Vah zavallı müslümanlar...
Kuran’ı Arabistan’da yaşayan insanlara Arapça gönderdi diye Arapçayı kutsal sayan ey gafil müslümanlar ey!
Elbette Arapça gelecekti Kuran, Fransızca değil ya!
Kaldı ki, Yaradan her dilden anlar, yeter ki sen samimi ol. İstersen hiçbir dilden anlama, hatta hiç konuşma, varlığını kalbinde hisset yeter.
O’na ibadeti sesli de yapman gerekmez. Yoksa, Allah bizi konuşunca mı anlar sanırısınız?
Bilmez misiniz ey gafilller, ey zavalllar; Allah konuşulanı konuşulmayanı, akılndan geçen her şeyi bilir!
Nedir derdiniz Arapça ile?
Arap mısınız?
Evetse, doğru Arabistan’a!
Peygamber’in sünneti deyip, dizinize kadar sakal bırakırsınız!
Ne sünneti ey gafil!
Çölde insanlar yüzünü gözünü boynunu korumak zorundaydı. Bol paraları ve olanakları olsaydı, sizler gibi ustura veya jiletle traş olurlar, üzerlerine de ipekten gisyiler diktirirlerdi.
Peygamber hergün hurma yerdi! Hadi sünnet deyin siz de hergün hurma yiyin!
Deveye binerdi hep! İnin kıçınız altındaki son model arabalardan, alın bir deve ’deh deh deh’ sürün memleketin bir ucundan diğer ucuna.
Çorapsız çarık giyin, pişirilmemiş hamur yiyin, çünkü Peygamber hep böyle yapardı, zira başka olanağı yoktu. Atın modern fırınları çöpe, deve tezeği üstünde pişirin ekmeği!
...
Vay sizi gidi zavallı şekil ve gösteri müslümanları! Aklınızı başınıza toplayın da, gerçeklerin yüzkarası olmayın! İnsanları nefret ettirmeyin kendinizden!
Toplumda sivri diken gibi ona buna batmayın.
Nasıl ibadet ederseniz edin, yeterki başkalarını kınamayın, genç nesilleri dinden imandan soğutmayın! Yoksa Allah sizi cehennemde fena ısıtır!
Yaradan’ın selamı, ona layık olanlara daim olsun!
Kederli/Almanya, 07.01.2013