- 1124 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GERÇEK AŞK SENMİŞSİN!!!
Sana basamakmış tüm aşklar, sana ulaşmaların savaşımlarıymış kan ter içinde, nefes nefese koşturmalar. Asıl olan senmişsin, sana duyulan ama her ulaşıldığında doyulamayan, daha bir acıktıran sevdalar sanaymış aslında. Her birindeki hayal kırıklığı, her birinin yavanlığı ve de doyurmazlığı sen olmayışlarındanmış.
Yanlıştılar ve yanlışlarda seni aramaktı sevda sandığım yanılgı. Sendin asıl sevda, asıl olan aşk sen. Sana kavuşamamanın acı dolu kıvranışıydı her birinin kendisi verdiği sandığım kıvranışlar. Senden sanımdı terk edişler, sensiz kalmanın, seni kaybetmenin kahreden yangınları, o nedenle yanışım da çok harlı ve acı oldu. Her birine sarılışımda sen sanışımdı, sana yaklaşımda basamak olduklarını bilmeksizin sana kavuşmanın hazzı sanısıydı.
Ondandı belki de doymak bir yana, her gelenin daha bir açlığa mahkûm edip de gidişi, susuzlukla inlemelere terk edişi beni. Ondan belki de her bir terk edilişte daha bir oluyordu sana yaklaşımım.
Ondan belki de, her geleni alıp savuruyordun uzaklara, aramıza girmesinler, sana ulaşımımı engellemesinler, onların yalan, yanlış ve yanılgın ve de yavan sevdalarında, sahte mutlanışların sarhoşluğuna kapılıp da kaybolmayayım istiyordun sana gelmeye çalıştığım yollarda.
Sen bendeydin, hiç gitmedin, hiç yalnız bırakmadın beni. Hep yanımda, hep içimde, hep bana benden yakındın, ellerin hep ellerimdeydi. Yürüdüğüm her yolu açıyordun, dikenleri, taşları temizliyordun geçtiğim yollarda ama ben kadir bilmez, ben algısız, ben aymaz, sitem ediyordum yine de saygısızca görmezden gelerek. “Niye” diyordum, “Niye koyuyorsun sürekli bu engelleri, neden ulaşımlarımı zorlaştırıp hatta imkânsızlaştırıyor da biraz olsun gönenmeleri, mutlanmaları çok görüyorsun bana, neden? Neden bu kadar sevgisiz, hatta acımasızsın bana karşı?”
Şimdi biliyorum ki sen bana en yakın olandın. Sen tüm isyanlarıma, tüm saygısız ve algısız düşüncelerime rağmen beni hiç terk etmeyendin, sevmekten asla vazgeçmeyen!..
Aslında ta başında, dünyaya geldiğim an, belki çok daha öncesinde koymuştun yüreğime o aşk denen şeyi. O aşkı arayıştı her birinde, sana olduğunu bilmeksizin arayışlarımın, ulaşımlarımın. İstedin ki ben de seni aynı aşkla seveyim, aynı aşkla tutuşayım, sana ulaşayım ben de, senin bana ulaştığın gibi, senin beni hissettiğin, yanımda olduğun gibi sende olayım, senin aşkınla tutuşayım, sende eriyeyim, sende yok olayım, sen olayım.
Ondandı beşeri aşklardan kopartıp kopartıp savuruşun beni, yanayım istedin, yanayım da pişeyim, eriyip yok olayım hatta insanlar dünyasında!..
O halde aç gözümü iyice, yetmiyor bu kadar görmek, bu kadar sevmek, bu denli yakınlık yetmiyor artık. Her yerde görünürlüğüne rağmen, bana şah damarımdan yakınlığına rağmen istediğimce, istediğince göremeyişim, yanamayışım, aşkla kavrulamayışım da benim insani zafiyetim, bağışla ne olur. O nedenle aç gözlerimi iyice, kulaklarımı aç, yüreğimdeki tüm dünyevileri, tüm beşerileri, maddileri sil, sök at ne olur. At ki hiçbir engel olmaksızın ulaşayım sana, yollarımdaki engeller kalksın ki kolay olsun sana ulaşımım. Kalksın ki tüm yollarım sana çıksın. Yüreğimi de temizle, hiçbir iz kalmasın hiçbirinden de tertemiz var edeyim seni orada ve de senden başkası olmasın.
Mahcubum sana, aslında utanç içindeyim de karşında. Bağışla beni ne olur, hak ettiğince sevemediğim için bağışla. Böylesi devasa aşkı göremediğim için bağışla, başka aşklara koştuğum için bağışla, isyankârlığımı, kadir bilmezliğimi, vefasızlığımı bağışla. Borçlanışımı, borç üstüne borç biriktirişimi bağışla ve ödeme fırsatı ver bana. Sana olan görevlerimi engelleyen ne varsa kaldır yollarımdan, sil at ne var ne yoksa o yollarda.
Ne olur bağışla, tut ellerimi, hiç bırakma ve koştur beni sana gelen yollarda…
Aç kapını ne olur, ardına kadar aç, yüz çevirme benden, umut kesme al kollarına!!!
Yüzsüzlüğün bu denlisine de pes deme, yüzün var mı ki deme ne olur. Senden başka kimden isteyebilirim, senden başka kimim var ki benim?!
Utanarak da olsa, senden başka kimin kapısını çalabilirim ki?!
p.r.alkan