- 1294 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Suç Örgütleri midirler?
Barış adına, insanlığa hizmet, insan hakları ve özgürlükler adına kuruldular!..
Ne zaman?
Dünyayı çorba kazanına koyup karıştırdı, etini, denini, anığını tükettikten; boş kab kaldıktan sonra.
Ürettikleri teknoloji ile bu günlerini garanti altına alacak gelişmeleri, işgalleri, sömürü ve soy kırımları yaptıktan sonra.
Kendi inanç, toprak ve kültürlerinden olmayan koca imparatorlukları el birliğiyle yıkarak şehirdevleti bile olmayan, hatta birkaç gemisi olan kasaba zenginlerine pay verdikten sonra.
Keşfettikleri tüm yeni karalarda ora yerlilerini yere gömdükten, topraklarına elkoyduktan sonra. Öldürülmekten arta kalanları topraklarından ışık yılı uzaklıktaki ülkelere asker olarak gönderip insanhakları adına(!) kırdırttıktan sonra…
En son dünya savaşıyla son darbeyi indirip büyüklük bende kalsın yaklaşımıyla düzmece barış antlaşmalarıye kendilerinin dışında kalan ulus ve ülkeleri birbirine düşürme belgeleri, haritaları çizildikten sonra.
Yine ulusal sürtüşmelerde ve dünya savaşlarına düşman girdikleri Avrupa ülkelerini (Almanya-Rusya-İtalya- Balkanlar) savaş sonunda kardan nasiplendirip, tehdit olacak diğer (uzak doğu ve asya büyükleri) ülkeleri kalıcı kıyımlarla -şimdi bulunduran ülkeleri dünya suçlusu ilan ettikleri bombalarla- susturduktan sonra.
Oluşturdukları kurumların kalıcılığını ve tekno-ticari garantisini elinde tutmak için silah sanayini yine yandaşlarıyla işletip yedi sülalelerini garanti altına aldıktan sonra.
Kısacası kendi hoşuna gitmeyen, rahatını bozan dalları budadıktan sonra… Şimdi başımıza barış-insanhakları havarisi kesilmiş dünya özgürlükler okulunun sınıf başkalığını oynuyorsunuz öyle mi?
Eylemlerinin geçmişte olduğu gibi bu günde dün koruduklarıyla birlikte kendi güvenliğini sağlamak amacına hizmet ettiğini anlamayacak kadar haklarını koruduğu(!) insanları saf görmek aslında insana saygısızlıktır. Kendini akıllı diğerlerini akılsız görmek bir kesimi insan diğerlerini mahlûk görmektir.
Silahlar tepecekti çünkü süreçte. Çünkü insanlar yaralarını unutmayacaktı, yok edilen köklerini de. Çare, uluslar arası barış, insan hakları örgütleri kurmak! Yasama: Biz! Yürütme; biz! Yatgı: Biz! Yani malı hırsıza teslim etmek.. Yani suçlu kendini hakem, hâkim, yargıç ilan ediyor…
Neresinden bakarsanız bu bir sinsi örgütlenme, çağdaş sömürü oluşumudur. Ve ben uluslar arası gelişmelere baktığımda güzel ad ve amaçlarla kurulan bu uluslar arası örgütleri kâğıt üzerindeki yüzleriyle değil öbür taraftaki olarak görüyorum. Çete…
Renk, dil, din, ırk ayırmadan tüm dünya insanı diyeceksin, hesabına ters düşen renginden, dilinden, dininden, ırkından değilse yedireceksin, yiyeceksin. Bahanen: “Keçi kardeş suyumu bulandırma” olacak zenginliklerine göz koyduklarının tepesine binmek için. İsan hakları adına insanları öldürecek, ülkeleri harebeye çevireceksin.
Ve bazen göstere göstere edebazca, saygısızca tomar tomar yiyecek, sırıtarak; aşağılayarak özür dileyeceksin.
Adını barış koysak da suç işliyorsa örgütün adı ne olur? Sahtekârlık, dolandırıcılık suçtur.
Uluslar Arası İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar Mahkemesi..
Ha… Hah… Ha… Hihhihhiii…
Daha gülmekten garnımız yırtıldı…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.