- 625 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Engel
Gece, aciziyetini perdeleyen bir siyah pelerindi onun için. Güneşin vedasıyla kara sandıktan çıkartırdı pelerinini. Şöyle bir savurur, sırtına geçirirdi. Bir düz, bir kelebek düğüm…
Bu karanlıkta, ışığın patavatsızlığına yer yoktu. Hiçbir yıldız kesik elini haykıracak kadar densiz de değildi. Etrafta ötekileşeceği bir kalabalıkta yoktu. Normallikleriyle övünen, bakışlarıyla Eren’i küçülten insanların karanlığa yüreği de yoktu. Özgürdü Eren sokaklarda. Dilediğince, kendini gizlemeden…
Bir sonraki güne engelli deyimiyle uyanacaktı yine: İstediği şeyi yapamayacak kişi… Normaller ve engelliler birbirinin zıttı olmak zorundaydı sanki. Kız-erkek gibi, ölüm-yaşam gibi…
Anlam veremiyordu birçok şeye. Kendi durumundan daha fazlasına yoruyordu kafasını. Bir insanın fazla kilolu olmasını şişko, yüzünü beğenmediğini çirkin, kendinden daha az para kazananı fakir diye adlandıranlara hak vermemeye yeminliydi. Neden insanlar kendiyle böbürlenmek için diğerlerinde kusur arardı? Neden kendini yüceltmek adına diğerlerine bir kulp takardı? Her şeyi yapabildiğini anlatmak için birilerine engelli demek müstahak mıydı?
Bütün bunlara baktığında, güneşe gerek yok diye düşündü Eren. Aydınlatmak istemiyordu acı gerçekleri. Siyah pelerini de üstüne çok yakışıyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.