- 885 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Gitme bir lahza kal yanımda
gitme bir lahza kal yanımda,
ne vakit bir tren geçse ayrılığımın garından ve tek yolcusuyla yüreğim yalnız. O vakit anlarım faili meçhul bir yolun çuf çuflarına karışan sessiz düşüncelerimi. ellerim hiç bu kadar boş kalmamıştı ve alnım bir kompartıman camında öylece ağır. her şeyi çekip bir kenara inadımdan münezzeh, diyemedim gitme bir lahza kal yanımda.
umulmadık itiraflarımı hep yalnızken yapmıştım. hatta yalnızlığın gölgesi bile şaşırmıştı olup bitenlere. ben içmeden sarhoş bir aklın maviye çalan rengiyle itiraflarımı döküyordum yaprak yaprak dibime. biliyor musun itirafımın girizgahı seninle başlayacaktı, utandım diyemedim gitme bir lahza kal yanımda.
esaret dedikleri şey mahpusluk değilmiş meğer. kendi vicdanı arasında yargılanıp hüküm giymiş bir yüreğin tutsaklığındaki o acı veren soyut sayıklamalar, dört duvardan daha can alıcıymış. kim kendi yüreğinin avlusunda volta atıp vakit geçirebilir ki? kim senin uzaklığında benim kadar mahpus yaşayabilirdi ki? dilimin ucundaydı, sıkıldım diyemedim gitme kal bir lahza yanımda.
avucumda bir danışıklı dövüş hatıraların, bu yüzden çoktan beri kapalıdır ellerim...