- 538 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zaman da aşk
Tüm zamanlara inat yaşıyoruz.Kimi zaman yanlışlar yapsakta hep güzel olanı özlüyoruz..İnsanları kırmadan, incitmeden yaşamak..
Bizler özlemler içinde yanıp kavrulurken çok uzaklarda bir sevda ateşi gözleriz..Papatya kokusuna hasret giderken güllerin baygın bakışına gülümseriz. Sevmek; ne çok zor bir duygu..Yüreğini hiç tanımadığın birine açıvermek.Ya da uğur böceğinin ince kanadına tutunabilmek özlem ateşini söndürmek için..
"Devasa aşklar hüsranla biter" derler..
Hüsran ? Nasıl bir yıkıntı ki insani duyguları yıkıpta geçer.İnsan dış etkenlere karşı bu kadar zayıf mı ? Yüreklerin sesi güzellikler karşısında neden bu kadar sessiz çıkar..Bir dilenciye desem ki; zenginlik nedir , gülüp geçer..
"Aşk" çoğu insanın diline almaya korktuğu bir kelime..Aşk...Sahi nasıl bir şeydir ? İki bedenin bir yastıkta kocaması, ikilinin ihtiras içinde birleşmesi ya da tüm bencil duyguları bir kovanın içinde hapsetmek mi ? Aşk nedir ? Yeni yetme bir çocuk sekseninde bir dedeyle ardı sıra dalga geçermiş.."Aşk nedir dede ?" Adam hayata tutunduğu bastonunu göstermiş "Aşk budur. Bu olmasa ben düşer ölürüm"
Aşka tutunabilmek ya da düşüp ölmek. Siz olsanız hangisini seçersiniz ? Aslında hiç bir kimse ölünceye değin yaşadığı aşkını asla unutmaz. Unuturum diyen varsa külliyen yalandır...
İnsanlar aşkı bir elbise gibi giyemez. Naylon bir çorap gibi eskitemez. Aşk milli piyango bileti değil ki çıkar mı, çıkmaz mı diye bekleyelim. Aşk; merak etmeyin bir gün sizi bulur.
Sahi siz ondan korkuyor musunuz ? Öyle ise neden şairsiniz, ya da romancı ? Aşkı körlenmiş bir yazar şiir veyahut duygusal bir roman yazabilir mi ? Bir şarkı besteleyebilir mi ? Bir orkestrada şef olabilir mi ? Sorular...sorular...
Aşkın bir felsefe gibi kuramlar teorisi yoktur. Teori; belli çerçevelere sığdırılmış kati olan ya da olmayan fakat sınırları belli cümleler tümcesidir. Ya aşk ? Aşkın sınırı yoktur.Aşkın kabuğu çelik gibi dahi olsa onu kırar, parçalar.. Aşk bir maratoncunun ipi göğüsleme anında ki sevinç çığlığıdır. O çığlık tarif edilemez,yazılamaz ve anlatılamaz..
Aşkı şurasında hissetmeyen bir şair şiir yazamadığı gibi bir yazar da roman yazamaz demiştik. Şayet yazılırsa o roman olmaktan çıkıp, yeşil fidanları yanmış kuru bir ormanı hatırlatır. Ona da sadece geriden hüzünle bakarsınız.
Mehmet Akif içine sığmayan aşkı kaleme almasaydı
Nazım Hikmet sevdiğini kadını anlatmasaydı
Neruda memleketini yazmasaydı...bizler onlardaki yatağına sığmayan nehiri nasıl bilirdik..
Yani aşk; yanmış sevdalardan geriye kalan bir köz bel ki...O köze hiç kimse elleriyle dokunamaz. Dokunan yanar.Aşk, bence işte budur..
Saygılarımla..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.