KIRMIZI ÇİZMELER
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
KIRMIZI AYAKKABILAR..
Akşam üstü başladı kar...lapa, lapa.. Öyle güzel yağıyor ki.. Işığı kapatıp penceremin önünde yağan karı seyretmeye başladım..
Hüznün doruğuna ulaştırır kar yağışları..Geçmişe götürür beni. Yıllar öncesi küçük kızımı kucağıma alıp camın önünde, yolumuzun karşısındaki elektrik lambasının ışığında yağan karı izlerdik beraber. Ben yağan karları kanatsız kelebek diye ona yuttururdum. Oda başını omzuma yaslar, merakla tutalım der pencereyi açıp avucuna bir iki tanesini denk getirirdim.. Kızımın eline konan karlar hemen erirdi. O elinde eriyen karlara bir anlam veremeyip yüzüme bakar “baba yok” hani derdi. Bu izahsız soruya hiç tatmin edici bir cevap verememiştim. Ardından bir sürü yalanları sıralar onun kelebek karlarını yüreğinde ısıtırdım..Bazen kucağımda uyur kalır kımıldattığımda “Bak şunun kanadı var baba” diye sayıklardı.. Ben kanatsız kelebekleri her kış seyretmiştim küçük kızımla.
Bana düşman olan sevdam yine boğdu beni.. Kendi kendime o günleri anarken; Bir adı yok çektiğim çilelerimin diye iç geçiriyorum. O günlerden kalan hatırladıklarım kırıp düşürüyor kanadımı yanıma. Penceremi açtım yakaladığım bir kaç kar tanesini elime dokundurdum. Sonra bıraktım kendimi sobanın üzerindeki güğümde hafif, hafif cızıldayan su sesine.....
Evimi baba evinden ayırdığımız seneler bizim en zor yıllarımız olmuştu.. İstasyon şefi Kaplan Bey in mezata çıkardığı birkaç parça eşyası ile ev olmuştuk..Kırmızı koltuklar.. Belki evimizde olan bu kırmızı renkten mi nedir; kızımın ilk renk algılaması bu tarzda olmuş kırmızı renk tonunu onu daha çok sevmişti.. Elektrik Etüt Dairesinin kömür deposunda çöpe dökülmek üzere atılar birkaç traktör toz kömürü elemiş kışı çıkartacak kadar kömür yapmıştım kendime.. Zor günlerdi kendi kendimize yettiğimiz zor olan günler. Zor kıştı, en zorlandığım kış.
O gün sabah yine kar yağmaya başlamıştı. Bu sefer gündüz gözü seyrediyorduk kar yağışını kızım ile . Öğretmen olan yan komşumuz kızım ile aynı yaşta olan oğluna kırmızı botlarını giydirmiş, yağan taze karların üzerinde gezdiriyordu. Karlar üzerinde yürüyen çocuğu görüp o güne kadar hep verdiğimiz ile yetinen kızım ilk defa boynuma sarılıp “ Baba bana da kırmızı bot alsana” demişti. İlk defa kızım benden bir şey istemişti..O gün ayakkabı satan bütün dükkanları gezmiştim. Ama kırmızı bot bulamamıştım. İçimdeki eziklikten ancak o uyuduktan sonra eve gelebilmiştim.
Annesi çaresizliğimi anlamış olacak ki sabaha kadar uyumadan kırmızı hırkasından arta kalan orlon ipten bir çift çorap örerek kendisini böylece kandıra bilmişti.
Sabah uyandığında kırmızı çorapları ile kara bastırmıştım onu. İlkten çok sevinmiş sonra ayak izlerinin çıkmadığını görüp bir süre sonra vazgeçmişti.. Oysa ne kadar görmek istiyordu karda ayak izlerini. Bir çocuğun ilk defa ayak izlerini görmesi ne kadar önemliydi. Bütün çocuklar ilk kar yağdığı zaman hep ayak izlerini bırakmak istemezler miydi?
Çorapla kara bastırdığım için ayakları ıslandığından o akşam ateşlenmiş bizi bayağı korkutmuştu.. Ertesi günü ayağına göre bulduğum beyaz naylon çizmeleri kırmızı yağlı boya ile boyayıp kızımın gönlünü almıştım. Saatlerce ayak izlerini bırakmıştık kar üzerinde...
Her kar yağışında her yıl bu hüznü yaşar kırmızı bir bot alıp bir çocuğa giydiririm bu yüzden...
Botlarını güle, güle giy kızım. Ayak izlerin ilk gün ki gibi hep ayak basılmamış karlar üzerinde kalsın. Saf ve temiz bir şekilde...
FARUK KÜÇÜKTAŞ 2012
YORUMLAR
hocam bu yazin gene beni derbedar etti
dost, kutluyorum sizi gönülden
KEMAH_LI
KEMAH_LI
Hayatın gerçeklerinden bir kesit. Çok güzel ve dokunaklı. ama İnsan olmamızda büyük etken. varlık İnsanı doyumsuz kılıyor.doyumsuz olunca da sevgi harcanıp gidiyor. oysa siz o gün temeli güçlü bir bağ kurmuşsunuz.
Fakirlik ana fikir gibi görünse de sevginin hakimiyeti vardı satırlar da.
Tebrikler.
KEMAH_LI
FAKİR OLDUĞUM İÇİN ŞÜKRETTİM RABBİME HERDAİM..RIZKININ BEREKETİNİ VERDİ ÇOK ŞÜKÜR..ÖLMEYECEK KADAR DOYUYORUZ HAMDOLSUN..
YETERKİ BİR YUMRUKTAN DAHA KÜÇÜK ET PARÇASININ İÇİNDE SEVDİĞİYİ ŞEVKATİ MUHAFAZA EDELİM. ONU FAKİR TUTMUYALIM.
SİHHATLİ BİR ÖMÜR DİLİYORUM RABBİMDEN SİZLERE.. SAYGILARIMLA DEĞERLİ KARDEŞİM.
DEMEK Kİ;
çorapla kara basınca, insanlığımıza yeni bir bölüm daha ekliyormuşuz
Şimdi nedense bende kara basmak istedim hem de çorabımla
Büyür müyüm sizce?
Değerli Kemahli , değer bilen, değeri öyle artan dost, kutluyorum sizi gönülden
TEBRİKLERİMLE.
KEMAH_LI
Uçuşan kelimelerden dört harf buluşuyor gözlerimin önünde ..DOST...
Sen ne güzel insansın...İyiki varsın..
Ateşlenirsen hala bir şişede sakladığım isbirtom var..Alnına bir bezle koymak için....
Ben çok seviniyorum..Dostlugun için Kardeşim..Sağol...Kelebek..
Ah be Kemahli Dost , icimi nasil ettiniz ya... :(((
Derin bir "Offf " Cektim ve öyle yaziyorum.
En güzel de gece sokak lambasinin ciliz isiginda seyredilirdi o nazli nazli meleklerin süzülüsü.
Kar yagsa diye nasil beklerdik... Uludag'a düserdi ilk. Kokusu gelirdi önce ... Sonra bir sabah bir de bakmisiz ki her yer beyaz bir cennet........... :-))) KIzaklari alip kosardik hemen tepelere.... Demeyin keyfimize....
Biraz o hüzün havasini dagitmak istedim ...
Cok selam olsun............. Sevgimle.
KEMAH_LI
Ne kadar varlıklı bir aile, ne kadar zengin bir yaşam öyküsü...
Çocuklarına yüzlerce kırmızı bot alabilen, bunun yanında bir dakikasını ya da zerre sevgi parçası veremeyen ebeveynleri düşününce; bu kız çocuğunun yüreğinde büyütülen servetin ucu bucağı yok.
Varlık aslında bizim şekillendirdiğimizden çok başka bir şey. Manevi zenginliğin verdiği mutluluğu kırmızı botlar veremez. Hiç ölmesin kanatsız kelebekler ve silinmesin boyanmış lastik çizmelerin izleri.
Gönülden tebrikler.
KEMAH_LI
Okumaya değer bulduğunuz için çok teşekkür ederim kardeşim..Yüreğiniz sımsıcak olsun inşaallah..Saygılarımla
Hatırlıyorum ben bu öyküyü. Nasıl unutabilirim ki, ilk okuduğumda da çok etkilenmiştim. Bu sefer seçkide gördüğüme sevindim. Nesir alanında böylesi güzel "nesirler" görmek güzel. Duygulu anlatım düşünceyi imgelere boğmadan ve halkın sadece belli kesiminin kavrayabileceği belirsizliklere bulanmadan da yazılabiliyormuş demek ki. Herkese hitap edebilecek bir yazı. Kutlarım değerli yazar.
Saygılarımla.
Aynur Engindeniz tarafından 1/9/2013 10:46:24 AM zamanında düzenlenmiştir.
KEMAH_LI
İmkansızlar içinde kıvranırken kendince çabalar sarfeden bir babanın gönül sızısını hissettim içimde. Bu gün başka çocuklara kırmızı botlar alarak sevindiren ama içinde hala elindeki fırça ile kırmızı boyayı tutan bir baba var..
Yılların geçmiş olması, onun refaha erişmesi hala içindeki yaranın kabuk bağlamadığını gösteriyor.
Hep öyle değilmidir bir yerlerde bir şeyler hep saklıdır, unutmuş saydığımız. Ama bir olay da öyle derinden sarsar ki bizi sızısı.
Evlatlarımız için yapamadıklarïmız hep yüreklerimizde katmerlenmiştir.
Bana ahhhhh dedirtiniz ustam.
Sizi saygıyla selamlarım.
KEMAH_LI
Yoıkluk bazen çok kötüymüş...Ama kırmızı çizme bulmak ta çok zorlandı ..Tam üç saat çarşı pazar gezdim..Sonunda buldum.. Bu yılda üşüyen bir ayağın sıcaklığını hissettirdiği için mevlama şükrettim..
Yüreğinizdeki o sıcaklık daim olsun..Selam ve saygıyla aziz kardeşime..Huzur diliyorum Sihhat diliyorum..
KEMAH_LI
Yüreğiniz deki sevgi daim olsun inşaallah Saygılarımla
ne güzel
kar üşüttü ama yazı içimi ısıttı ustam...
emeğine kalemine saygım ve tebrıklerimle
KEMAH_LI
Selam ve saygılarımı sunuyorum..