- 805 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Hep Yanımda Kal
“Nefes alamıyorsun”, dedi.
Alamıyordum. Kahretsin ki yığınla kırgınlık içimde, sayısız öfke dilimin ucunda. Gözlerimde tutmaya çalıştığım birkaç damla.
“Hoş geldin.” dedim.
Gülümsedi, masumiyeti ve hüznünü gölgeliyordu esmerliği. Sol elimle selamladım, yine sol yanıma aldım onu, oturduk. Çay mı içersin yoksa eskisi gibi bir yudum acı mı dinlersin, dedim.
-Sen ne istersen, dedi.
Aylardır açmadığım mavi bir gece lambasının altında suskunluğumu bozdum. Dinledi, yalnızca dinledi, gözlerimi silmeden, yüz ifadesini hiç değiştirmedi.
Konuştukça daha çok konuştum, o sustukça daha çok…
“Sen, sevdin.”
Evet, koşulsuz ve bütün hükümsüzlüğü silip atarak, imkânsızlara rağmen, her türlü acı ve öfkeyi yerle bir ederek.
Sevgi gece ile gündüzün arasındaki hangi zaman dilimiydi,
Gerçekten insan gündüz sevip gece ayrılıyor muydu?
Ya da geceleri yalnızlık bir başka huzur mu salıyordu içimize.
Sustuk, ikimiz de.
Eliyle gözlerimi temizledi, kalbime dokundu, bir şeyi çekip çıkarır gibi, eline baktım, birkaç gün öncesinden yitip giden bir siluetin izleriydi,
Gülüşüne ömür biçtiğim bir resmin aksiydi elleriyle boğduğu,
İçimden çekip çıkardığı kara bir bulutun sisleriydi.
“Geçecek”, dedi.
Geçecekti, yarın yeni bir gün başlayacak, yeni bir takvim yaprağı yırtılacaktı. Uykusuzluklar çekilecekti, acılar içilecekti kadeh kadeh,
Sonra…
Şiirler, romanlar devrilecekti yeni bir başlangıcın ilkyazında.
Yeni şarkılar çıkacaktı piyasada, albümler yok satacaktı,
Acı tarih olacaktı bütün gezegenlerde, iklimler bozulacaktı…
“Bilmem hangi mevsim günlerden umut, bir yalnızlık ayında bir güneş doğacaktı, ve aşk hak ettiği yeri bulacaktı.”
Nefes alamıyorum.”
Sakin ol “ dedi.
İçimdeki karanlığı çekip kopardıkça canımdan bir can yitirdim, düşlerimde isyan eden bir film,
Sonu kötü bitti.
Gidiyorum, dedi.
Gelecek misin? , dedim
Hafif bir tebessüm, düşünerek;
Geleceğim, dedi.
“Gülümsedim, gözlerimi yumdum, sol elimle dokundum kalbime. Kocaman bir yara izi, ağzımda tarifsiz onca acı, dilimde tutuklu kalmış birkaç kirli kelime.
Söyleyemedim.
Mavi gece lambasının verdiği o titrek ışıkla doğruldu geldiği gibi siyah bir hayalete dönüşerek, hafif aralık kalan perdeden ay ışığına karışarak kayboldu,
Gelecekti,
Artık karanlığa hükmettiği gibi benim içimdeki karanlığı da görecekti. Eskisi gibi masallar anlatacaktı, başka gezegenlerden büyük aşk hikâyeleri bulup uyutacaktı uykusuz geceleri silip atarak hayatımdan.
Aksi vuran siyah bir gölge çöktü üstüme,
Alıp gitti.
Sahi,
Şairler başka bir gezegende mi şimdi,
Biten aşklar başka bir gezegende mi hüküm sürecekti?
Doğruldum, mavi ışığın perdedeki cansız aksi düştü içime, sızladı açık kalan parmak uçlarım, gözlerimde mevsimler değişti, söz bitti.
Gelecek misin, dedim.
Sustu, hafif bir tebessüm dudaklarımda;
“Yitik bir şairin boynu bükükse yalnızlık her zaman baş ucundadır.” Dedi.
“Geleceğim.”
Sol avucumu sıkarak doğruldum, el salladım giden gölgenin arkasından. Sadık bir yalnızlık, ne mutlu ki bir tek o her yalnızın yanında kalan.
Hep yanımda kal, dedim, dualar ederek, kesik hıçkırıklar eşliğinde,
"Hep yanımda."
Gözlerim kapanırken sesini duydum, ayın gölgesinden el sallıyordu,
“Hep yanında,
Hep…”
Parmak uçları titriyordu, şair baş ucumda dualar ediyordu şiirler düzerek,
Kırık bir sandal yüzmeye çalışıyordu; deli dalgalar içinde,
Hükümdarlar şehirler fethediyordu,
Garip bir şehir;
Bir yanı kan ağlıyordu;
Bir yanı isyan götürüyordu..
“Başka bir rüya giriyordu sonra araya, film bitiyordu.”
“Kötü sonlar uyutuyordu prensesi, prens terk ediyordu. Saçlarını kesiyordu rapunzel, masallar hissizleşiyordu, öyküleşiyordu bütün kahramanlar, şairler küfrediyordu kalpsizlere, acizlere.”
Yazık oldu…
Nuray Kaçan- 13.01.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.