- 664 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
hiç bir soru/cevaplandırılmak için sorulmaz..
Sen hiç gözlerini saatlerce bir noktaya kilitleyip baktın mı? görmemek için bir başka yüzü/teni/çehreyi..ya sen..bedenini hiç tükettin mi? gözlerinden kan damlarken yatağının kenarına oturup ve izledin mi uykusuz aptal ıslatan bir yağmurla kanlarının yayılmasını? İzledin mi yaralı bir hayvanın acizliğini..kare kare değil ama sonuna kadar..yarısında bile çıkmadan sinemandan..tek kişilik bir kahroluşla sona eriyor batımı/günün..en çorak/kurak topraklarımda papatya besliyorum şimdi..çünkü yüreğimin sol yanına değdi içimdeki kanayan kelimelerin dikeni..belki sendedir unuttuğum yüzüm ki unutulmuş şimdi yalan bir aşkın yüreğinde..hiç uyumadığım bu sabah.. keskin bir rüyanın izlerinde görmüştüm yazdıklarımı ve peşinden gittim anlamsızca..hiç tahmin etmediğim bir anda aniden karşılaşmıştım..hep si bu..bu kadardı..bu kadardınki kim bilir belki de..işte o yüzden gitmiyorum bu şehirden..
ve dedi:
sonbaharda dalından kopup ölen/cansız bir yaprağın trotuarla sevişmesi gibi yaşamayan bedenlerde bulmaya çalışıyorsun sonsuzluğu..oysa gamzelerinde gizliydi/eteğine döktüğü tuzda/yemininde/sözünde/özünde/gözünde/yüzünde..ak kanatlarında..ak tüllere sarılmış bir aşkın varlığı ki herkes kendi yalanına aşık oluyor yaşamsallığında..her şeye sahip olma dürtüsü..kuşlarının dilinden de anlaya bilirsin sen/yetmedi ormanların..kendi gölgeni bile alt edebilirsin aferin sana..bu/nu nerden bile bilir sin peki..(ne/yi deme sakın..sadece bu işte)
biliyorum..tanığım oldu keskin susuşlar..susamışlığıma..sus/malıyım o zaman..şimdi sözcüklerim seni akıyor nehirlerinden siyah bir denize ki bir odan vardı/bir aynan..bir sen var mıydın peki..sen var mıydın..peki/siz..ben gitmeliyim..şimdi düşünme..daha sonra anlayacaksın..gitmeliyim..sen gitmelisin..dilek ağacına asıp beni bir parça bez niyetine ki bakışlarına karanlığın gölgeleri bulaşıyor..sen gitmelisin..yüreğimin sözleri bitti..
soru mu..çok geç..hiçbir soru cevaplandırılmak için sorulmaz demiştim sana ki her susuşta binlerce cevap olarak doğuyordun yüreğimde..firavundan önceydi bu anlattığım ve Musa asasını almamıştı eline..Nil gibi açıldı yüreğim..geç kapanmayacağım..demeyi çok isterdim (güldüm..sana değil..kimseye değil..rüzgar çarptı yüzüme..güldüm) yürüyorum.. tabansız.. yalınayak..yürüdükçe ceplerimden düşüyor beni astığın yapraklar/asma yaprakları..dilimin üstü buğu tutmuş..ters soru işretini yapabilir misin klavyenle rakam yazmadan ki baktığında gördüğün sadece kendin olacak artık !! tamam bu aş bitti..taştan çıkaracağım ve baştan her lokmamı ve ben kanımı içip kendimden geçeceğim..Yol uzun/yollar ırak.. kurak bir sessizlik hakim tabiata..Nereye gitmeli? Bir şeyler hala var aynaların kırık izlerinde.. ne yerim/nede yönüm var..pusulasını kaybetmiş kartondan gemilerim ki nerede olursam orda/nerede olursan orada..o arada..madem ölmeliyiz..bana ruhunu verdiğin o gecenin karanlığında yapmalıyız tanığı “biz”..
peki ya çığlığımızı kim duyacak?
hadi atla!!
sadece
öleceğiz..
(...)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.