YAĞMUR HASLETLERİ
Bu gece tıpırtısını sevdiğim yağmur bana dost. Panjurun üzerinde "singing in the rain" dansı yapardı eskiden. Şimdi Asi rüzgarla işbirlikçi korkusu salıyor bedenime. Arsızlık edip içeri sızmasa bari, ömrümüze sızan onca necaset gibi.
Oysa yağmur duruluğun andını içmiştir. Kuru derelerin içinde son nefes bulmuş hayvan leşlerini bile sürükler böyle kükreye kükreye yağıp derelerde akarsuculuk oynadığında.
Asfaltları delerken inceden inceden bilmem kimin aklına "taşları delip geçen suyun gücü değil, sürekliliğidir." veciz sözünü getirip dalga dalga insanlara güç olmuştur.
Kimi Nisan yağmurlarına okuyup içerken, kimi de toprağa düşerse ot, insana düşerse et kabilinden şemsiyesine sıkı sıkı sarılıp muhtemel mundar etten korunmuştur.
Aklını saçına başına kaptırmış bir deli kız da yağmurda cesur lakin küçük adımlarla yürüyüp, saçlarını büyük santimlerle hayal ediyordur. Yağmur suyu saçı iki, beş, on kat daha fazla uzat..... Dızzzt! Tokası yağmurun çamur çukurunda yitesice... Bronşitten muaf olasıca.
Yağmur, çiftçinin gelecek sene evereceği oğlunun düğün parası için hasatına can bir de.
Günah denizinde kaybolunduğunda, Rabb’imin rahmetini esirgediği kuraklıklarda dört gözle beklenendir, yüreklerin duasıdır.Kimin kimden daha değerli olduğu bilinmediğinden her kişinin er kişi gibi çağırıldığı, adı ’ Yağmur Duası’ olan dua.
Ve yağmur umman ovaları alıp, devasa ağaçların en zirve yaprağıyla dansederken insanı dehşete düşürendir.
Yağmur!
Yanında mutluluğu tattığın sevdiceğin varsa, şöminenin kenarında sana dünyanın en güzel rüyasını görmen için bir ninni. Rahat uykulara o yanındayken daldığında hissettiğin tıpırtılar,bir ülkenin milli marşı gibi kuvvettir sana sanki.
Bazen de yılgınlık, yorgunluk, yalnızlık kırgın düştüğün kalabalıklar içinde.
Ve...
Gök gürlemediği sürece, sorun yok benim için. Hiç korkmadığım için o çatlayan patlayan gümbürtülerden hayatımda, korkuyorum kendimden. Korkusuzluktan biliyorum tüm acizlikler. Ben gökgürültüsünden korkmak isterdim...
Yağmur, yıkasın hepimizi yeter.öyle temiz olalım ki, yine "yağmur yağıyor, seller akıyor, Arap kızı camdan bakıyor" tekerlemesinin saflığında sizi bilmem, ben kendimi Arap kızı sanayım. Yağmur yerde ben anında camda rahmetten kaçanla, kaçmayanı ayırt edebileyim artık.
Kim bahtına tutulan şarkılar gibi yağmurun hangi hasletinden nasibini alırsa dostlar. Seçsin beğensin. Daha varsa üşenmesin eklesin. Ben yağmuru bu kadar tanıdım. Gerisi kapalı kutu...
Dışına baktım yeşil türbe , içine girdim estağfurullah tövbe dedirtmesin kimseye Rabb’im!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.