- 687 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
VERMEK VEYA VURMAK!
Yazıma başlamadan önce VATAN için toprağın kara bağrına giren şehitlerimize Rahmet kederli ailelerine ve TÜRK milletine başsağlığı diliyorum.1984 Yılında Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla kan içmeye başlayan ve hala doymayan yaratıklar yine bizi canevimizden vurdular.Yine 13 ocağa ateş düştü ve ateş yine düştüğü yeri yakacak.Üç,beş gün kanları yerde kalmayacak,kökleri kazınacak ve terörle mücadelemiz aynı kararlılıkla devam edecek demeçlerinden sonra bizler yine hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam edeceğiz.Neden? Çünkü bu saldırıları ve terör örgütünü protesto edenler,lanetleyenler maalesef artık provakatörlükle ve barışı! sabote etmekle suçlanıyorlar da o yüzden. Şehit cenazelerine katılıp “şehitler ölmez vatan bölünmez”ve “Ne mutlu Türk’üm diyene” diye slogan atanlar kandan beslenmekle,şehitler üzerinden siyaset yapmakla itham ediliyorlar.
Peki,ne oldu da 2002 yılında neredeyse sıfırlanan terör bundan sonra yine tırmanışa geçti ve ne oldu da “Benim annem Türk,ben devlete her türlü hizmete hazırım” diyen bebek katili bazı siyasilerin gözünde “SAYIN” oldu ve devlete yol haritası hazırlayıp, devletle protokol yapacak konuma geldi?Ne oldu da bölücüler meclisi tanımayacak ve özerklik ilan edecek kadar ileri gidebiliyor?Ne oldu da Diyarbakır belediye başkanı devlete alenen küfür ediyor ve “Ey hükümet bu meşe ağacının dalları nerenize battı” dediği halde hala yerinde durabiliyor?Bu soruları daha da uzatabiliriz.Daha fazla uzatmadan hafızalarımızı tazeleyelim.
Yıl 2005 Başbakan Diyarbakır’da konuşuyor.Mikrofondan şöyle sesleniyor “Bu ülkede KÜRT SORUNU vardır ve bu sorun benim sorunumdur.” Ve bundan sonra kendisini kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi olarak gören o zamanki DTP,şimdiki BDP ile görüşmeler başlıyor.PKK canilerine silahlarını bırakıp ovaya inmeleri,sivil siyasete katılmaları çağrısı yapılıyor ve ne hikmetse İmralı’daki katilin bütün istekleri anında karşılanarak yanına arkadaşlar gönderiliyor,kaldığı yer genişletiliyor,rutubetten hastalanmasın diye duvar kağıtları bile değiştirilerek bu cani siyasi bir figür haline geliyor ve örgütü içeriden yönetip talimatlar vermeye başlıyor.2009 yılına geldiğimizde hükümet “KÜRT AÇILIMI” başlattığını ilan ediyor.Cumhurbaşkanımız bunula ilgili bir soruya verdiği cevapta “Bekleyin güzel şeyler olacak” diyor ve bir süre sonra bu açılım çerçevesinde Habur sınır kapısından 34 PKK’lı yurda giriş yapıyor.Adeta “Hacı Kafilesi” gibi karşılanan bu iyi niyet elçilerinin! Ayağına hakim ve savcılar gönderilerek mobil mahkemede sorguları yapılıyor ve çok pişman oldukları görüldüğünden! Pişmanlık yasasından yararlanarak serbest kalıyorlar.Bu manzara karşısında çok duygulanan Başbakanımız dağdakilere, Mahmur kampındakilere ve Avrupa’daki tüm PKK’lılara dönmelerini tavsiye ederek
19 Ekim 2009 Tarihli grup konuşmasında şöyle diyor.”Dün Habur sınır kapısında yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü?Bu bir umuttur.Türkiye’de birşeyler oluyor,iyi,güzel şeyler oluyor.Umut verici gelişmeler oluyor.”Bu umut verici gelişmeler! O günden sonra da devam etti ve bebek katiliyle görüşmelerin yapıldığı,ve onunla protokolların yapıldığı bugünlere geldik.12 Haziran seçimleri öncesinde ortalığı yakp yıkarak YSK’yı dize getiren ve bu şekilde sonuç alındığını gören bölücü ve katiller hergün yeni bir istekle karşımıza çıkıyorlar.İstediklerini alamayınca da yakıyorlar,yıkıyorlar,tehdit ediyorlar ve kalleşçe pusu kurup vuruyorlar.Bana göre kendi elimizle besleyip büyüttüğümüz doymak bilmeyen bu canavarla başetmek için iki seçeneğimiz var.Ya verip kurtulacağız, ya da vurup kurtulacağız.Haysiyeti,şerefi,hakkı,hukuku,barışı ve demokrasiyi layık olmayan ağızlarında kirletenler tarafından “Barış ve demokrasi düşmanı” olarak ilân edilmeyi de peşinen kabul ediyorum.Saygılarımla.
15 Temmuz 2011/Malkara Saim BASTIK
NOT: Keşke bu yazının yazıldığı günden bu yana bizi mahcup edecek gelişmeler olsaydı. Aksine,bu gün ihanet aleniyet kazandı.Artık teröristler masum,terörle mücadele edenler suçlu:))
YORUMLAR
...kıymetli Vatan evladı arkadaşım duyarlılığınızı tüm samimiyetimle kutlarım.
...daha öncede belirttim aynı ağacın gövdesiyiz fakat ayrı dallarıyız. biz bardağın dolu tarafını görürken siz boş olan tarafı görmüş ola bilirsiniz. Vatanın bekasına olan endişemiz sizinkinden farksız olduğuna inanıyorum. Ve antoloji.com’da kayıtlı TERÖRE karşı olan endişelerimizi ve Teröre verilen tavizi yeren şu şiirimi sizinle paylaşıyorum;
Bitmez Bu Terör
Taşlar bağlı, köpekler boş gezdikçe
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Tavşan kaç, tazı kovala dendikçe
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Keneler kanı yavaşça emdikçe
Analar Mehmet’i sessiz gömdükçe
Kahpeler Coni’den emir aldıkça
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Aslan boğdurulmuş kedi köpeğe
Bombalar gizlenmiş dağa, tepeye
İyi bir ders verilmezse sıpaya
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Kanı bozuklar haktan dem vurdukça
Masum halk ahmak yerine kondukça
Mecliste şıllıktan vekil oldukça
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Gencecik fidanlar şehit düştükçe
Milleti Türk-Kürt diyerek böldükçe
Birisini Irk olarak övdükçe
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR
Teröristler yardım yatak buldukça
Aşkla dökülen kan yerde kaldıkça
Güvenlik gücü maskara oldukça
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Mazlumlar Şeytana Selam durdukça
Tanklar İsrail yapımı oldukça
Siyonizmin kasaları doldukça
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Vatanperverler hep azil gördükçe
Sabıkalı asker-polis dövdükçe
Önüne gelen kutsala sövdükçe
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Zenginler altında jiple gezdikçe
Bukalemunlar ortamı gerdikçe
Taviz üstüne hep taviz verdikçe
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Terörist Mecliste avaz öttükçe
Satılmış basının sesi çıktıkça
Muhalefet şerre kapı açtıkça
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Adam olmayana, beyim dendikçe
Haramiler köşeleri tuttukça
Büyük balık küçükleri yuttukça
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR.
Boza pişirenler saygı gördükçe
İktidarlar başın kuma gömdükçe
NURANİ’nin kolu bağlı oldukça
Sonsuza dek sürer bitmez bu TERÖR
Osman NURANİ-20/09/2012
...Allah akıbetimizi hayreylesin. .Elhamdulillahi Rabbilalemin vel akibeti lil muttakin.
...selamlar ve saygılar.