DİLSİZ ŞEYTAN!

• 17 Ocak 2013 Perşembe 10:17:13

Değerli Ülküdaşlarım,kıymetli dostlarım; ABD’nin kurguladığı düzmece 11 Eylül saldırılarından sonra BHUST’un ilan ettiği haçlı seferleri ve Vatikanın başlattığı Hristiyanlaştırma (Dinler Arası Diyalog) projesi olanca hızıyla devam etmektedir.Küresel emperyalistlerin başı ABD bu haçlı seferinin adına BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) demiş ve bu projenin ülkemizde uygulanması için de AKP kurdurularak iktidar olması sağlanmış,Recep Tayyip Erdoğan’a da meydanlarda ve televizyon programlarında övünerek anlattığı BOP eşbaşkanlığı verilmiştir.Dinler Arası Diyalog programı çerçevesinde de Fethullah Gülen ve cemaati Vatikan’a yani Papa’ya mektup yazarak bu papalık misyonunun gönüllü parçası olmayı bizzat talep etmişler ve Fethullah Gülen de ABD’ye yerleştirilmiştir.
Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) amacı nedir? Büyük Ortadoğu Projesi ile ilgili en çarpıcı açıklama Condoleezza Rice’ın 7.8.2003 Washington Post gazetesinde yayınlanan yazısında görülmektedir. “Transforming The Middle East – Ortadoğu’yu Dönüştürmek.” Rice bu yazısında Fas’tan Basra körfezine kadar Ortadoğu’da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye’nin de bunların içinde olduğunu vurgulamıştır.07 Ekim 2001 Tarihinde 11 Eylül saldırısının faili olarak ilan ettiği El Kaide lideri Usame Bin Ladin’i bahane ederek Afganistan’ı işgal eden ABD daha sonra gözünü Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya dikmiştir.Tarihler 20 Mart 2003’ü gösterirken ABD ve İngilizlerin koalisyon güçleri AKP hükümetinin açtığı Türk Hava Sahasını da kullanarak Irak’ı Özgürleştirme! Operasyonuyla Irak işgaline başlamıştır.Halâ devam eden bu sekiz yıllık işgal süresince kadın,erkek milyonlarca Müslüman kadledilmiş,milyonlarca müslüman kadına işkence ve tecavüzedilmiştir.Karnımızda Amerikan piçlerini taşımak istemiyoruz diyen binlerce kadın intihar ederek canına kıymıştır.Irak’ı kimyasal silah yalanıyla işgal eden ABD Irak’ın kuzeyinde bir KÜRT devletinin kurulmasını sağlamış, bizim baş ağrımız olacak olan hatta savaş sebebi sayacağımızı söylediğimiz bu kukla devletin alt yapısını da bize yaptırmıştır.Irak’ta bulunan TÜRK soydaşlarımızı ve diğer etnik grupları acımasızca katleden ve katlettiren işgalciler sadece Kürtlere dokunmamışlar,Talabani denilen işbirlikçiyi Irak devlet başkanı,Barzani eşkiyasını da kukla Kürdistanın başına getirmişlerdir.Bütün bunlar yapılırken Tayyip Erdoğan da BOP eşbaşkanı olmakla övünmüş, “Irakta savaşan bay ve bayan ABD&İngiliz askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için dua ediyorum.” diyerek görevini eksiksiz yerine getirmiştir. Yani Irak’da katledilen,işkence edilen ve tecavüze uğrayan milyonlarca müslümanın kanı ve vebali Tayyip Erdoğan’ın ellerindedir,boynundadır.
Daha sonra Afrikadan,Sudan’dan başlayan İsyan hareketleri Arap baharı adı altında Mısır,Libya,Yemen ve Suriye’ye kadar gelmiştir.Lakin, ne hikmetse Müslüman Tayyip Erdoğan bu süreçte devamlı haçlıların yanında yer almıştır!Dün dostum,kardeşim dediği hatta ellerinden ödüller aldığı dostlarını haçlıların isteği doğrultusunda “DİKTATÖR” ilan ederek vefasını ve delikanlılığını göstermiştir!!! Yemen’de halkın üzerine ateş açanların İsveç’li çıkması da bu baharın nasıl bir yalancı bahar olduğunun güzel bir örneğidir. Esas amacının İsrail’in güvenliğini sağlamak olduğunu herkesin bildiği bu proje dahilinde Haçlı koalisyonu ve onların yardakçısı bizim BOP eşbaşkanımızın şimdi asıl hedefi İran’dır ve bu yüzden de şu anda Suriye’ye saldırmaktadırlar.Çünkü Suriye düşmeden İran’a saldıramazlar.Eğer haçlı koalisyonu Suriye’yi aradan çıkarıp İran’da işgal edilirse İsrail’in güvenliği sağlanacak ve büyük İsrail projesi olan (Arz-ı Mevut) Nil’den Fırat’a kadar büyük İsrail rüyası gerçekleşmiş olacak.Tabii bunun yanında Irak’da bir ayağı kurulmuş olan Büyük Kürdistan da Türkiye’den koparılacak olan G.Doğu topraklarıyla tamamlanmış olacak!!! Peki,BOP eşbaşkanı olmakla övünen bizim başbakanımız bunları bilmiyor mu?Bal gibi biliyor.Biliyor ama,biz sadece her nimetin bir külfeti var demekle yetinelim!!!
Gelelim diyalogçulara; bunlar da İslâm’ın içini boşaltarak tıpkı AKP’nin hedeflediği Atatürk’süz Cumhuriyet,Türk’süz millet gibi Muahmmed’siz bir islâm yaratma gayretindeler.Bu yüzdendir ki,AB’nin isteğiyle Cuma hutbelerinde Peygamberimiz zamanından beri okunan “İnneddine İndallahi İslâm” yani (Allah katında hak din İslâmdır.) ayeti hutbelerden çıkarılmış,Fethullah Gülen ve şürekası tarafından “Tevhid’in ikinci kısmını söylemeyenlere kötü nazarla bakılmamalı” yani Muhammedün Resulululah demeseniz de olur denilmiştir.Yine Fethullah Gülen tarafından Kurandaki Yahudi ve Hristiyanlarla ilgili ayetlerin çok sert olduğu,bu ayetlerin bu günkü Hristiyan ve Yahudileri ilgilendirmediği söylenmiş,yayın organlarında (Zaman gazetesi) Ehli Kitapla Amentüde ittifakımız olduğu yazılmıştır.Hatta ve hatta bu diyalogçu muhteremler Harran’da yaptıkları toplantıda sanal sırat köprüsü kurarak bütün dinlerin temsilcilerini bu köprüden geçirmişler,hristiyan bir erkekle müslüman bir kadını evlendirerek yine Zaman gazetesinde “DİYALOGDAN DÜĞÜNE” diye başlık atmışlardır.
Değerli Ülküdaşlarım,kıymetli dostlar; AKP iktidara geldiği günden itibaren bu projelere karşı olan ve kendilerine ayakbağı olarak gördükleri herkesi imzasız ihbar mektuplarıyla,düzmece belgelerle sindirme,itibarsızlaştırma ve tutuklatma yoluna gitmektedir.Ne yazık ki bu gün Sayın Devlet Bahçeli’nin de dediği gibi kahramanlar hain, hainler ise kahraman muamalesi görmektedir.Bunun en son örneği olarak AKP ve Diyalogçulara meydan okuyan onların ipliğini pazara çıkaran,kamuayunun “Cübbeli Ahmet” diye tanıdığı Ahmet Mahmut Ünlü hoca tutuklanmıştır.Deniz Feneri davası boyunca bir satır bile bilgi sızdırmayan emniyet ve mahkemeler ne hikmetse daha ifadesi bile alınmadan hocayı itibarsızlaştıracak bir sürü bilgiyi medyaya servis etmişlerdir. Şahsen, ne hocayla ne cemaatiyle, ne de diğer cemaatler ile hiçbir ilişkim,bağım yoktur. Bir çok cemaat Atatürk’e ve TÜRK milleti kavramına şaşı baktıkları için ben de onlara şaşı bakıyorum.Vatan,Millet,Din ve Devlet adına riyasız çalışanların Allah hepsinden razı olsun,Allah yollarını açık etsin.Bu benim şahsi duruşum ve beni bağlar.Lakin,sosyal medyada ve üyesi olduğum gruplarda çeşitli cemaatlere sempatisi veya bağlılığı olan Ülküdaşlarım ve dostlarımın varlığını görüyorum,onlara da sonsuz saygı duyuyorum.
Şimdi; Allah bir,Kuran bir ve Peygamber de bir olduğuna göre İslâm’ın ve İmanın şartları belli olduğuna göre biz kimin yanında olmamız gerekiyor?Elbette İslâm’ın şartalarına uyan ve onları riyasız savunanların yanında olacağız.Hala gaflete düşmeyelim, kimin ne olduğunu bilmeden eleştirmeyelim,bunların vebali var diyerek Diyalogçulara ve AKP’ye hüsnü zan ile bakan Ülküdaşlarımı görünce üzülüyorum.Değerli Ülküdaşlarım artık saflar netleşmiştir.Ya Haçlı seferlerini başlattığını ilan edenlerle ve onların vatansız,milliyetsiz yerli işbirlikçileriyle, Vatikan’a biat edip İslam’ı ortadan kaldırmak isteyenlerin safında olacağız ya da Vatan diyen,bayrak diyen,İslâm diyen ve Türk Milleti diyenlerin safında olacağız.Ne işbirlikçiliği artık aşikar olan hükümeti eleştirmek ne de Vatikan’ın ve ABD’nin emrinde olan Gülen cemaatini eleştirmekle gaflete düşmüş oluruz,ne de onlarla mücadele etmekle bir şey kaybederiz.Aksine onurumuzu,vatanımızı ve dinimizi korumuş oluruz.HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR. Selam ve Saygılarımla.
Saim BASTIK 10/12/2011-MALKARA