- 585 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HIRSIZLIK
Sanıyorum on iki yaşlarındayım. Samat köyüne ilk kurşunlu serpme balık ağını Rahmetli kesenin Sefer amca getirmişti.Boş zamanların da yanına bulduğu kafadar biriyle Marguşa çayına balık tutmaya giderdi. Çoğunlukta da beni çok götürdüğünü sanıyorum.
Yalnız o gün panayır sallısı (arefesi) idi.Babam anam bana on, on beş kadar bir kuzu emanet etmişlerdi gözetlemem için..Zira o zamanlar yaban ovalılar bizim köyden salıcı olarak geçerlerdi ki bazen boşta bulduklarını alır götürürlerdi..
Bir seferinde marguşa çayının kalaycı bölümünden başlayıp eski Salur köyü köprüsüne kadar ağ atat ata gittik.Mehmet beylik dereliği civarında bana dedi ki,
-- Bak Ahmet, biraz sonra yanımıza Salur köylüleri gelebilir.Onun için sen balıkların büyüklerini merkebin üstünde ki heybeye koy,küçüklerini de elinde ki çantaya doldurda Salurlular elimizden balıkları almasınlar.,Demişti,
Onun bu önerisine uyarak büyük balıkları heybeye,(heybe onun idi) küçüklerini de elimde ki çantaya koyuyordum.
Salur köprüsünün yanına vardığımız da,heybe balıkla dolmuş, kalanını da benim çantaya doldurduk.Çanta yarım oldu olmadı gidelim deyip balık ağını toplayıp merkebe yükledi.Ardında da merkebe bindi,beraberce yola koyulduk.Ben umuyorum ki balıkları peygamber okuyla paylaşacağız. Ama Sefer amca ağzından beklenmedik bir laf kaçırınca işler değişti
-- Çantada ki balıklar senin olsun.Heybedekilerde benim.Çünkü yarın panayırda ben balık kızartıp satacağım demez mi.
Oysa ki her seferinde eşit paylaşım oluyordu. Ama bu sefer durum tamamen değişikti. Baktım her şey benim zararıma, Sefer amca merkepte mutlu kutlu yol alırken, ben başladım,heybenin gözünden elime gelen balıkları akşam karanlığında çantama koynuma doldurmaya.Beş kilometrelik bir yolda balıkların çoğunluğunu koynuma çantama doldurunca hilenin fazlası benden yana olduğuna inandım ve hiçbir şey çaktırmadan o evine ben de evimize gittim.
Rahmetli babamla anam bana emanet ettikleri koyunları buluncaya kadar,bana odukca kızmışlar.Suçlu fakat güçlüce eve girdiğimde babam dan sağlam bir kaç tokat yedim,elimde ki ve koynumda ki balıklar ortalığa dağılınca babam başka tokat vurmadan,
-- Hadi bakalım bu balıklara dua et yoksa ki leşini serecektim dedi,ama anamdan da iyi bir fırça yedim.
Ertesi günü panayır yerinde Sefer amcayı gördüğümde, kızgınca,
-- Hırsız oğlu hırsız diyordu rahmetlik.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.