- 1161 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dudu Hala...
Bir varmış bir yokmuş,çoook eskiden değil,çoook yakın zamanların birinde bi Dudu Hala yaşarmış.Köydeki evinden bir senelik bir zaman dilimi kadar,şehirdeki yeğeni Ahmet Beyin yanında kalmak için ayrılmak zorunda kalmış.
Yalnız yaşıyormuş,ama kasabadaki kızı ve damadı,çok yakın mesafede ikamet ettikleri için,her gün akşam üzeri gelip,gece kalması için evlerine götürüyorlarmıs.Yani geceleri kasabada gündüz köydeki evinde,konu komşusu ile vaktini geçiriyormuş,yetmişlik Dudu Hala...
O sene damadı ve kızının Almanya’ya iş icabı gitmeleri gerekmiş.Bu bir senelik misafirlik te bundan dolayı gündeme gelmişti,ve bu gündem halanın hiçte işine gelmemişti açıkcası.Zira yeğeni Ahmet’den pek te hoşlanmazdı.Nobran bir kişiliği olan yeğeninin pırlanta gibi kıymetli eşinin hatırı için kabul etmişti,zoraki misafirliği.
Ahmet ne kadar kaba,saygısız kötü mizaçlı birisi ise,karısı Yasemin bir o kadar munis,kibar,müşfik ve çok saygıdeğer bir kadındı.
Masal bu ya Dudu Halanın,hiç kimsenin bilmediği bazı olağan dışı halleri vardı.Kimselere sezdirmemişti bu zamana kadar.Misafir kalacağı eve giderken,bu meziyetlerini kullanarak yeğeni Ahmet’i az biraz yola getirmeye karar vermişti.Bu zamana kadar düzelir diye beklemişti ama nerdeeee azdıkça azmıştı kerata.
Yasemin’e kan kusturuyordu.Dayağı içkisi kumarı vb zararlı şeyleri yoktu ama,çenesi çok düşüktü.Dilinin ayarı yoktu.Hakaret,küfür,azar,hakaret gırla gidiyordu.
Birinin yediği dayaktan,göz altları morarmışsa,vah vaaahh görüyonmu nasılda vurmuş,eli kırılasıca diye beddua okuruz hemen, körolası dayakçıya...
Zavallı Yasemin,senelerce çekmişti huysuz kocasının zulmünü de kimseye gıkı çıkmamıştı.Bıçak yarası gibi,kan akmamıştı,yumruk darbesi yeyip,gözü de morarmamıştı.
Ses var görüntü yok,eski bozuk televizyon misali,dil yarası yüreğinin üzerini kaplamıştı da kangren bile olmuştu.Küsmüştü,şikayet bile etmiyordu artık.Küstü mü bi gönül,kolay kolay açılmaz,prangalar vurulmuş dudakları, bir kadının...
Bazen elimize azıcık bıçağın ucu değer de,hemen kanamışmı diye bakarız.Az da olsa canımız acımıştır ama kan yoksa rahatlarız.Ha iyi kanamıyor der seviniriz,yüreğimize su serpilir.
Ya bir de kanarsa,o zaman sanki acımız ikiye katlanır.Kimilerini de kan tutar,küçücük kesi,canımızı alır adeta.Kanadı ya olay büyüdü sanki...
Bir yerlere çarpar,dizimiz,dirseğimiz zaman zaman,morardığını görürsek,ehemmiyeti daha bi artar.Hatta ilk çarptığımız zamandaki acıdan daha da çok acı hissederiz.Gözümüzle gördüğümüze dah bi çok ikna oluruz.
’Sana mı inanayım,gözüme mi ? ’ diye bir sözümüz de vardır bilirsiniz...
Dudu Halanın misfirliği henüz,iki günlük olmuştu ki,yeğeni Ahmet yine başlamıştı,eşine eziyetler etmeye,küfürlü hakaretli davranışlar sergilemeye.Yasemin’in gözünün yaşı kurumuyordu.
Ağladığını gördüğü halde,yeğeni görmezden geliyordu.Çoğu zaman da’Ne zırlıyorsun gene,sümüklü böcek gibi burnunu çekip durma.Çekil git gözüm görmesin’diye azarı basıyordu.Koskoca halasından da utanmıyordu.
Dedim ya bizim insanımız,kan görmeyince önemsemez,ufak tefek yaraları bereleri.Ağladığını görüyordu ama,,dupduru bir su damlacığı olduğu için sanırım,Ahmet’in dikkatini hiç çekmiyordu bile,Yasemin’in gözyaşları.
Ama Dudu hala ne yapacağını biliyordu...
O akşam üzeri,işten geldiğinde,eşinin kapıyı azıcık geç açmasını bahane edip,payladı hemen kapı eşiğinde:
’Muşmula suratlı,burada direk oldum.Yatıyonmu gene,açsana kapıyı !
Dudu Hala tam zamanı diye düşündü,ikikez kırptı gözlerini.
Yasemin bir anda ’Ahhh diye küçük bir çığlık attı.Eliyle yanağını tuttu.Elini çektiğinde yanağında küçük bir morluğun oluştuğunu gördü,hayretler içinde bakıyordu Ahmet eşinin moraran yüzüne:
’Dur bakıyım,ne oldu şimdi birdenbire yüzüne...Morarmış yüzün,az önce yoktu bi şey ! Dedi ve içeri girdi,şaşkın şaşkın bakarak Yasemin’in morarmış yanağına...
Dudu Halanın yanına gelince,anlattı bir çırpıda.Durup dururken oldu,hiç bir şey anlamadım...
’ Sen yaptın demi,şimdi de suç bastırıyorsun eşek sıpası’
’Yok hala ben yapmadım,elimi bile kaldırmadım.
’Oğlum duydum sesini,azarladın yine,kalbini yaraladın.Yüzü ondan morarmıştır.Unutma yüzler,kalplerin aynasıdır...
’De git işine hala ya,bunadın sen heralde’ Dedi ve elini yüzünü yıkamaya banyoya doğru yollandı,homurdana homurdana...
’Daha bitmediiii’
Diye kıkır kıkır güldü Dudu Hala...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.