- 625 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BÜLBÜLLER ÇOKTAN SUSTU
Her insan her şey olabilir ancak sanatçı olamaz sözü hiç kuşku yok ki; derin mesleki bilgisi başarısı erdemli tavırları iş ve kişisel ahlakı yerli yerinde olan sanatçılar için söylenmiş olabilir ancak.
Yoksa ortalığa neredeyse bir virüs gibi yayılan ve adlarına sanatçı denen biçareler için olmasa gerek.
Klasik Türk Musikisi sevdalısı olduğum kadar Safiye Ayla’nın da ezeli bir hayranıyım desem yeridir.
Dinlemekten pek de tat almadığım şarkılar bile onun sesinde bambaşka bir lezzete dönüşerek ruhumu mest ediyor için için.
Müziğin ruhun gıdası olduğu bilinse de. Yaradan’nın Sesi olduğuna da inanılır.
Bütün bu önemli özellikler Yaradan’nın ne büyük bir lütfudur bunlara sahip olanlar için.
SAFİYE AYLA
Nezaketi terbiyesi yardımseverliği ve mütevazılığı ile de tanınan bu gerçek bir sanatçı ve HANIMEFENDİ olan Safiye Ayla müziğe küçük yaşta piyano çalarak başlar.
Bursa Kız Muallim Mektebi’ni tamamladıktan sonra Beyoğlu’nda ilkokul öğretmenliğine atanır.
Eyyubi Mustafa Sunar’dan müzik dersleri alan Safiye Ayla, Darüttalim Musiki Heyeti’nin konserlerine katıldıktan bir süre sonra öğretmenlikten ayrılır ve gazinolarda çalışmaya başlar.
1950’de besteci Şeref Muhittin Targan ile evlenir.
Açılışından itibaren İstanbul Radyosu başta olmak üzere Türkiye radyolarında sayısız konserler veren Safiye Ayla’nın doldurduğu 500’den fazla plakla ünü yurt sınırlarını aşar.
Sesini geniş dinleyici kitlelerine duyurabilen kadın okuyucuların en ünlüsü olan Safiye Ayla’nın dönemin diğer kadın okuyucularınkinden çok ayrı, kendine özgü bir okuyuş tarzı olduğu yadsınamaz. Seslendirdiği eserleri ölçüye uyarak, iyi bir diksiyonla, düzgün, aynı zamanda da coşkun, çekici bir tavırla okurdu. Sesindeki pürüzsüz akış en tiz perdelerde bile kaybolmadığı gözlenir..
Zamanın gözde şarkılarıyla fantezilerini olduğu kadar, Rumeli türküleriyle klasik örnekleri de içine alan repertuarlarıyla geniş bir dinleyici kesimince çok sevilmiş, beğenilmiştir.
"Seninle doğan gündür bu gönül" ve "Aşk yaprağına konarak koza öresim gelir" adlı iki de bestesi bulunan Safiye Ayla, 1942’de Rey kardeşlerin "Alabanda" revüsünde Kraliçe Mimoza rolündeki başarısıyla yetenekli bir oyuncu olduğunu da kanıtlar.
Safiye Ayla Mustafa Kemal Atatürk’ün en sevdiği sanatçıdır. Safiye Aylanın Mustafa Kemal Paşa adına düzenlediği konserde " Anam Olasın Ömer " adlı şarkısını okumuş ve Paşa büyük bir hayranlıkla tekrar tekrar okumasını söylemiş. Konser sonunda Mustafa Kemal Atatürk, Safiye Ayla’nın yanına gelerek " Safiye çok teşekkür ederim, çok güzel yorumladın".der ve sonra ekler : " Bu türküyü bir operada söylemeni çok isterim. Bunu başarırsan, beni gerçekten çok mutlu edersin." der.
Safiye Ayla her yere başvuru yapar ancak bir operada bu türküyü icra edebilecek tek yer bulamaz ve Ulu Önder’in bu vasiyetini yerine getiremeden vefat eder.
Vefatının on beşinci yılında Seni büyük bir özlem vefa şükran ve rahmetle yad ediyoruz. Bülbül sesleri ve huzur içerisinde uyu o güzel bahçelerde…
YORUMLAR
M.Nurettin, Safiye ayla, Z.Müren gibi kaç sanatçımız var ki?... Onlara sahip çıkmak hepimizin görevi. Bu sanata ve sanatçıya duyarlılığı hatrlatan, herkesin okuması gerektiğine inandığım yazınız için teşekkürler. Hakikaten bülbüller çoktaaaaan sustu.
TÜLİN ÖZTUNÇ
Yürekten selamlar.
duyarlı ve gerçekçi duygularınızı kağıda döküp paylaşmanız güzel...teşekkürler.