- 2342 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Kitap Çıkarmak
Kitap basımıyla ilgili sevgili yazar arkadaşlarımın sorularına cevap olması amacıyla daha önce yayınlanan bu yazımı yeniden yayınlamakta fayda olduğunu düşündüm....
Şu bir gerçek ki şiir ya da öykü yazmaya başlayan bir kalemin daha sonra en büyük isteği bu yazılarını kitaplaştırmak oluyor. Yani birçoğumuz, başkalarına gösterebileceğimiz bir basılı eserimiz olsun istiyoruz.
Şimdi öncelikle şunu belirlemeliyiz; bu bastıracağımız kitap hani eşe dosta hediye olarak bastıracağımız bir anı kitap mı olacak, yoksa edebiyat dünyasında “ben de varım, var olacağım” zihniyetinde bir kitap mı ? Bu kararı vermek, sonraki adımları belirlemekte büyük rol oynuyor. Çünkü kitap bastırmak hem çok kolay, hem de çok zor bir iş.
Eğer kitap çıkarmaktaki tercihiniz birinci tercihse, yani “ahbaba, eşe dosta vereyim” diyorsanız. Giderseniz sıradan bir yayınevine fiyatta anlaşırsınız, editörlük, kapak tasarımı gibi konularda oluşabilecek hataları da göze alarak bunu yapabilirsiniz.
Ama amacınız ikinci tercihse, yani bu işi ileride profösyonel bir yazar olarak devam ettirmek istiyorsanız yayınevi konusunda ciddi bir araştırma yapmanızı öneririm.
Yazımın bundan sonrası yazarlığı profösyonel olarak düşünen dostlar içindir. Öncelikle kişi kitap bastırma aşamasında kendini iyice tartmalı. Çünkü bir kere kitap basıldımı geri dönüşü yok. Yani içeriğiyle, imlasıyla, tasarımıyla tamamen sizin kartvizitiniz oluyor. Yani o kitap okuyanlara bir nevi sizin edebi kalitenizi sunuyor.(Her ne kadar zamanla doğal olarak kendinizi geliştirecek olsanızda…)
Özellikle yazmaya yeni başlayan dostların kendilerini iyice pişirmelerini tavsiye ederim. Yani bol bol okumalı, kaliteli yazıları kaliteli hale getiren unsurları iyi anlamalarını öneririm. Ve kendilerini, yani yazılarını sürekli farklı edebi platformlarda vitrine çıkararak objektif eleştiri ve yorumlara açık tutmalarını tavsiye ederim. Çünkü birçok arkadaşımda şu yanılgıyı görüyorum. Mesela bir kalem bir sitede uzun süre yazdıktan sonra buna mukabil olarak bir çok dost hane yorum alıyor. Sonucunda da edebi birikiminin bir kitap çıkarmaya yeterli olduğunu düşünüyor. Bu konuda, özellikle düz yazı konusunda yani öykü, hikaye yazan dostlarıma faydası olabileceğini düşündüğüm naçizane birkaç şahsi görüşümü paylaşmak istiyorum.
Tabi ki başarılı bir hikaye yazmanın kuralları bellidir. Hikayeyi bunların dışında etkili yapan yazarın üslubu yani anlatım dilidir. Belki birçoğumuzun bildiği bazı noktaları ben yine burada belirtmek istiyorum. Hikayede cümleler kısa ve etkili olmalı. Yani okuyucu okuduğu kısmı hemen kafasında canlandırabilmeli. Arka plan tasvirleri çok kısa tutulmalı. Yani yazıyı gereksiz cümleler ve betimlemelerle doldurup okuyucuyu sıkmamalı. İşlediğiniz konu sizin için çok önemli olduğu halde okuyuculara çok önemli gelmeyebilir, bunu göz ardı etmemeli. Yazdığınız yazıyı iyice demlemeli. Yani yazdığınız yazıyı birkaç gün sonra yeniden gözden geçirmeli, hatta mümkünse yakın dostların görüşünden geçirip o şekilde yayınlamalı. Yazıyı güçlü hale getiren en önemli unsurlardan bir tanesinin imlanın doğru kullanılması gerektiği asla unutulmamalı. Bunun için özellikle gayret edilmeli.
Bu arada kaliteli ve farklı bir yazı yazmanızın bir koşulu da hayal gücünüzün ve kelime dağarcığınızın geniş olmasıyla alakalıdır. Bu yüzden sürekli olarak bir sözlük okunmasında çok fayda vardır. Yazının dramatik başlaması okuyucuyu merak ettirir. Yazı da birinci tekil şahıs kullanılırsa duygular çok etkili verilir. Üçüncü tekil şahıssa yazara daha geniş yazma imkanı sunar. Bir yazar güçlü ve çekici yazabilmek için, tabiri caizse yazılarını fildişi kulelerden değil de, halkın içine karışarak görmeli ve yazmalıdır. Anlatım dili olarak da, sanat edebiyatı ve halk edebiyatı dilini sentezleyerek kullanmalıdır. Tabi bu anlatımı yaparken, ilgi çekmek adına asla hassas çizgilerimiz olan din, edep, kültür vb. çizgilerini aşmamalıdır.
Dediğim gibi bunlar benim naçizane, belki faydası olabileceğini düşündüğüm ve tecrübeyle doğruluğu sabitlenmiş tavsiyelerim.
Bu arada ilk kitabınızdan asla para kazanma düşüncesi olmamalı. Önemli olan kitabınızın internetteki popüler kitap satış sitelerinde ve belli kitapevlerinde satışa çıkması ve dolayısıyla isminizin duyulmasıdır.
Bütün bunlardan sonra gelelim doğru yayınevinin nasıl seçileceğine. Öncelikle her yayın evi ismi duyulmamış bir yazardan kitap basımı için haklı olarak para isteyecektir. Çünkü siz bu camiada yenisinizdir ve kitabınızın satılıp satılmayacağı belli değildir. Yayınevi de sizden para talep etmekte kendince haklıdır. Çünkü onlarında, matbaa, editörlük, reklam vb. birçok giderleri vardır.
İkincisi basılacak kitapta İSBN numarası var olacak mı ona bakın. Çünkü İSBN numarası Kültür ve turizm bakanlığınca kitabınıza verilen tescildir.
Kitabınızda bandrol olup olmadığına bakın. Çünkü bu sizin kitabınızın korsan olarak basılmasını engeller. Eğer bu iki hukuki sorumluluk yerine getirilmişse kitabınız gerçek bir yayınevinde basılmış demektir.
Kitabınızda hangi kalite kağıt kullanılacağını sorun, çünkü bu fiyatı ve kitabın kalitesini direk etkiler. O yüzen yayınevlerinde fiyat alırken farkların çoğu bu ayrıntıdan dolayı ortaya çıkar.
Yayınevinden en son kimin kitabını bastıklarını öğrenin ve bu kitabın hangi kitapevlerinde satıldığını öğrenin. Çünkü bazı yayınevleri size büyük vaadlerde bulunur, kitabınızı her yerde pazarlayacaklarını söylerler. Fakat çoğu zaman depolarında bekletip “satılmadı” der ve size iade ederler.
Hangi kitap dağıtım şirketleriyle çalıştıklarını öğrenin. Çünkü Ülkemizde belli başlı kitap dağıtım şirketleri vardır. Ve onlar sizin kitabınızı ülkenin en ücra köşesine gönderecek dağıtım ve iletişim ağına sahiptirler. Bunu internetten çok kolay öğrenebilirsiniz
Hangi editörle de çalıştıklarını sorun, zira iyi editör kitabı adam eder. Yurt dışında yeri gediğinde eserinize bakmak için bir yıl süre isterler. Hatta yayınevleri arasında ciddi editör transferleri vardır.
Sözleşmeyi çok ama çok iyi okuyun. Çünkü bazı sözleşmeler sizin aleyhinizedir de kitap bastırma heyecanıyla bunu fark edemezsiniz. Diyelim yayıneviyle anlaştınız, dosyanızı gönderdiniz. Kitap basılmadan önce editlenmiş eserinizi muhakkak isteyip son halini bir kez de siz gözden geçirin. Ama ciddi anlamda geçirin, en meşhur kitaplarda bile hatalar olabiliyor, acele etmeyin, zaten bir sürü emek verip yazmışsınız bari bir gününüzü daha ayrın ki kitabınız her yönden eksiksiz çıksın.
Dediğim gibi, bu yazıyı yazmamdaki amaç sevgili yazar arkadaşlarımın kötü niyetli yayınevlerine düşüp, hayal kırıklığı yaşamalarını engellemek ve zamanından önce kitap çıkararak pişmanlıklarına mani olmaktır.
Ve bir gün ilk kitabınızı bastırıp bunun tanınmasını bekliyorsanız, hemen şimdi gidip ilk kitabı çıkmış bir yazarın şiir ya da öykü kitabını satın alın. Bunu hem o yazar, hem kendiniz hem de Türk edebiyatının gelişmesi için yapın.
Ve hiç unutmayın ki iyi kitap reklam olsun olmasın zaten kendini satar ve onun ilerleyişini hiç kimse engelleyemez.
Kitabı çıkacak arkadaşlarımı şimdiden tebrik ederim.
YORUMLAR
canım arkadaşım...her yazında olduğu gibi...bu yazındada tüm samimiyetini bizlere sunmuşsun. kitap çıkarmak fikri eli kalem tutan her kişinin düşüdür. bu piyasa kurtların elindedir. bu işi yapanlar hep renkli sunumlar yaparlar parayı alıp kişiyi ortada bırakıyorlar çoğu kitap çıkaran arkadaşların anlatılanları hep aynı kandırıldım. sözleşmeye sadık kalmadılar türünde şimdi sen bunları bizlerden önce yaşadın güzel yüreğinle bizlere bu piyasanın karanlık yönünü anlattın... sağol varol ben biliyorumki sen bu konuda çok dürüstsün o mütevazı yüreğin bu işe başladığını niçin söylemiyor senin bu iş için biçilmiş kişiliğin bizler için bir şanstır tesadüf olarak bulduğum yayıncılık senin öncülüğünde bu piyasada adını duyuruyor. sıkılmana bunu saklamana ne gerek. bizler seni tanıyor biliyoruz. artık sesini yükseltmen gerekmezmi???? şimdi sen ben bunu söylersem arkadaşlar yanlış anlarlar reklamını yapıyormu diyeceğiz..... inan ben çok sevindim..bu defterde yazan arkadaşlarda senin bu işle iştigalini duyunca oooo bizden biri ona danışayım tanıdığımız biri. birde onunla konuşayım diyeceklerdir. bilinen bilinmeyenden her daim iyidir. şimdi abi buna ne gerek vardı demeni duyuyor gibiyim...evet gerekliydi...şimdi kitap çıkarmada muallak kalan ben cevabını bilmediğim ve acaba larla dolu merakım gitti. sorular netlik kazandı. çünkü bu işi sevdiğim saydığım ve BİLDİĞİM biri çıkarıyor diyeceğim...kolay gelsin diyor başarılarının devamını en samimi duygularımla canı gönülden istiyorum...
Mustafa Sakarya
hadi diyelim editörüyle, dağıtım şirketiyle, dürüstçe ISBN numarası alan iyi bir yayınevi bulduk. Kitabımız da yayımlandı, eşten dosttan, arkadaşlardan güzel de tepkiler aldık (ki bu tepkiler genellikle sık rastladığımız yorumlar türünden tepkilerdir, harikaydı, yüreğine sağlık, şiirdi, tebrikler şairim, keşke bunu ben yazsaydım, dağıldım, ah be şairim ne yaptın sen, güçlü kalemini kutluyorum v.s. ) türünden şeyler de oldu diyelim.
Peki bir gün tesadüfen bu kitabımız bir bilenin, bir ustanın, bir bilirkişinin, bir edebiyat elştirmeninin eline geçer de, ve o kişiler bizi yanına çağırıp: gel bakalım, sen bir kitap yazmışsın, gel de konuyla ilgili biraz konuşalım, sen kimsin, ne yer ne içersin, neler yaptın bu güne kadar, kimleri okudun, ne kadar okudun, nerelerde yazdın, edebiyat derinliğin nedir, şurada ne demek istedin ? gibi sorularla karşılaşırsak ne olacak?
Onun için de; yazıda vurgulamışsınız işte:
Çok çalışmak gerek çoookkk!
Hamlıktan kurtulup pişmek gerek. Piştiğimize önce kendimizin inanması gerek.
diyorum da:
başka pencereden de bakılabilir olaya elbette :)
Tebriklerim saygıyla Mustafa Hocam...
Mustafa Sakarya
Değer kattı yorumunuz, çok teşekkürler Hüseyin Hocam. Saygılar, selamlar
Mustafa Sakarya
Yazıyı güçlü hale getiren unsurlardan bir tanesinin de imlanın doğru kullanılması gerektiği asla unutulmamalıdır.
Yazıdan alıntıladığım bu cümle ve bazı başka cümleler, biz değerli yazma meraklılarına öğüt ve tavsiyelerde bulunmanızı hayli zorlaştırıyor. Zira okuyanlar bunca yazım yanlışlığı ve cümlelerin bunca anlaşılamazlığı karşısında belki ne demek istediğinizi bile tam anlamıyla algılayamabilirler. Objektif ve eleştiriye açıklığa yaptığınız vurgu nedeniyle bu tonda söyleyebildim muradımı. Yine de haddimi aştımsa, bağışlayınız lütfen.
Mustafa Sakarya
Fırat Avcı
Mustafa Sakarya
Veya yazarın haberi olmadan aynı kitabı bir kez daha bastırabiliyor...
Yani bu işin içinde oldukça çok suistimaller var.
Teşekkürler katkınız için. Sevgili Davidoff' size cevabı yalnışlıkla yorum kısmından yapmışım özür:)
Mustafa Sakarya tarafından 1/17/2013 11:33:54 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yazınız için sizi kutlarım Sn. Sakarya.
Bunu ben de yazmayı düşündüm aslında. Fakat kitabım çıkmadığı için tam anlamında detaylara sahip olmadığımdan yazmadım.
ISBN numaralı kitap demek, yazarın kandırılamaması demektir. ISBN bandrol numarası alan bir yazar, o numarayla Kültür Bakanlığını arayıp, bu isimde benim kaç kitabım çıktı diye sorma hakkına sahiptir.
Kültür Bakanlığı da O isimde çıkartırmış kitabı araştırıp, yaraza bilmek mecburiyetindedir.
Yoksa yayınevi size 1000 kitap bastırma yerine 250 kitap bastırıp, aynı ücrete başka bir kitaba korsan yapabiliyor.
Veya sizin 1000 kitaplık yayınınızı satılmadı diye elinde tutuyor.
Dikkatli olmanızda fayda var.
Saygıyla.