Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
salih dicle
salih dicle

KADIN'A MEKTUP /KADINLAR OKUMASIN/

Yorum

KADIN'A MEKTUP /KADINLAR OKUMASIN/

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

741

Okunma

KADIN'A MEKTUP /KADINLAR OKUMASIN/

Sömürülen Dünya Kadınlarına İthaf-
Sihirli sözcüklerim tükendi kadınım,
Büyülü sözler söyleyemeyeceğim, üzgünüm…
Sana seslenebilsem keşke. Beyaz bir güvercin gibi uçup gelsem, muştulu yarınlar sunabilsem keşke. Cennetin kapılarında çiçeklerle seni bekleyenlerin olduğunu müjdeleyebilsem keşke.

Ağlayan gözlerinde bir volkan kaynadığını anlatabilsem, yüreğinde coşan bir umman olduğunu gösterebilsem keşke. Ağlayan her bebeğin sesinde “sen” olduğunu söyleyebilsem keşke. Sana vaat edileni fısıldayabilsem keşke.
Anlatabilsem seni, kelimelere sığdırabilsem seni… Çocuksuzluğunu, kadınsızlığını ve hatta ölümsüzlüğünü anlatabilsem keşke. Karanlık bir uçurumun kenarındasın. Sana uzanan bir el yok. Tutun kadınım, tutun; şafak geç değil. Beklediğin günler uzak değil. Uzak değil umudun rengi.


Seni ilk gördüğümde küçük, esmer bir kızdın Afrika’da. Açtın, çıplaktın, kemiklerin sayılıyordu. Susuzdun, dudakların çatlamıştı. Gözlerin hüzünlü bir şarkıyı andırıyordu. Hayallerin ufukta kayboluyordu birden. Küçüktün, kimseler görmedi seni. Sıradan bir fotoğraf gibi unutuldun. Kaderinle baş başa kaldın.



Düğününü göremedin, kadınlığını yaşayamadın bile…
Sonra Ortadoğu’da gördüm seni. “Acıların Annesi” rolünü vermişlerdi sana. Kederlerin en büyüğünü yüklemişlerdi sırtına. Gözyaşın yüzünün süsü olmuştu adeta. Ya karalar giyindin hep; ya beyaz’ı yakıştırdılar son yolculuğunda. Günyüzü yoktu. Ezberinde ağıtlar vardı sadece.

Irak’ta paramparçaydın. Kucağında masum bebeğinle vurulmuştun. Haber programları sadece hüzünlü bir melodiyle gösterdi seni. Hiç kimse kanayan yüreğini görmedi. Bebeğine “sevgi” emzirdiğini hiç kimseler bilmedi!.. Diline dolanan sevgi sözcüklerini hiçbir kulak duymadı. Ayrıldın aramızdan göçmen kuşlar misali ardından kırık dökük hatıralar bırakarak.

Kuzey’de horlandın, Güney’de taşlandın, Batı’da satıldın, Doğu’da perişan oldun.
Her yanda ayrı bir dram, her yerde ayrı bir trajedi yaşadın. Çelişkiler içindeydi hayatın. Çileler içinde… Payına hep yenilgiler düştü. Mağlubiyetler yaşadın yıllar yılı.
Kimi şiirler yazdı sana, kimi şarkılar besteledi. Kimi gül döktü yollarına, kimi tutup saçlarında beş aylık bebeğinle sürükledi kaldırımlarda… Adın hep farklıydı ama resim kareleri hep aynı. Yazgın hep aynı.

Ve sonra Anadolu’da gördüm seni. Bazen ırgat, bazen işçi, bazen hamal, bazen dilenci… Bazen köle, bazen hizmetçi… Hiç kendin olamadın. Seni tanımak istemediler. Kadınlığını görmek istemediler. Bir ruhunun olduğunu bile gizlediler çoğu zaman. Yufka bir yüreğinin olduğunu bilemediler…

Bir kadın olduğunu unuttular. Zarif bir “gül” olduğunu unuttular. Nazik bir “çiçek” olduğunu unuttular. Narin bir “kelebek” olduğunu unuttular. Onlarla omuz omuza olduğun günleri çok çabuk unuttular. Bebek kundağında mermi taşıdığını, kağnı ardında eli kınalı gelin olduğun günleri unuttular… Unuttular seni kadınım!
Ah kadınım, yanılgılar büyüdükçe sen küçüldün. “Sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmediler”… Kayıp düşler içinde pusulasız kaldın.

Gel, tarihin sayfalarından silelim bütün yanılgılarını. Kötü hikâyelerini çıkaralım defterden. Talihini yeniden yazalım. Yeniden yazalım seni. Gel, ellerimden tutan ol. Kör gözlerime ışık ol. Haykır yüzüme haksızlığımı! Yüzüme çarpa çarpa anlat gerçekleri.
Alıp başımızı ellerimizin arasına seni düşünmeliyiz yeni baştan. Şapkamızı koymalıyız önümüze, düşünmeliyiz bir daha. Bütün pişmanlıkları, hataları, günahları bırakmalıyız bir tarafa. Bütün kapıları ardına dek açıp “buyur” etmeliyiz seni.
Gülemedin dünyaya kadınım, bir gülü koklayamadın. Bir söyleyemedin derdini şöyle bağıra bağıra! Var olamadın ya, kendin olamadın ya… Sonsuz bir yalnızlık içinde kaldın.
Bir daha dünyaya geldiğinde; geniş bir gülümsemeyle çıkmalısın karşıma. Hüzün şarkılarını unutarak, Belkıs gibi, Meryem gibi çıkmalısın karşıma. Bir dağ gibi durmalısın, sarsılmaz bir inançla çıkmalısın karşıma.

Çok geç değil bir kadını yaratmak. “Dünya’ya Gülen bir Kadın” yaratmak güç değil. Bütün mesele, “ var olmak ya da olmamak”…

Kadının derdi değil; adı olmalı, adı!


Salih UÇAK

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kadın'a mektup /kadınlar okumasın/ Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kadın'a mektup /kadınlar okumasın/ yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KADIN'A MEKTUP /KADINLAR OKUMASIN/ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
8.3.2008 10:47:36
Beğeni:
1
Okunma:
741
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL