- 1082 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
öyle bir şey söyle ki benim bilmediğim olsun
büyüdükçe masumluğu yitirmekten mi ne,parmaklarımın ucu ağır.dokunsan dökülecek.
halbuki altın öğütler vardı,tecrübeler.işe yarasaydı gerçekten bir daha bir daha takılıp toza toprağa karışır mıydı bedenler,yada içimizde kelebek gibi çırpınan yürek süzülmez miydi gökyüzüne.
hayat ne şiir,nede öykü,hatta gerçek bile olamayan,elinde tuttuğun taştan farksız hissiz,soğuk,sert.
ninnilerle büyüyüp,vücudumuza her an değen sıcak ellere alıştığımız için şımardık belkide.
yada bir şeyler var,
hayatın öğretmediği.her gün her an yaşatıp da bilmeye bile izin vermediği.bilmediğimiz o kadar şeye karşı bu kadar çok konuşabildik buna da şükür.
eğer bir çaresi olsaydı içimdeki uru söküp atmanın,ellerimle sökmeye hazırım yüreğimi.onunla savaşıyorum durmadan ve o savaş verine bayrağı diken hiç ben olamadım daha.hep çok iyi bildi ne zaman gelip,nereden vuracağını.
kaybetmişliklerim var benimde elbet,teslim bayrağımı çektiğim utanmaz zamanlarım var.hüzün gözyaşı yaşa bakmaz hiç.bana da bakmadı vurdu tokadı.
başaramadım mesela ağlamaktan düşünmekten vakit olmadı ki başarmaya hiç.şu dünyada ney başarılıyorsa ben yapamadım.
geç kaldım ben her şeye hatta otobüslere bile hep geç kaldım.arkamdan el sallamadı kimse hep ben salladım gidene.kuş yemi gibi bir oraya bir buraya elimde avucumda yüreğimde ne varsa attım.senin daha yaşın başın ne diyenlere de hiç bakmadım.kırmışımdır da birilerinde o kıran gönlüm kırılsın.
en çok sevmişliklerim var.Allahı sever gibi çok,en gizli yerinden gönlümün.kardeşi,bulutu,yari,doğuranı,doyuranı.neden var olduğunu çok düşünür ya insan ben hep neden bu kadar düşündüğümü düşündüm.
ağlamak acizliktir,çaresizlik basitlik,yapabilecek iken yapmamak ise aptallık dedi bugün.
duymadım.yine ağlarım yine yapmam yine çaresiz kalırım belki.ama ne pes edecek kadar aciz,ne mutluluğu kaçıracak kadar aptal,nede adının üstünü çizdirecek kadar basit olmaya izin vermeyecek kadar sıcak hala içimde çarpan.
sende ’’tecrübelerin’’ kurbanı oldun.oysa arkasını döndüğünde ağladığını,ayrılan o yolda yolunu çizemeyecek kadar çaresiz olduğunu o da biliyordu.
ama o kadar isterdim ki tek bir şey söyle bana ki içimdeki girdap,meltemlerin yaladığı dingin sulara dönsün.
şimdi gidip pencereden aşağıda bıraksam içimdeki her şeyi naylon poşetlere sarıp,en ıssız yerlere de bıraksam,yine beni gelip bulacak kadar çok sever o sancılar,bana yaşatmayı acısını,dönüp gelir tekrar bedenime.ve yine her gün,her gün,her gün...
YORUMLAR
Hiçbir şeye geç kalınmış değildir, eğer geç kaldığının farkına varmışsan!
Yazıyı zevkle okudum, sürükleyici bir anlatımınız var.
Lakin cümle başlarını büyük harfle başlatmamanız, noktalama işaretlerini kullandığınız yerlerde boşluk bırakmamanız gibi ayrıntılar görsel yönden şiirin okunuşunu zorlaştırdığı kanaatindeyim.
Tebrik ve saygılarımla...