- 423 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir türkü
Bazen bir türkü;
Gün boyunca kendine itiraf edemediklerini dökmeye çalışarak bağıra bağıra söyleyesin gelir,
Kimse anlamasa bile, yan komşu rahatsız olup vursa da uyarmak için duvara,
Arkadaşların, dostların susturamasa da deliler gibi yükselen çığlıklarını.
Bir türkü kalır;
Onunla anlatırsın. Dil dökmekte olduğun zorunluluklarını bırakarak bir yere, hiç tanımadığın insanlarla otururken bir türkü dolanır dudaklarında;
mırıldanırsın.
Sonra bir tek senin hissettiklerini hissedenler kalır,
Senin yaşadıklarına tanık olanlar.
Acı kalır;
Aşkı anlatırsın.
Rüyalar hayatın özetini verirken,
Uzun uzadıya yaşamanın farkındalığı vurur gündüz saatlerinde,
Köşene çekilir, hayıflanırsın.
Çile dersin, çare dersin.
Bir çığlık duyulur dua niyetine avuçlarında;
Susar kalırsın.
Hafif bir tebessüm belirir büzülmüş dudaklarında,
Ağlarsın, sonra gülme nöbetleriyle sarsılarak uyanırken uykundan,
Ninniler dökülür seksenlik bir nenenin ömür kitabından;
Gözlerin dolar;
Dalarsın.
Yalan mı, gerçek mi?
Sorgulamaksızın, bütün var olanlarla olmayanları kıyaslarsın, çilekeş bir yaşlının bastonu adımlar oturduğunuz sokağı, karşı evin dumanı karışır gün batımına, gözleri kan çanağına döner bir ufaklığın.
Alelacele sokağa çıkar sarılırsın.
Yaşarken sahip olduklarını düşünür yazarsın, çizersin. En küçük mutluluklar bile birikir bir kumbarada sevinmek için ne çok sebep olduğunu anlarsın. Bazen ufak kırgınlıklar resmîleşir bir çerçevede, kırar atarsın.
Her şeye, yaşadıklarına ve yaşattıklarına baktığında;
bıkarsın…
Bütün anlamsızları çizip çıkarırsın hayatından, çiziklerini bir ömür taşırsın.
Bazen bir türkü canlanır dudaklarında;
Siması gölgelenmiş bir resim belirir gözbebeklerinde…
Bakarsın yalnızca…
Nuray KAÇAN -15.01.2013-
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.