2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
679
Okunma
Bilmek önemlidir.
Bildiklerini anlamış olmak daha önemlidir.
Hayatın boyunca dört ayaküstüne düşmüş olabilirsin. Hayran kalınacak, imrenilecek kadar rahat bir yaşantın da olabilir. Bu senin her şeyi bildiğini, bildiğini anladığını, ya da her şeyi yapabildiğini göstermez.
İnsan kendini beğenmezse çatlarmış da, bu kadar da değil.
Sen çatlamayasın diye, kibirliliğinle başkalarını patlatmaya ne hakkın var.
Ne gökten zembille indin.
Ne de bulunmaz Hint kumaşısın.
Neden sürekli egonu besliyor, doyuruyor, tavan yaptırıyorsun.
Her şeyin en güzelini, en iyisini, en doğrusunu bildiğini zannediyor, başkalarının bildiğine tahammül göstermiyorsun. Devamlı başkalarının açıklarını/hatalarını söylüyor, kendi artılarından bahsediyorsun.
Unutma ki; herkes muhatap olduğu kişide biraz mütevazılık görmek ister.
Elbette kişinin kendini farklı görmesi ve beğenmesi güzeldir.
Aşırıya kaçmadığı sürece, her insanın kendinde olan değerleri beğenmesi gayet normaldir. Hatta özgüven geliştirir. Hayata tutunmasını, doğru ve sağlam adımlar atmasını sağlar. Ama asla bu farklılık kişiye başkasını kötü eleştirme/küçümseme hakkını vermez.
Özgüven ile kendini beğenmişlik arasındaki farkı bilmek gerek.
Özgüven ile saygı arasındaki ince çizgiyi görmek gerek.
Bir gerçek var ki; her konuda ahkam kesenler pasif bilgi taşıyıcılarıdır. Birçoğu kendi açıklarını kapatmaya çalışan ve kendiyle çatışmada olan insanlardır. Toplumda popülerlik amacı gütme adına ahkam keserken, küçüldüklerinin farkına bile varmazlar.
--Çok bilmişlik
--Kendini beğenmişlik
--Eke-mişlik, cahilin zırhıdır.
Kişi sadece açıklarının üstünü kapatmaya çalışır.
Bildiğini anlayanlar sadece fikrini söyler. Ki zaten bunlar; gönül rahatlığıyla her konuda fikir alışverişi yapılan, saygı duyulası insanlardır.
Bildiğini anlamayanlar bilmişlik taslar. İtici ve tiksindirici oldukları için konuşmaları kale alınmaz. Ukalalıklarının bedelini etrafındaki insanları kaybetmekle öderler. Acınası insanlardır bunlar.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, bildiğini okumak, bildiğini dayatmak; insanın hem kendine, hem de karşısındakine yaptığı kötülüktür.
Son zamanlarda (bildiğini anlamayan) “çok bilmiş”ler fazla üremeye başladı. Kimse kimseyi dinlemez oldu. Sürekli kapışma halinde, sürekli sidik yarışındalar. En çekilmez ve tehlikeli olanları; biraz okuyup bir yerlere gelen ve her sözü söyleme hakkına sahip olduğunu zanneden diplomalı cahillerdir.
Çokbilmişe kimse katlanamıyor, en yakını bile uzaklaşıyor, soğuyor.
Güzel insan bilge olandır. Bilen, bildiğini işleyebilen ve yerinde kullanandır.
Müsadenizle