- 741 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
TAŞ YIĞINI ANITKABİR
Son zamanlarda çevremdeki bazı insanlardan Anıtkabir’de ne olduğunu anlayamadıkları konusunda eleştiriler duymaya başladım. Aslında Anıtkabir’in duygusuz birisi tarafından bir taş yığını olarak algılanmasında hiç bir gariplik hissetmiyorum.
Neden;
Bence de Anıtkabir aslında bir taş yığınıdır. Ama orada yatan bir kahraman var benim için. Bu kadar o kadar özelki yeri asla doldurulamayacak birisi. Ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaç olan özgürlük denilen vazgeçilmez bir yaşam enerjisini bahşetmeye aracı ve önder olmuştur.
Her neyse, ben konuma döneyim. Anıtkabir evet bir taş yığınıdır. Ama Anıtkabir’e taş yığını diyenlere şunu sormak istiyorum. Mezarlıklara gidiyorsunuz. Kur’an-ı Kerim’den dualar okuyor ve ruhunun bağışlanması için Allah’a yalvarıyorsunuz. Başka birisi size neden toprağa dua ettiğinizi sorsa sanırım İnanç diyecek ve kendinizi savunduğunuzu sanacaksınız. (Ben de giderim)
Kâbe’nin etrafında dönmek ve şeytan taşlamak için neden birbirinizi ezdiğinizi sorsa sanırım buna da inançlarım diyeceksiniz.
Peki birisi çıkıp ta size Kâbe’nin aslında bir taş yığını olduğunu söylese, bunu söyleyen kişiye acaba neler yapmaya kalkarsınız. Dünya’da örnekleri çok.
Aslında Kâbe dışarıdan bakınca bana göre de bir taş yığınıdır. Ama hissettirdiklerini ve Hacı olmak için yapılan çabaları inanmayan birisine anlatamazsınız. Atatürk gibi bir dâhi’yi bulmuşda bunamış insanlar. Kimse’nin inandığı, değer verdiği şeylere dil uzatmaya hakkınız yok.
Kudüs’deki ağlama duvarının önünde ağlayan ile, Dünya gözü ile Kâbe’yi görmek isteyen kişi arasında hiç bir fark yoktur.
Karşınızdaki insanın değer verdiği bir nesneyi, kişiyi, yada ne olursa olsun her hangi bir şeyi küçük görmeye kimsenin hakkı yoktur.