- 3542 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Sinek Bir Şey Değil, Mide Bulandırır…
Sinek Bir Şey Değil, Mide Bulandırır…
Kaç gündür, yeni yıla giriş gecemi anne, baba ve kardeşlerimle geçireceğimi duyan çevremdeki kişilerin konuşmalarının üstüne, yılbaşı günü gelen bir telefon, bardağı taşıran son damla oldu. O günden beri düşünüp duruyorum: “Acaba söyledikleri doğru olabilir mi? İlerde bir gün bende aynı şeyleri yaşayabilir miyim?”… Buna benzer birçok soru, beyin hücrelerime birden hücum etti sayelerinde.
On Aralık’ta, eşimin doğum günü için bizde toplandığımızda, bu sene yılbaşını evde geçirmeye karar vermiştik. Sebebi ise; küçük erkek kardeşimin bir yaşındaki kızının rahatı ve artık yürüyor olması dolayısıyla, kendi rahatımızı düşünmemizdi. Ayrıca eşi elinden ameliyat da olacaktı ve yılbaşı gününe kadar iyileşmesi imkânsızdı. Beraber olabileceğimiz ev sayısı, kızımın evlenmesiyle beşe çıkmıştı. Annemin evini baştan eledik zaten. Yaşlı kadını biz varken yormak olmazdı. Büyük gelin anaokulu öğretmeni ve akşama kadar çalışacaktı; işten gelip hazırlık yapmasını istemek haksızlık olurdu. Küçük gelinin bebeği ve ameliyat durumu vardı. Kızıma da ben kıyamadım herhalde… Rahatsızlığımdan dolayı annem bende kalıyordu ve yardımcım vardı. O yüzden en müsait yer benim evimdi ve bizde toplanmaya karar verdik.
Mezeleri tespit ettiğimizde üç çeşidini büyük gelin üstlendi. Babam da sağ olsun pamuk ellerini cebine attı ve masrafları üstlendi. Çoğu babamdan olmak üzere, hepimiz ellerimizi ceplerimize sokup hazırlıklara başladık. İşte ne olduysa o karardan sonra oldu.
Telefonda ya da sokakta gördüğüm arkadaş ve akrabalarla olan sohbetlerimde, konu yılbaşına gelince alışagelen soruyla karşılaştım hep: “Yılbaşında ne yapıyorsunuz?”
Tek tek bizimkileri sayıp, “Hep beraber bizdeyiz.” dediğimde aldığım cevapları önce umursamadım. “A! Hâlâ mı berabersiniz. Hımmm… Anne baba sağ da ondan. Allah geçinden versin, onlar ölürse zor bir araya gelirsiniz. Hele miras girdimi işin içine değil kardeş, kanlı bıçaklı olursunuz.”
“Allah korusun” deyip söylenenleri kulak ardı yaptım hep. Yılbaşı gecesi için gündüz son hazırlıklarımı yaparken, babam telefonu bana uzattı, İnci Abla’mın (Rahmetli dayısının kızı) yılbaşımızı kutlamak istediğini söyledi.
-Merhaba abla nasılsın?
-Teşekkür ederim canım iyiyim. Gece on ikiden sonra arayamam. Şimdiden arayıp dayımın yeni yılını kutlamak istedim. Dayımlar da sendeymiş; senin de yeni yılını kutlamak istedim.
-Senin de yeni yılın kutlu olsun abla. Eşinle, çocuklarınla sağlıklı, huzurlu ve mutlu yıllar dilerim.
-Biliyor musun? Eski günler geldi aklıma. Eskiden, yani annem ve babam sağken; bayramlarda, yılbaşında ve özel günlerde, kardeşlerimle hep bende toplanırdık. Şimdi bir araya gelmek orda dursun ne arayan var ne de soran.
-Aman Allah korusun. Biz inşallah öyle olmayız. Sende üzülme ablacım. Et tırnaktan ayrılmaz. Bir gün her şey düzelir inşallah.
Birçok iyi temenniden sonra kapatabildik telefonu. Söylenenleri kulak ardı edip hazırlıklarımı bitirme telaşına girdim.
Sonunda herkes gelmiş, masamıza oturmuştuk. Sohbet ederek yemeklerimizi yedik. Kardeşlerim sırayla resimlerimizi çekiyordu. Babam ve annem hariç, erkekli kadınlı birbirimize yardım ederek, neşe içinde, şarkılar söyleyerek, şakalaşarak herkesin yüzünde içten bir tebessümle tombala oynayarak bitirdik geceyi. İlk başlarda hiç aklıma gelmedi bu söylenenler. Gecenin ilerleyen zamanlarında gözlemlemeye başladım herkesi tek tek.
Annem ve babam çocukları, gelin ve damatları, torunlarıyla birlikte olmaktan gayet mutluydular; mutluluk yüzlerine yansıyordu. Büyük erkek kardeşim, eşi ve kızının yüzünde de samimi bir mutluluk vardı. Küçük erkek kardeşim, eşi ve onun henüz bir yaşındaki kızının yüzünde de aynı mutluluğu görmek çok güzeldi. Kızım ve iki saat bize çiğköfte yoğurmasına rağmen damadım da mutluydu. Ben ve eşime gelince; bizi zaten söylemeye gerek yok, hepsinden daha mutluyduk diyebilirim.
Sadece eşimin içinde burukluk olduğunu hissediyordum. Çünkü kardeşlerinden hiç biri yoktu. Üstelik eşim, kendinden büyük iki kardeşini arayıp yeni yıllarını kutladığı halde, eşimden küçük olan altı kardeşi ve yeğenlerinden hiç biri onu aramamıştı. Hâlbuki anne ve babaları sağken, özel günlerde, baba evinde dokuz kardeş ve yeğenler toplanır, bir arada olurduk; ama herkes kaçmak için fırsat kollardı. Orda olduklarından dolayı mutsuzlukları yüzlerinden okunurdu. O da yetmezmiş gibi hiç aklınıza gelmeyecek dedikodular türetirlerdi. Nasıl kaçtıklarını bile anlayamazdık. Bir bakardık ki; kaynatamlarla biz kalmışız. Onların uykularının gelmesini bekler, kaynatam “Hadi gidin” diyene kadar kalırdık.
Bu düşünceler hücum edince beynime, gözlerim doldu ve mutfağa zor attım kendimi. “Acaba bir gün bizde mi böyle olcağız?” sorusu beynimde çınlıyordu sürekli. Bir sigara yakıp, gözyaşlarıma engel olmaya çalışırken iki kardeşim de arkamdan geldiler. Beni o halde görünce, ikisi de soru dolu gözlerle bana bakıyorlardı. O bakışlar beni daha kötü yaptı ve hıçkırıklara boğuldum. Şaşkınlıkla bana ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. İkisi de çok şakacı oldukları için bin bir türlü muziplikle sonunda beni güldürmeyi başardılar. O arada eşim, gelinler, yeğenim, kızım ve damadım da geldi mutfağa. Tabi bana ne olduğunu anlamaya çalışan sorular da beraberinde.
Bende ilk günden beri arkadaş ve akrabalardan duyduklarımı, bugün İnci Abla’yla konuştuklarımızı, söyleyen kişilerin aile yaşantılarını ve bizim aile ilişkilerimizi kıyasladığımı anlattım.
Sonuç olarak; bu gece herkesi gözlemlediğimi, burada olmaktan mutlu olmayan bir yüz göremediğimi belirttim. Otuz yıllık evliliğim süresince iyi ve kötü günde her zaman yanımda olan erkek kardeşlerimin ve eşlerinin, (Onlarda benim aslında kız kardeşlerim.) yeğenlerimin, anne ve babamın, Allah geçinden versin ölümünden sonra da aynı bu güzellikte devam edeceğini gördüğümü söyledim.
Çünkü bizim bizden başka kimsemiz yoktu. Bugüne kadar her konuda birbirimize destek olduğumuzu, yeri geldiğinde bazı dertlerimizi anne ve babamıza bile duyurmadan kendi aramızda çözebildiğimizi, bu güven ve sadakate şahit olup hiçbir şeyimizi gizlemediğimiz eş ve çocuklarımızın da bizlerle bir bütün olduklarını görmek ayrıca mutlu etmişti beni.
Miras olayına gelince; annemle babam bu güne kadar maddi yönden hepimize destek oldular. Birimizin ihtiyacı fazla olsa bir şekilde bizleri de eşitlemeye çalıştılar güçleri yettiğince. Yetmediği yerde kimse “Niye ona çok bize az?” demedi. Bizler de destek olmaya çalıştık elimizden geldiğince. Onlardan sonra kalacaklar bizi bizden ayıracaksa, olmaz olsun miras. Para bir kâğıt parçası… Varlığı bir dert, yokluğu yara… O ayrı tabi; ama derdimi paylaşmaz, sıcacık bir el uzatmaz, yeri geldiğinde benimle ağlayıp benimle gülmez. Para bu; bir günde de harcarsın, akıllı kullanıp paraya parada demezsin; lakin kardeş gibi olmaz, kardeşi bulamazsın.
Hepsinin benimle aynı fikirde olması yüreğime su serpmişti. Hani derler ya sinek bir şey değil mide bulandırır. Bende o duruma düşmüştüm işte…
Onların sevgi dolu gözleri ve sözleri, beynime gereksizce giren şüpheleri yok etmişti. İçim rahattı ve huzur bulmuştum yeniden. Bu konuşmalar üzerine daha bir kenetlendiğimizi hissediyordum.
Allah birliğimizi, düzenimizi, bağlılığımızı ve sevgimizi daim etsin…
10.01.2013______________________Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
YORUMLAR
Ah siz kadınlar.
En mutlu gününüzde ve anınızda bile mutlaka kendinizi üzecek bir şeyler bulursunuz. Size de öyle olmuş. Bir deyim de ben söyleyim madem '' Ortada fol yok, yumurta yok '' niçin üzülüyorsunuz ki? Neticede her insanın aile yapısı farklıdır. Siz oldukça sağlam bir aile imişsiniz. Anlattıklarınıza bakılacak olursa bu birlik ve beraberliği hiç bir şey bozamaz...O halde üzülmeye, ağlamaya ne gerek var?
Meyse..Dilerim daha nice böyle güzel günlar, aylar, yıllar yaşarsınız hep birlikte.
Selam ve sevgilerimle.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Allah kimsenin düzenini bozmasın inşallah.
Güzel dilekleriniz için Amin diyorum.
Çok teşekkür ederim. Saygılarımla...
efendim çok güzel paylaşımdı birlik beraberlik adına ve bende mutlu oldum sizin adınıza o beraberlğinizi kıskananlar size öylesine gaza getirmiştir siz kulak asmayın kendi doğrunuz her daim doğrudur beraberliğinizin daim olması dileğimle saygılarımla selamlar
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Allah kimsenin düzenini bozmasın inşallah...
Çok teşekkür ederim. Saygılarımla...
Allah birliğinizi beraberliğinizi hiç bir zaman bozmasın,anne ve babanıza uzun ömürler versin..Ben şuna inanıyorum,düzen nasıl kurulursa öyle gider..Anne ve babası yaşadığı halde birbirlerine düşman olan çok kişi tanıdım...aralarının düzelmesi mümkün değil,sevgi ve iyi niyet birbirlerine karşı kalmamış,o duygularının yerini kin ,nefret ve hırslar almış..ne yazık ki çok acı ;ama gerçek...Bir tanıdığımızın otuz yaşındaki oğlu oturdu yere dört saat uzakta gecenin ikisinde trafik kazasında öldü..rahmetli olduğunda arabada yalnızmış..onun ölümü ile ilgili kardeşinden şüphelendi...şaşırdık biz bu şüphe karşısında...
Zamanla insanların koşulları değişiyor...ayrılıklar yaşanabiliyor,önemli olan bir araya geldiğinizde hiç ayrılmamış gibi kaldığın yerden başlayabilmek..yani çok sevmek.
Sinek küçük ama;mide bulandırıyor..Allah ayrılıklar yaşatmasın arkadaşım...Güzel bir paylaşımdı..sevgiler,selamlar...
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Çok haklısın. Onlarıda Allah ıslah etsin diyorum.
Çok teşekkür ederim. Kucak dolusu sevgilerimle...
Çok güzel bie paylaşım gerçekten sinek küçük fakay mide bulandırıcı.
Allha hiç kimsenin birlik ve beraberliğini bozmasın hele aile bağlarını hiç bozmasın..
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Çok teşekkür ederim. Kucak dolusu sevgilerimle...