- 907 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Hüzün müdür aşk, yoksa aşktan mı doğar hüzün?
Aşk insanı nasıl da güzelleştirir. Yüzünüzde anlam veremediğiniz bir gülümsemeyle, gözlerinizin parıltısıyla insanları nasıl da etkilersiniz. Tüm umutsuzlukların üstüne saçılan bir ışık var olur sizde. Ve sizde tüm insanları bir başka görürsünüz. Gerçekten hüzünleri yok edebilir mi aşk? Yoksa hüznün ta kendisi midir bu üç harf?
Aşk öyle bir şeydir ki hem hüznü boğabilir içinizde, hem içinde hüzünlerle sizi de boğabilir. Var olurken aşk tüm mutluluk tohumlarını eker kalbinize. Tek bir bakış, bir gülüş veya tek bir söz bile sizi gülümsetmeye yetebilir. Heyecanla başlarsınız her yeni doğan güne. İçinizde ki kıpırtılar aşkın varlığını bir dakika bile unutturmaz size. Aptal bir gülücükle dolanırsınız. Yanınızda olmasa bile aşkınız, varlığı bir ömür yetecekmiş gibi gelir size. Peki durumlar tersine döndüğünde ne olur? Neden varlığı yetemez sevilen kişinin de gidişlerin ardından küfürler edilir hemen. Gerçekten sevmiş misinizdir yoksa kendinizi mi kandırmışsınızdır? Bu soruya benim cevap vermem gerekirse; Aşk hiç gitmez sizden.! Aşk ekmek gibi su gibi hayatınıza dahil olduysa eğer küfredemezsiniz gidenin ardından. Sular kesildi diye su içmekten vazgeçtiniz mi hiç? Elbet geleceğini bilirsiniz. Ve işte aşk hayatınıza dahil olduysa eğer; sizde o da kerem ve aslı gibi sevebildiyseniz aşk hiçbir zaman gitmez sizden.! Sevilen kişi gitse de varlığı önemini korur. Varlığı hep yeterli olur. Ama içinizde ki sevinç kıpırtıları hasrete boğulur ve sancılarınız başlar. Onun için dualar edersiniz, dönmese bile mutlu olsun istersiniz. İşte böyledir aşk. Gerçekten birine aşıksanız eğer hayatınızın tek gerçeği o olur. Başka kimseleri görmez gözünüz; kendinizi bile unutursunuz bir süre sonra. Damarlarınızda akan kan değildir artık. Tüm hücrelerinizle beraber siz artık ’o’ olmuşsunuzdur.
Hayatınıza dahil ederken Aşkı; bilmelisiniz her gelinen yol aslında gidiş için hazırlanmıştır.. Ve aşk gelirken bize sarhoşlukla beraber getirir gidişleri de peşinde. Ve bazen varamadan yitirirsiniz sevdanızı size sunduğu kanlı yokuşların çaresizliğinde.. Aşk gelirken yitirir yetisini giderken de sancılı gecelere gebe bırakır hiçliğimizi. Sonrasında hüzün doğurtur acılar içinde. Aşka bulandıysa ruhunuz ateşe çırılçıplak soyunmuşsunuzdur. Önce ısınır, arkasından titrer sonra yanar kavrulursunuz.
Yani demem o ki; hüzünleri de yok edebilir aşk, hüznün ta kendisi de olabilir.!
YORUMLAR
AŞK
Sınırlı , sorumlu, sayılı kooperatıflere dondurme aşkı...
Bırak tel orgusuz, bırak tapusuz, bırak ıkı sevgılın buluştuğu tek bir ağaç altı olsun...
Butun heyacanla koşup buluşulan denız kenarında bır bank olsun, olmadı ıkı fıncan sıcak kahvenın bugusuna kendi buğularını katan sevgılilerın nefesı olsun...
Bunlar olmuyorsa, bunlar hisdedilip hislendirmiyorsa... Adına ne dersen de...
Derınlerıne saklayıp, sandıklarına gızleyıp hasretle kokladığın anılar gibidir aşk. O kokuyu yuregının en ucrasında duyabılmek...
Elbette ister ınsan zaman zaman çıkıp güneşte güneşlenmesini... Elbette ister gönlünce, dilediğince bağ bahçe dikip, onu dermesını... Elbette ister yanı başında el ele, göz göze birleşmesini... Bu ikısi arasında yaşamaktır aşk... Bazen tekil bazen çoğul. Bazen bir, bazen ayrı...
Ama hissederek yaşamak hemde aşk dıye dayatılan bütün ortak eylemlere inat...
Doğan ORMANKIRAN