- 752 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Belma
Bu gün bizim buralarda kar atıştırıyor hava da ayaz .Pencerenin önüne oturdum sokağı seyrediyorum.elimde bir tabak dolusu üçgen sarılmış lahana dolması..sıcacık…Sokağı seyrederken,lahana dolmalarını yiyorum.. aklımsa gitmediği yer bırakmadı..nedense Belma ‘ da aklım takıldı…
Belma arkadaşım.Tıp Fakültesine devam ederken anne ve babası oturup karar vermişler.”Bizim Belma çok güzel bir kız,oralarda takılacak aklı birine,Eh,zengin bir talibi de varken,biz Belma ‘ yı okuldan alıp evlendirelim.”Karar uygulanmaya başlanmış Belma ‘nın tüm itirazlarına rağmen okuldan alınıp zengin talibiyle evlendirilmiş…Belma ‘ da hem ailesin hem de evlendiği kocasının burnundan getirmiş hayatı..yirmi beş senelik evli hala daha burunlarından getirmeye devam ediyor…Nasıl mı ..? Anlatayım…
Belma ile geçen ay bir yardım çayında karşılaştık.Kısa kırmızı elbise,yüksek topuklu siyah ayakkabı,siyah pırıl pırıl uzun beline kadar gelen fönlü saçlar,ten rengi bir çorap..bir içim su; hem de kırk beş yaşında ve iki çocuk doğurmasına rağmen ..Allah vermişte vermiş güzelliği,verenden de sual sorulmaz ki…On tane genç kız gelse bir tek Belma etmez..Belma evde hiçbir zaman iş yapmadı,yemek yapmadı, evlerinde yatılı kalan bir kadını var,birde haftada bir gün gelen temizlikçisi..o sadece alış veriş yaptı.Sezon başında en pahalı markaların kıyafetlerini aldı..bir giydiğini de bir daha giymedi.sezon sonunda o kıyafetleri kapının önüne koydu..Bir de evinde sadece kendine ait okuma odası var çok kitap okur..
“ zengin diye.. benim hayatımı mahvettiler .. bende onların elindeki bütün paraları harcarım “ diyor ..harcıyor da
…
Bir gün kalabalık bir gurup içinde Belma sevinçle öyle bir şey dedi ki..hepimiz şaşırdık”Ben brokoli çorbası yaptım. “ Dedi.. “ Hayret Belma! Nasıl yaptın sen, o işi anlat “ Dedik. Başladı anlatmaya “Biz Uludağ’ a geçen sene tatile gitmiştik,ben brokoli çorbasını çok beğendim.Eşim şefi çağırdı tarifini aldı eve gelince yaptım.Çok güzel oldu çorba.”Kocam da çok beğendi bana” Belma bundan sonra sen de yemek pişirirsin ..” dedi. “ Pişirdin mi çorbadan sonra yemek ? Diye sorduk...”.bana ne ya! yemek falan pişiremem” dedi..pişirmesin tabi ki..ne gerek var…canım..hiç yani ))….
Gittiğimiz yardım çayında bizi görünce masamıza geldi..Sohbetine de doyum olunmaz Belma’ nın..”Nerelerdesin görünmedin çoktan..-‘ dır “ diye sorduk başladı anlatmaya..
“Biz Amerika ‘ya gittik.Pişman oldum gittiğime o kadar uçak yolculuna değmez yani..Bizim memleketimiz daha güzel.” Biz hep birlikte haydi kızlar Amerika ‘yı kırmızı kalemle çizelim gitmeyelim..” dedik çizdik üzerini..Belma devam ediyor..”Ay! Venedik mi..? ne romantik anlar yaşayacağımı hayal etmiştim giderken o,gondollarda pırasa, lahana satıp,çöp taşıyorlar..iğrenç kokuyor..bir de turistlere çok pahalı iki tosta yüz elli lira verdik..” Biz İtalya ‘yı da kırmızı kalemle çizdik..Belma devam ediyor “ Almanya ‘ ya bizden gibi..tanıdık geldi bana..insanları patates yemekten patatese benzemişler..hepsi şişko arada güzelleri var..Bakın bu kalabalık salonda çirkin kadın var mı? Türkler güzel insanlar..”Belma ‘ nın bu cümlesini en çok ben destekledim.Neden mi ? benim gibi çok çirkin bir kadında o salonun içindeydi de ondan..Elimle önce kendimi gösterip koca bir solonu içine alan bir kol işareti yaptım..”Haklısın Belma..bak.. salonda çirkin bir tek kadın yok..” Masada ki diğer arkadaşlar bana gözleriyle imalı bir şekilde “Sen de mi güzelsin” der gibi baksalar da hiç oralı olmadım.Orkestranın çaldığı “ aylar geçse de,yıllar geçse de,bir ömür böyle sürse de,ben seni unutamam” şarkısına eşlik ettim…çatlasınlar..hiç.. Bir arkadaş konuyu değiştirdi..”Sen psikoloğa devam ediyormusun ?” diye sordu.. Çok derdi varmış psıkoloğundan meğerse “Biliyorsunuz ,on senedir aynı psıkoloğa gidiyorum Adam altı seanstır bana derdini anlatıyor,birde utanmadan ücretin yarısını alıyor..başka birini arıyorum.”Biz kahkahaları koy verdik..kendiside gülüyordu durumuna.Gerçekten de Belma ‘ nın ne derdi olduğunu merak ediyorum...Sonra çocuklara geldi sıra Belma yine başladı anlatmaya..”Biliyorsunuz zeka ölçümlerinde benim iki oğlum üstün zekalı çıktı.”Ben bilmiyordum..öğrendim. sonra “Buna rağmen, büyük oğlum iyi puan alamadı,onu özel ünv.gönderdik..küçük oğlumu göndermediğim özel lise kalmadı.Bir ay o lise, üç ay bu lise derken;geçenlerde okulu bırakmaya karar verdi..”Ya.. beni devlet lisesine gönderin,ya da okulu bırakacağım ben her kesimden arkadaşım olsun istiyorum.Fecemde kayıt edeceğim arkadaşım yok benim..” dedi..Bizde onu devlet lisesine yazdırdık..Gerçekten de oğlu akıllı çocukmuş..vesselam..
İşte Belma böyle birisi..bir eli yağda,bir eli balda her zaman bakımlı,her zaman güzel ve havalı,her zaman çok can..uyumlu,sorunsuz eğlenceli bir arkadaş..O gün karar aldık Belma ‘ nın arabası ile bir gece İzmir Kordona gideceğiz..İnşallah….diyelim..
YORUMLAR
efendim yazı çok güzel paylaşımdı ee ne demişler varlığa darlık olmaz varki harcayacak arkadaşınız belma harcamasa o kadar kişi nerden nemalanacak bu dünyanın çarkı böyle dönüyor kimi kazanır kimi harcar da benim aklım hala o üçgen sarılı lahana dolmasında kaldı benim en sevdiğim yemek lahana yemeğidirde hele o dolma kuru mısır kırmasından yapılmışsa çok hoş paylaşımdı kutlarım sizi güzel kaleminizi saygılarımla selamlar
sareyaprak
bekir odaci
İnsanın Belma gibi arkadaşları olmalı . Böyle arkadaşlar insana moral ve neşe verir..Lakin hiç bir kadına Belma'yı örnek almalarını tavsiye etmem...Ev işine elini bile sürmeyen bir kadın demek evde kocadan en azından fırça yemek anlamına gelir.
İlginç ve hoş bir yazıydı. Keyifle okudum.
Selam ve sevgilerimle.
sareyaprak
Eh! O kordon gezinizi de anlatırsınız artık...
Güzel bir paylaşımdı.
Kutluyorum.