. Çevremizdeki olgu ve olaylar; varlıklar ve her bir var oluşlar; her bir çevrimler vs. zamanın her bir farklı var oluşla, belirmeli yansıma özelliğidirler.
Her bir olay ve devinimin zaten kendisi zamandır. Devinimin zaman olması, özdeğin temel özellikleri içinde mütalaa olunan bir konsepttir. İnsanlar dahi, aynı zamanın en az üç farklı boyutunu aynı anda kullanırlar. İnsanın kendisi bir zamandır. İnsanın kendisinin zaman olması, sözgelimi kendisindeki organ, doku, özümleme süreçleri vs.’nin kesikli (sınırlı) oluşuyla, sürekli (sınırsız) oluşunnun bağıntılı ve bir arada ilişkilenmiş olma halinin, ileri akan süreç bütünlüğüdürler.
İnsanda o anda insan oluşla görülen bütünlüktü zaman, en az üç farklı belirme ilişki tipine göre kesikli sürekli bir olay zaman olamlılığına dönüşmüştür. Birinci zaman, sizde bağıntılı oluşla; sizdeki geçmiş zaman oluşukları ve ilişkileridirler. Organ ve dokuların oluşması ve işlevsel ilişkilenme inşası sizden öncedirler ve sizinledirler.
Organların gördükleri, iş ve işlev aynı zamanın ikinci şekilde beliren kullanımlar oluşla, şimdiki zaman içinde kullanılışla sürerler. Sözgelimi; sizin özümleme süreçleriniz gibi solunumunuz gibi içti zamanın kesikli sürekliliği oluşla, bir kullanımdırlar. Yine basitçe söylersek; bebekliğiniz, çocukluğunuz gençlik ve yaşlılığınız hem geçmiş zamandırlar, hem de şu anki halinizin ( yaşlılığınızın) içinde sürer giderler
Aynı zamanın aynı anda, insana dek olur zamanın üçüncü bir yansıması oluşla sizdeki süreçler birliği oluşturan bir durumda öznelliğinizdir. Yani bilen ben. Konuşan ben, muhakeme eden hesap eden vs. bendir. Sizlerin dışına doğru aktardığınız düşünceler, sırf kendinize özgü özneldi zamandırlar. Bu üç farklı devinim aynı zaman içinde (siz olan zaman içinde)yan yana, aynı anda; sizin farklı girişmeli zaman yüzlerinizi kullandığınız birer süreçtirler.
Örneğin; inanç içinde olmanız. İbadeti olmanız. Kazak örmeniz. Spor olarak ağaca tırmanmanız. Balık beslemeniz. Çevre ile ilgilenen merak eğilimleriniz. Gezip dolaşmanız. Islık çalmanız. Şarkı söylemeniz Giyim şekliniz. Yüzmeniz. Aşkınız. Eğlence, oyun, şamata vs. yapmanız; bu tür zamanları kullanmak ve bu tür zamanların içinde olmalarınız vardır. Bu zaman olayları hem sizin dışınızda, hem sizinle ilişkili bir özel hayatın kendisi de olan zamandırlar. Bu farklı, kesikli zamanlar sizin bu zamanları eğiliminize göre farklı bir özellik bağlacı içinde oluşlarla kullanmanızdırlar.
Zamanın boşluklu tanecikli alanının doldurulmasıdırlar. Bunlar aynı zamanın farklı yansımalarla olan çok yüzlülüğüdürler. Bu çok yüzün her biri kendisine uyan anahtar kilit gibi oluşun farklı bağıntılarıyla kullanımdırlar. Çoğu kez bilmezlikler bu kabilden olan özel ve öznel yaşantılımlı zamanları, toplumsal zamanın süreçleriyle yer değiştirtirler. Söz gelimi; bir devlet dairesindeki veya bir fabrikadaki bireyin kullandığı toplumsal zaman, artık kişinin özel hayatında kullandığı kişisel özel ve öznel zamanı değildir.
Aksine, toplumsal mesai içinde olan birey (dikkat ediniz kişi değil birey)kullanımlı zaman, topluma ya da toplumsal mesaiye ait olan zamandır. Toplumsal zamanın yaratıcısı, sorumlayıcısı, düzenleyicisi; toplumdur. Toplumsal zamanın içinde olan ve toplumsal zamanı kullanan birey insan, toplum zamanı içinde artık kazak öremez. Şarkı söyleyemez. Havuzda yüzemez. Bu benim insan hakkımdır, diyemez.
Toplumsal mesailer, kişinin zamanı değildirler. Toplumsal zaman, toplumsa zamanın; üretim sürecine dek beliren yüzlerinin kullanımıdırlar. Toplumsal yapı ile ortaya konan bir üretim sürecidirler. Öznelci özel zamanın tutum ve davranışları, üretim yapan toplumsa zamanın içinde kullanılması; ne haktır. Ne özgürlük kapsamında oluşlarla değerlendirilmezler.
Toplum ve halk alan içine dek zamanın, her birinin kendi kullanım zarfı içinde olmayan davranış ve edimleri, o sistemi aşındıran virüs davranışlı edimdirler. Bu nedenle kişidi kullanımlı (giyim, kuşam, inanç gibi) zamanlar, toplumsal zamanın içinde kullandığı bir hak ve özgürlük değildirler.
Sosyo toplumsa alanın her ileri süreçleri, kendi yeni yansıma bağıntısını ve boşluklu tanecikli olacak alan girişmesini de ortaya koyarlar. Böylece her yeni olayların ileri süreç girişmeleri, farklı düzlem ve farklı düzey olmanın, yeni özellikti durum boyutu olurlar.
16.12.2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.