- 646 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Çokbilmişlere Ve Ekemelere Ve De Lafa Ortasından Dalanlara
Bilmek önemlidir.
Bildiklerini anlamış olmak daha önemlidir.
Hayatın boyunca dört ayaküstüne düşmüş olabilirsin. Hayran kalınacak, imrenilecek kadar rahat bir yaşantın da olabilir. Bu senin her şeyi bildiğini, bildiğini anladığını, ya da her şeyi yapabildiğini göstermez.
İnsan kendini beğenmezse çatlarmış da, bu kadar da değil.
Sen çatlamayasın diye, kibirliliğinle başkalarını patlatmaya ne hakkın var.
Ne gökten zembille indin.
Ne de bulunmaz Hint kumaşısın.
Neden sürekli egonu besliyor, doyuruyor, tavan yaptırıyorsun.
Her şeyin en güzelini, en iyisini, en doğrusunu bildiğini zannediyor, başkalarının bildiğine tahammül göstermiyorsun. Devamlı başkalarının açıklarını/hatalarını söylüyor, kendi artılarından bahsediyorsun.
Unutma ki; herkes muhatap olduğu kişide biraz mütevazılık görmek ister.
Elbette kişinin kendini farklı görmesi ve beğenmesi güzeldir.
Aşırıya kaçmadığı sürece, her insanın kendinde olan değerleri beğenmesi gayet normaldir. Hatta özgüven geliştirir. Hayata tutunmasını, doğru ve sağlam adımlar atmasını sağlar. Ama asla bu farklılık kişiye başkasını kötü eleştirme/küçümseme hakkını vermez.
Özgüven ile kendini beğenmişlik arasındaki farkı bilmek gerek.
Özgüven ile saygı arasındaki ince çizgiyi görmek gerek.
Bir gerçek var ki; her konuda ahkam kesenler pasif bilgi taşıyıcılarıdır. Birçoğu kendi açıklarını kapatmaya çalışan ve kendiyle çatışmada olan insanlardır. Toplumda popülerlik amacı gütme adına ahkam keserken, küçüldüklerinin farkına bile varmazlar.
--Çok bilmişlik
--Kendini beğenmişlik
--Eke-mişlik, cahilin zırhıdır.
Kişi sadece açıklarının üstünü kapatmaya çalışır.
Bildiğini anlayanlar sadece fikrini söyler. Ki zaten bunlar; gönül rahatlığıyla her konuda fikir alışverişi yapılan, saygı duyulası insanlardır.
Bildiğini anlamayanlar bilmişlik taslar. İtici ve tiksindirici oldukları için konuşmaları kale alınmaz. Ukalalıklarının bedelini etrafındaki insanları kaybetmekle öderler. Acınası insanlardır bunlar.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, bildiğini okumak, bildiğini dayatmak; insanın hem kendine, hem de karşısındakine yaptığı kötülüktür.
Son zamanlarda (bildiğini anlamayan) “çok bilmiş”ler fazla üremeye başladı. Kimse kimseyi dinlemez oldu. Sürekli kapışma halinde, sürekli sidik yarışındalar. En çekilmez ve tehlikeli olanları; biraz okuyup bir yerlere gelen ve her sözü söyleme hakkına sahip olduğunu zanneden diplomalı cahillerdir.
Çokbilmişe kimse katlanamıyor, en yakını bile uzaklaşıyor, soğuyor.
Güzel insan bilge olandır. Bilen, bildiğini işleyebilen ve yerinde kullanandır.
*Müsadenizle*
YORUMLAR
Sevgili Müsade, sana gönülden katılıyorum. böylelerini görünce dinlemeye bile güç katlanıyorum.
İnsan mütevazi olmalı. Herşeyi ben bilirim havasında olmamalı. Böyleleri yürürken de kasılırlar
tıpkı bir kabadayı gibi kollarını arkaya gererek yürürler. Ne yazık ki şimdilerde böylelerinden çokça
var. Özellikle medyada..
Eke sözcüğünü bizde kullanırız..
sevgilerimle..
"eke" kelimesini kullanan birine denk geldiğim için kendimi kutuplarda hemşehrime rastlamış gibi şanslı adlediyorum. "Ego" noktasındaysa geçenlerde aldığım yarım yamak notu yazıyı okumanın verdiği huşuyla paylaşmak istiyorum:
Belki de yazmak denilen kavram o tatminsiz olarak bilinen egoyu evcilleştirme girişimidir!
Bu anlamda egosunu yırtık benlikten çıkar gibi her daim ortaya serenler vahşiliğin ve vahşetin bir boyutunu inşa ediyorlar da haberleri yok.