- 436 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRKÜN DERİSİ HİKAYENİN GERİSİ
Öyle yüz derileri vardır ki…
Kösele bunlara baktıkça kıpkırmızı kesilir utancından…
Hiç bir şey işlemez böylelerine. Hissiz ve duyarsızdırlar. Ne yıpranırlar ne bozulurlar. Modası geçmez. Her devrin derisidirler çünkü. Öyle ki yalakalık yaptıkları popo deliklerine yama olacak işleve bile sahiptirler.
Üstelik ülke bunlarla fokur fokur kaynamakta hanidir…
***
Dr Erdal ATABEK
Hakiki Türk Derisi...
Vitrinde bu afişi görünce duraladım.
“Hakiki Türk Derisi!”
Deri ceketler, deri çantalar, deri eşyalar satan bir mağazanın vitriniydi.
Neydi yani?
İngiliz derisi, İtalyan derisi, ne bileyim Fas derisi farklı mı oluyordu?
Herhalde insan derisinden söz edilmiyordu.
Koyunun derisinin de milliyeti mi vardı?
Birden aklıma Tarık Zafer Tunaya’nın yapıtında söz ettiği “İnsan Derisiyle Kaplanmış Anayasa” geldi.
Tarık Zafer Tunaya, aynı adlı kitabının önsözünde olayı şöyle yazmıştır.
Paris’te müzeyi gezerken 1791 Anayasası’nın ilk basılı nüshasını görür. Altındaki yazıyı okuyunca donakalır. Yazıda şu sözcükler vardır: “İnsan derisi ile kaplanmıştır.” 1791 Anayasası, ilk İnsan Hakları Anayasası’dır.
İnsanlar, 1789 devrimi gibi bir büyük hareketle tarihi değiştirirlerse, elbette yapılan anayasa da insan derisiyle kaplanır.
Neyse, bizim öyle bir niyetimiz de yok, öyle tarihimiz de...
Biz gene kendi derimizle kaplanmış eşyalarımıza dönelim.
***
Hakiki Türk derisi.
Hemen aklıma “dayanıklı deri” geldi.
Dayanıklı.
Öyle kolay kolay bozulmaz.
İstediğin kadar yükle, gıkı çıkmaz.
Başına gelenlere yüksünmez, fazla dert etmez.
Beline kemer yap, bolca delik aç.
İşsiz kalırsan iki delik sıkarsın, olur biter.
Emeklisin, yılda 32 kuruş zam alırsan kemeri biraz daha sıkar, dayanırsın.
Üniversiteyi bitirmişsin. İş yok, güç yok. Aldırma, sık kemeri, kafe mafe idare et.
Hakiki Türk derisi bu. Dayanır.
Çanta yap mesela.
Ne koysan alır.
Patlamaz, yırtılmaz, sökülmez, dayanır.
Soğukta donmaz, sıcakta pişmez.
“Çok oldu, artık taşıyamıyorum” demez.
Koy o kadar yükü bir İngiliz derisine de bak ne oluyor?
“Hop sir, dur bakalım. Bu yükü taşıyamam” deyiverir.
Bizimki taşır. Gıkı çıkmaz.
En fazlası içinden geçirir.
Gene de “çok şükür” der taşır, “öbür çantalar bomboş duruyor, halimize şükredelim” deyip yüklenir.
Hakiki Türk derisi.
Cüzdan yap mesela.
İçine para koymasan da bozulmaz.
Gururludur.
“Neden böyle bomboş geziyorum” demez.
Kimseden hesap sormak aklına gelmez.
Hesap vermeye alışıktır.
Öyle dolu cüzdanlara bakıp da haline içlenmez.
***
Eldiven yap mesela.
Beş parmak bir olmaz diye öğrenmiştir.
Bizimki küçük parmak der, geçer.
Başparmağa tapar.
O ne yapsa yeridir, der.
Başparmaktır o.
Şahadetparmağına da itaat eder, onu küçüklükten beri öğrenmiştir.
Ortaparmağı hiç kullanmaz.
Yüzükparmağı kutsaldır.
Küçük parmak ta kendisidir.
Çocukken anneannesinin parmak oyununu hatırlar.
Bu tutmuş.
Bu getirmiş.
Bu pişirmiş.
Bu yemiş.
Küçük parmak da “hani bana, hani bana” demiş.
Bunu hatırlar, eldiven gülümser.
Ara sıra gülmeden bu hayatın çekilmez olduğunu bilir.
Beş parmak bir olmaz, der.
İçini rahat tutar.
***
Ama ben dayanamadım. İçeriye girip sordum:
“Nedir bu hakiki Türk derisi?”
“Bizim koyunların derisi” dediler.
Neyse, çok rahatladım.
Bizim koyunların derisiymiş.
Rahat rahat kullanabiliriz.
Uysal hayvanlardır...
7 Ocak 2013 - Cumhuriyet
YORUMLAR
TÜLİN ÖZTUNÇ
Selamlar benden de.
Ama ben dayanamadım. İçeriye girip sordum:
“Nedir bu hakiki Türk derisi?”
“Bizim koyunların derisi” dediler.
Neyse, çok rahatladım.
Bizim koyunların derisiymiş.
Rahat rahat kullanabiliriz.
Uysal hayvanlardır...
GÜNAYDIN DOST YÜREK ;
VERİMESİ GEREKEN MESAJIN ESPİRİSİNDE GÜZEL VEDE ANLAMLIYDI.. UFKUNUZUVE KALEMİNİZİ SEVİYORUM..ANLAMLI BİR PAYLAŞIMDI..
YÜREĞİNİZ VEDE EMEĞİNİZ HEP VAR OLSUN..KUTLUYORUM..
SELAM VE SAYGIMLA.
TÜLİN ÖZTUNÇ
Haftada iki gün bir musiki derneğine gidiyorum üşenmezsem. Ancak böylelikle atıyorum stresimi azda olsa...Bu gün de gideceğim...
Bereketli aydınlık kışlar olsun inşallah.
İçten selamlar.