OKUMA ÜZERİNE
Oku ,ilk emir.Emir yüksek yerden lakin “Oku” diyen bir dinin temsilcileri okumuyor bugün.Ağzı açık bir vaziyette okuyan ve gelişen ülkeler bakıyoruz.Adamlar uzaydan fotoğrafımızı çekiyor,biz halen deklanşörün bizi cezbeden fotojenik pozunda peynir deyip sahte bir gülümseme yaratıyoruz.Oku emrine,okumuyorumla karşılık veriyoruz.Ne hazin?
Kitap sayfalarından, en güzel uçak yapma yarışması düzenlense eminim birinciliği uzun yıllar kimseye kaptırmayız.Ya da kitaplara en güzel kılıf hazırlama yarışması düzenlese ne ala?Birinciyiz yine.İş okumaya gelince sonuncuyuz vessellem.Okumayanlara acımak lazım,kitap sadakası dağıtmak lazım böyle tiplere.Allah versin, tarzı sözlerin yerine, Allah kitap versin.Allah akıl fikir versin.Allah sizi kitapların içine hapsetsin diye beddua edesim geliyor.
Okumayan bir topluma verilebilecek en büyük ceza ya da ödül kitap olsa gerek.
Bir kitap nasıl okunur evvela? Onu sorgulayalım.Yazarına bakacaksınız önce,sonra alacaksınız kitabı sağına soluna bakacaksınız.Kitabı elinize alıp koklayacaksınız,ta ruhunuza dek işleyecek bu sevgi..Sonra sayfalarının tozunu alacaksınız.Sonra heyecanla başlayacaksınız okumaya.Fosforlu kalemlerle çizeceksiniz önemli yerleri,not alacaksınız belki de, yıldız işareti koyacaksınız mühim yerlere.Unutmayın içinde iyi bir tarafı bulunmayacak kadar kötü kitap yoktur.Her kitap bir penceredir,başka iklimlere götüren.Notlarınız bakın,sizi başka dünyalara sürükleyecek.
Gazete okuyun,dergi okuyun ama hariçten gazel okumayın.Okuma bir güzel eylem,okumayanlar ülkesinde.Ülkemde okunan dergiler magazin ağırlıklı,gazetelerin en revaç gören sayfaları spor ile ilgili olanlarıdır memleketimde.Gazetelerdeki resimlere bıyık çizme olayı var mahcup düştüğümüz.Başkasının aldığı gazeteye aç gözle bakma olayı var üzüldüğümüz. Ağız tadımız bu.Şaşı duruyor okuyan,biraz kaçkın,biraz ucube.Ve en nihayetinde adam gibi duruyor biraz mürekkep yalayan.Okuyamayan bir ilçeden gelen cılız ses,bir çığa dönüşür mü? Bu çığ boğar mı okumayan bizleri?Göreceğiz.
Okudum, kilim dokudum sayfalara kalemle.Okudum,kendimi buldum sarı yapraklar arasında;sahipsiz kalmış,yalnız,çekingen.Ve bir o kadar da garip.Sarı yapraklar ki taze gül kokusunda ,her daim içimi gıdıklayan,beni okumaya sevk eden.Kitapların arısıyım,o kitap senin bu kitap benim diye uçup konarım.Aldığım özü uygularım,bal tadında mahsullerim olur.Sanırsınız ki Karakoçan Balıdır ruhumuza çalınan bir tadımlık.Ruhumuz ki midemizden daha aç.Gıdası bizden,buyrun ey ahali!
Okumayan ,okuyamayan bir toplum ne haldedir?Yazılı ve boyalı basına bakın.Mideniz kaldırabilirse tabi ki? İnsan korkuyor artık cinnet geçiren toplumdan.Hedefsiz,gayesiz bir gençlikten.Pimi çekilmiş bir el bombası değil mi?Bıçaklar fazla,sigaralar bol,cepler o biçim.Saçlar,giyim kuşam dört dörtlük.Dış bakım süper,iç bakım lağım.Bu tezat başka millette var mı?Sanmam.Ne olursa olsun? Onlar kitabı seviyor,koruyor ve satın alıyor.Garda ,trende,çarşıda ,tatilde, her yerde ellerinde kitap.Fırsat buldular mı hemen sayfalarını açarlar kitabın.Filmlerinde kareler bunu gösteriyor.Ayrıntıdır ama önemlidir.Bizim olan hangi filmde böyle bir kare aklımızda?Bizimkiler kitabı yırtıp uçak yapıyor sayfalarından.Yada süs eşyası mertebesinde raflarda çürütüyoruz okumadan.Kitabı düşünmüyorsan o kağıdın nasıl vücuda geldiğini düşün.Yani kağıda bak,ağaçları düşün.Yazık değil mi?Okuyan toplumlar ne haldedir.Şimdi Japonya’da bir gazete tirajı 4-5 milyon.Bizde bütün gazetelerin toplamı onu bulmuyor.Promosyon olursa belki.
Japonların kafası basmıyor,neye okuyorlar?Ne işlerine yarıyor okumak?Ne kadar lüzümsuz.Otur iki el oyun oyna kahvede;valla ne dert kalır,ne stres.Memleket ileri gitmese de kalakalır yerinde eskisi gibi.Okumayı OKUMA! diye vurguladık.Oku eyleminin olumsuz emir kipiyle.O gün bugündür okuma eylemi OKUMAMA şeklinde cereyan edip gidiyor.Canımıza minnet.
Okuma, birinin canını okuma.
Okuma ,hariçten gazel okuma.
Okuma,martaval okuma.
Bir tek ,kitap okuma ? diye algılanmış memleketimde.
Baba okursa,çocuk okur ; çocuk okursa, arkadaşı okur.Herkes okursa toplum okur.Ve her şey sil baştan değişir.Yarın için endişelenmeyiz o zaman.
Orhan Pamuk Yeni Hayat adlı romanına şu şekilde başlar.”Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.”diye.Neden hep aynı kaldığımızı,aynı kelimeleri kullandığımızı ve günlük hayatın insanı çileden çıkaran, fıtık eden hengamesinde neden hep aynı lafları bir sakız gibi terennüm ettiğimizi anlamaya çalışın?Bir kitap bir kelime dahi öğretse bize her şey toz pembe olur.İlçem değişir,Türkiye değişir.Okumayı zorla yaptırmak her işte olduğu gibi bizim emrivakilik millete uyar.Bu konuda bir sıkıntım yok.Çünkü her şeyi alnımızın ortasına vura vura alıyoruz.Rafta duran bir kitabın hiç kimseye zararı yoktur,faydası da.Yıllarca kutsal kitabımızı en güzel dantellerden oluşturduğumuz kılıflara koyup evimizin en müstesna köşesinde hiç okumadan muhafaza eyledik.Okusaydık eminim daha farklı olurdu.Kitaplarımız daha çok gazete promosyonu olan ansiklopedilerden müteşekkil.Bir baba,bir anne ,bir evlat parasına kıyıp kitap almayı gereksiz bir iş olarak görüyor.O kıyılamayan ,sakınılan para bir sigaraya ,başıboş bir uğraşa göz kırpılmadan heba edilir yeri geldi mi?
Karakoçan’ın okuma oranını merak ediyorum.
Karakoçan’ın okumadan sonraki halini hayal ediyorum.
Başka biri oluyor insan okuyunca.Bazen Robinson,bazen Madam Bovary,bazen Don Kişot.Kitapların sarı sayfalarında çıkıp caddelerinde geziyorum ilçemin.Bir romanın kahramanıyım,bir şiirin hüznü,bir hikayenin göz alıcılığıyım.Bazen Cengiz Aytmatov’um,bazen ruh çözümlemesinin en büyük ustası Dostoyevski’yim,bazen Tolstoy’um,bazen Aziz Nesin.Ansızın Necip Fazıl oluyorum, Sakarya şiiri ile ayağa kalkıyorum,Nazım oluyorum yasaklı bir şiir kaleme alırken Kuvay-ı Milliye Destanı’nı yazıyorum.Bir potanın içinde eritiyorum tüm marjinal fikirleri ,ülkemin hizmetine sunuyorum beynimi.
“Anne ve babamı hiç kitap okurken görmedim ki.Fakat televizyon seyrederken hep gördüm.” “Yemek kitabından başkasını okumam,yoksa açlıktan ölürüm.””Ya Allah aşkına kitaba para verilir mi?” tarzı cümlelerle çok karşılaşmışız.Birilerinin örnek teşkil etmesine gerek yok,okuyun.Birilerinin karnınızın gurultusunu duymasından rahatsızlık duyuyorsanız beyninizin gıcırtısından da utanmanız gerek.Kitaba para verilir mi?Sigaraya verilir ama.Birisi iyi arkadaş,diğeri mahallenin kötü çocuğu.Tercih sizin.
“Bana okuduğun kitabı söyle,sana ne kalitede olduğunu söyleyeyim.”A kalite olmanın yolu okumaktan ve yazmaktan geçer.Bakın;Türkiye’de her üç kişiden dördü şair,her dört kişiden beşi yazar ,her beş kişiden altısı okurmuş.A kaliteyiz anlayacağınız.Başka misale ne gerek var canım.
Aşağıda birkaç görüşten örnekler aldım ,okuyun.
Ne bulursan yemiyorsun,pazardan her şeyi seçerek alıyorsun ama eline geçen her şeyi okumaya çalışıyorsun? Midenin gıdasına gösterdiğin ilgiyi, ruhunun gıdasına neden göster miyorsun?
Buradayken oku, kabirdeyken okuyamazsın.
Pahalılığından değil,kitap okumayı gerçek bir ihtiyaç olarak görmediğimiz için kitaba para vermiyoruz.
Kitap boş zamanlarda okunacak kadar basit değildir.Ama biz nedense hep boş vakitlerimizde uyumak için ya da zaman öldürmek için okuruz.Ve gerçekten canını okuruz kitabın.Kitap bizim elimize düştüğü için ne kadar da talihsiz.
Okullarda okuma zevki verilmelidir.Bir disiplin içerisinde olmalıdır okuma,bir sistem halinde yapılmalıdır.Okuma alışkanlığı yoksa iş zor.Bu toplumda kolay olan tek şey ev yapmaktır.Bunu dışında dişe dokunur bir şey yok.Anneler,babalar,öğretmenler,büyükler!Elinize kitap alın ve en yakınızdaki bir çocuğa,bir okula hediye edin.Buna ihtiyacımız var;ekmek kadar ,su kadar.
Dostoyevski tutkudur.Okunmalıdır.Balzac, Zola, Montaigne,Tolstoy.İsmet Özel,Sezai Karakoç,Can Yücel.Klasikler defaaten okunmalıdır.Şarkın kendisine ait masalları görülmelidir.Gazetelerde köşe yazarları takip edilmelidir.Hıncal Uluç,mutlaka ama mutlaka Çetin Altan,Fehmi Koru,Gülay Göktürk,İkbal Gürpınar.Okumadan zevk alındı mı gerisi gelir.Ahmet Altan,hele hele Nihat Genç.Sayamadığım onca kalemşör.Her telden,ayaklarınız yere basmaz.Gençlerin kahramanları neden yazarlar şairler değil diye merak ediyorum.Bir futbolcu,bir manken çok şey mi demek memleket için?
Okumaya başlamadan evvel İnşallah deriz,okumaya başlarken Evelallah,ilk kelimede Bismillah,sonuna kadar gitmek istersek Ya Allah,canımızı sıkarsa Fesübhannallah, karşımıza bir şeytan çıkarsa bizi okumaktan alıkoyan Neuzubillah,evdeki hesap çarşıya uymazsa Hasbünallah, kitabın parası akla gelirse Maazallah,bir terslik yaşanırsa La Havle Vela Kuvvete İlla Billah.Heyecan sarınca Allah Allah,sona yaklaşınca Maşallah,bitiremezsek Hay Allah.
İşte buna Türk Usulü Okuma adı verilir.
Haydi bize eyvallah!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.