- 837 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
O GÜLEN YÜZ KAYBOLUP ASIK SURATLA ÇIKIYORDU
Suat sabah kalktığında saat 9’a çeyrek vardı. Otelde 9-9,30 kadar bir hareketlilik vardı.Kapılar durmaz,açılır kapanır.Koridorlardan koşarak gidenler,merdivenlerden iki üç basamak birden inenler,giderken ceketini giyenler, hatta koşarken kıravatını bağlayanlar bile vardı.
---Otelin daimi müşterilerinden Ekrem bey kara çantasının fermuarını büronun önünde kapatırken;
---Ha Delikanlı bana bir not falan gelirse, akşama gelince bana bildirirsininiz.
---Hadi Hoşça kalın…..
Ekrem Bey Suat Otele gitmeden daha önce, yaklaşık bir yıldır orada kalıyormuş.
Kendisi Ankara’lı İstanbul’a gelir gider devamlı işi olur. Aynı zamanda Otel sahibinin de çok
Samimi arkadaşı, Bazen gelir bir hafta kalır. Bazen gider on gün gelmez.
Otelden koşarak gidenlerin haricinde ‘’kimseyi rahatsız etmeyeyim’’düşüncesiyle
Kibarca ‘’Günaydın’’ diyerek ayrılanlar caddeye çıktıklarında kendilerini insan selinin ortasında buluyorlardı.
Suat artık otele alışmış,yaşlı müdür masasında oturuyordu.Aradan yaklaşık bir ay geçmişti.
Daimi müşterilerle daha haşir neşir olmuştu.Bir akşam üstü iki adamla otele gelen genç Nevin hanım da otelin daimi müşterilerinden biri olmuştu.Bazen otele erken geliyor odasına çekilip saatlerce duruyor bazen Müracaat bürosuna gelip Suat’la havadan sudan dertleşirlerdi.Kısa zamanda arkadaş olmuşlardı.Nevin sabahları 9.30 da otelden ayrılıp karşıya geçer ara sıra oradan mutlaka telefon ederdi.Suat’a hal hatır sorar bir şey lazımsa söyle sana getireyim derdi.Onun o samimi havası Suat’ın çok hoşuna giderdi.Günler bu şekilde akıp gidiyordu.
Suat bir sabah erkenden kalkmış çay ocağına geçmiş,fakat çaycı henüz kalkmamıştı.Zaten erken kalkan hemen çay ocağını yakıyordu.Orada çaycının gelmesini beklerken aniden duvardaki 7 nolu odanın zili düştü.
Nevin hanımın odası….
Henüz güneş doğmamış,bu kadar erkenden zilin düşmesi bir anda içini ürperti.Koca otelde çıt yok,herkes mışıl mışıl uykuda.Bir an tereddüt etti.
---Ne yapsam acaba.Giderim odasına,ya bir gören olursa.Aman sende zorla girmedim ya zil çaldı gittim derim.
---Belki acil bir durum var.
Çay ocağı girişte merdivenin hemen sol tarafında küçük bir yerdi. Hızla birkaç adımda merdivenlerden çıkıp soluğu Nevin hanımın odasının önünde aldı. Bir soluk alıp sakinleşerek, yavaşça iki sefer kapıya vurdu.
---Gir
---Günaydın Nevin Hanım erkenci siniz, Yaramaz bir şey yoktur inşallah.
---Yok, yok sadece uyuyamadım.
---Peki bu hazırlık niye bir yere mi gidiyorsun yoksa.
---Hayır dedim ya uyku tutmadı bende onun için erkenden kalktım inan ki seni çağırtacaktım, fakat aniden karşımda görünce çok şaşırdım,Çünkü sen daha geç kalkıyordun.
---Peki arzunuz. Küçük Hanım…
---Sarıl bana Suat, Beni bırakma, Ne olur sımsıkı sarıl.
Suat şaşırmıştı.
Üzerinde dekolte bir gecelik, duvardaki aynayı sandalye üzerine koymuş, diğer sandalye ye oturmuş itina ile uzun kahverengi saçlarını tarıyordu.Suat kapıya sırtı dönük olan fakat aynadan beri göz göze gelen Nevin’e usulcacık yanaştı.Kız ayağa kalkıp boynuna sarıldı.Ürkek bakışlarla saçlarını okşamaya başladı.
---Ne olur sarıl bana Suat.
---Şey…...........................
O ana kadar böyle bir ortamla karşılaşmayan Suat yavaş yavaş Nevin’in belinden sıkmaya başladı. Öylece dakikalarca ayakta kala kaldılar. Ellerini Suat’ın boynundan indirip Suat’ın elinden tutarak kendini yatağa bırakıverdi.
……………..
Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti.Koca otelde çıt yoktu.Bir gören olur diye heyecandan kalbi küt küt çarpıyordu.Nevin’le olmaktan da çok mutluydu.İlk defa böyle bir şey yaşamıştı.
---Söyle sana bana, sen gündüzleri ne iş yapıyor sun, seni getiren o iki adam neyin oluyor.
---O adamlar benim hiçbir şeyim olmuyor.
---Her gün karşıya gidiyorsun ne iş yapıyorsun. Senin gibi genç ve çok güzel bir kız bu koca İstanbul’da tek başına ne yapar.
---Sahi beni güzel buluyor musun.
---Hem de çok güzel buluyorum.
---Benim ne iş yaptığımı soruyorsun. Karşı da çalışıyorum.
---Karşıda çalıştığını biliyorum da,ne iş yapıyorsun?
---------------
---Nevin niçin cevap vermiyorsun,
---Bırak şimdi bunları beni beğeniyorsan,öp sev kucakla beni,bende seni çok beğeniyorum.Artık ok yaydan çıkmıştı.Dakikalarca …
Derin bir iç çekti ve anlatmaya başladı.
---İşte ben buyum,bu işi yapıyorum.Artık öğrendin.
Ortalığı derin bir sessizlik kaplamıştı.Daha sonra sessizliği yırtan Nevin’in yumuşak sesi oldu.
---Bak bu İstanbul var ya, beni mahvetti.Ben buraya geleli yedi ay bile olmadı.Aslen İzmir’liyim.Annemle,Babam sekiz ay önce Balıkesir yakınlarında bir trafik kazasında öldüler.Abim, yengem ve ben kaldık.Abim bir fabrikada çalışıyor.Biz yengemle evde kalıyorduk.
Yengemle bir türlü yıldızımız barışmıyordu. Abim akşam eve geliyor güler yüzle kapıda karşılıyoruz,bize her seferinde bir şeyler alıyor eve boş gelmiyordu.Bana hem ağabeylik hem babalık yapıyor du.Ellerini yıkayıp odasına geçiyor bir müddet odada durduktan sonra dışarı çıkıyor,o gülen yüz kaybolup asık suratla çıkıyordu.
YORUMLAR
Hocam , şahsen anlatımınızı çok beğendim.Ayrıca akıcıydı.
Fakat Nevin ile arasında geçen olaylları sansür etmişiniz :) Ben olsam sansürlemezdim. :)
Kocaman tebrikler.
Saygımla