Nefis Saatimin Kurulu Haliydin Elnaz
hayrettin taylan
Gönlün saçtığı pırıltıların payında kaldın.Amaçların payda, beni bırakışın el ‘de kalan tek şeydi.
-Alışkanlıklarımın hissi merkeziydin, seni işlediğim merkezkaçın kaçışıydım .
Zaaflarımın toplamasında değildi dünyan.Beni baştan çıkaran tek çıkarma işlemi sendin. Senin eksillerinde artırıldım sevdaya. Dört işlemin aşk çarpılmasında kendimi senle çarpılmış, artmış, seni sevmiş gördüm.
-Bağlılığının temelinde duruşum arıtılıyordu. Kirlenmiş bir geleceğim vardı, biraz kendimle uyumsuz çalışan nefsi bir saatim vardı.
-Başka anlara çaldığı olmuştur. Nefis Saati bu… durmasını bilmez.
Seni sevmenin rahatlığıyla, aylak bir dervişi oynuyorum.Mistik dizgeler dizilir yüreğimde.İzleği sende kalmışlığın çizimsiz adıyım.
-Afrodizyağın aşk yağında kendimi aştım, geldim sıcaklarının Babil asmalarına.Asılmalığım böyle başladı.
-Ten ile binlerce benin vardı.Seninle yazılarda yazılmayacak anların sobelenmesinde buldum dünyamın en tanımsız, en isimsiz, en güzel şeklini.Sözcüklerin soyunuktu.İlk yaşayışın titrekti.Bir an masalıydı.
-Bir an bitmesin diye zamanın bağrı delinmişti.İstenmişliğin en güzel tadını ezbere yaşıyorduk.İnsan olmanın finaliydi.Sen vardın, bir olduğumuz sayısız anların sonsuzluk yüklemiydik.
-İstendik bir cümleyi tümlüyorduk. Ünlemlerimiz kendiliğinden çıkıyordu.Belirtilerin şifresinden zevkli bir dem ütüleniyordu.
-Sendim, senle eriyendim, seninle anlatılmazlığın sıcak vaktiydik.
Film sırası bizdeydi, şerit şerit akıkıyorduk.Cümlenin en soyunuk yerindeydi teslimlerin.Kollarımda kalan özel bir roman gibiydin.
Okuyordum,okunuyordum.Yazıyordum, yazılıyordum. Bir öpücüğün hesap makinesi gibiydim.Öptükçe artıyordu içimdeki sayılar.
-Sayacı yoktu, ya da kırmıştık.Sular aksın diye içimizdeki denizler
serbestçe akıyordu Elnaz.
Düşlediğimiz bir şeyle karşılaşmanın kaçınılmaz anıydık.An be anlarımız vardı.
Taşınabilir bir cennetimiz vardı yüreğimizde.Güzel emellerle, iyi niyetlerle, güzelliği artırıcı tatlarla, yaşayarak taşıyorduk bu cenneti.Ve sen bütün hurilerin aşk güneşi gibi özel sevgilerini bağışlıyordun.
-Bense bu gönül sofranızın komisi olarak sürekli ilginin dibindeydim.
-Buyurun, bir “ben” alır mısın?
Sen:
- Sade duruşumun makyajı akar bu benliğe, bir aşkın dimağına yarın ya da yarin olur bu isteyiş. Sen en iyisi bir sükût , yanında berraklık azizeliğimi doyuracak masum bir bakış getir.
Sevda Komin:
-Bu sensizliğe övgünün sofrasında, sakinliğini temyiz edecek güzel dimağlarım var amaçlarımda.Amacımın sahibesi olarak
övgülmüş, öğütülmüş, eğitilmiş, içlenmiş, aşka bulanmış, seni sevmenin zerrelerine zer olmuş, seninle bir ömür kesmek isteyen özel, sosyal, algıları açık,evrensel,mutlak adilin yolunda olan,iyiler içinde bir iyin olarak kendimi sunsam ne dersin Elnaz.
Sen:
Salt olanı istedin. Egoya yakın olanı. Ruhun giyotinlerinde kalanı.Kesilmiş bir kendini sundun.Azizliğin cümlelerde , sözcüklerde.
-Beyninde doğmuş cümlelerin zekasında sevdim seni.Zeki erkek, sosyaldir, romantiktir, ilericidir, anlayışlıdır, hayatındaki kadının tanımlarını ,şifrelerini bilen algısı açık öznedir.Bu yüzden sende kaldım uzun yıllara.
Sevda Komin:
Karmaşanın ,ayrışmanın,kirletilen benliklerin, şişkin egoların, doyumsuzlukların katman katman büyüdüğü dünyalık bir arayış arınmasındayım.
-Kirlenmemek için bilinçli yollar, eller, sevdalar peşindeyim.
Orantısız güç kullanıp orantılarına işlem yapan anlık perilerim masalında okunan şiir olmak istemedim.Ölümsüzlüğü perçinleyen sevdanın yamacında geldim.Amacım seninle yamalanmıştı güzel bir sevdaya.
-Aynı şarkıda kalmış, aynı yüreğin güzellik besteseydik. Sesini özetleyemezdi hiçbir şarkı.Sen konuşunca içimde başlardı şarkın.
ve benlik katsayısının sonucuydu bütün bunlar.
Sen bütün özel duyuların, algıların, olguların , sevmenin, sevilmenin, tanımsız, sonsuz , özel romanısın. Bir cümlen, romanı da beni de yakabilir.
-Oysa bu sözsüz romanın en güzel cümlesi ol, en güzel cümlenin yüklemi ol ki öznen olarak özümden sana akayım Elnaz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.