İtaatin Bağıl Kanadı Gibiyi Elnaz
hayrettin taylan
Sonu belli olmayan bir aşk gibiydi yazdıklarım. Son bakışınla kaç ben öldürdün içimde bilir misin?
-Her damlan içimde okyanus gibi sardı yara parçamı. Her bakışın dalgalandırdı içimde sakladığım seni ve beni.
-Farklılıklarımızın farkında dile geldi çark edilişler.Farklı hale düşüşsüzümüzü yazıyor yazılmamış algılar.
-Benzersizliğin ben merkezinde , alınyazımızın alıntı yazısında kendimize gelişler artar.
Bilinirliğin bilmece uçlarında, bilinmezliğin bulmacaları.Çözülmemiş yaşamların çözeltiler iner diplere.Dipsiz kuyunun huylarını taşır vebalim.
-Neden böyle arınmışlık üstüne ney’ler söylüyorum bilemedim Elnaz.
*Vaat edeceğim öz sunumlarında sonsuzluğunun slaydı yok.Sen kendine merkez, kendinle odaklanmış bir gerçek olarak yaşayamazdın.
Ülkülerin demirden yapılmış olmalı ki paslanmış. Ben de tesadüfe bak boyacıyım sevgilim.Yüreğini boyadım, şimdi içinde içi boşalmış ülkülerinin d’emirlerini boyatmaya geldim.Fikir mayındır, gizil atomdur, önce beynini öldürür, önce seni beyinsiz yapar.
-Her fikir kendi tekil bağlamlarının bağı yapar.Nasıl düşünürsek o’yuz.
Bu fikirsel uydurdukların terazisinde kendinle tartılmayı dene.Mutlağın mizanında tartıl.Sen bir bebektin, yeniden bebek olmaya, yeniden mutlak mizanda tartılmayı dene.
Sen bir güzelsin. Güzelliğinin doğruluğunu harcadı beyhudeciler.
Senin özgürlüğün özünde,senin özün özgürlüğünde.Hangi öz,hangi özgürlük bunu bilmelisin Elnaz.
Bir mülkiyet tabanında değil sayısız algıların.Bir mutlak denklemindedir.Özünün harelerinde arınmalısın.Bir tutamın tutkusal amanlarında silinmeli keşkelerin .Bir şekle kayıt olmalı şükranların.
Tutsak eder, baskın emellerin.Beni yıldızların sağmasında toplar gece.
-Yıldızların sütünden beslenirim gecelerimi hecelediğin her demde.
Ay’ın çeşmesinden içerim şemli huzuru.Eriyişim böyle başlar.
Sen beni en kutsal merkezim, yani vicdanımla baş başa bıraktın.Oysa
Vicdan öyle bir merkez ki bütün algıların, bütün iyi niyetlerin, bütün içsel hazinelerin değirmeni gibi.Öğütür de eğitir de seğritir de eritir de Ve sen önyargısızlığın sızısı gibi dağıldın içime.Septik eteğin vardı yırtmaçlı amaçlarımın dibinde.
-Salına salına yürürken söylediğin her sözün etiklerinde dağıldım.
Seni görmeye yakın , kendimi görmeyi denedim hep.
Her şey bir otorite karşısında aldığımız tavrın denkleminde.Biraz formüle edilmiş bir toplum algısıyız.Birazdan daha çoklarımız var yanılgılar üstüne.Çizilen duvarlar,örülen setler, yanlışlarımızın gölgesi peşinde sürükletir.Toplumsal sürünün içinde süresi dolmuş zamanların adılıyız.
-Herkesleşiyoruz.
-İtaatin kanadıyız. Uçuyoruz herkes gibi;ama neye,neden, niçin , neler için bilmeden?
-Bir otoritenin teni gibiyiz.Yapışık kalmış çok şeyimiz var.Yanlış algılar yolunda gidenler başka biatlere gafil avlanır.
Sistemin dışladıkları, ortalık malı düşüncelerin dışkısı gibi harcanıyordu.
Bir fikrin muammasında grift bilmeceler çözüyordu, durağan beyin.
-Herkes kendi çıkar ummanında kendi benliğini kirletiyordu.
Benliğin bilinçaltı filtresini kirleten derin sülüklerin taş bağrına karşı
Başka karşıtlıklar fabrikasyonu gibiydik. Partiler, cemaatler, dernekler, gruplar, gibi bağıl mayınların basılan ve çıkarla kesilen ayağı oluyordu çoktan çoklar.
*Oysa doğruya çalışmaktı doğru olan.Oysa mutlak vardı, o mutlağın bilinmeyenlerine merdiven olmak, her basamakta kendimizi tanımaktı, kendimizi okumaktı.
-Sistemlerin çatışmasında vicdanların duruşması var.Bir fikrin bağıl bağlamına maşa olmak mı?
-Ya da tarafsızlığın tarafsız atlasında hoşgörünün, ilericiliğin, ilmin, güzel niyetlerin, kardeşliğin rengi olup kaliteli yaşamın merkezi olmak mı?
-Sol yanında kalan bir gerçek var aşkım hala kalbim kadar yakın ve bir o kadar da hızlı atıyor Elnaz.
Huzur, herkesin başkentidir. Birlikte yaşamak demek dünya demektir.Aynı havanın, suyun, özün, gerçeğin yaşayan diliyiz.
Dünyayla uyum ,uyanış, özümseyiş dili kendimizle konuşmaktır, kendimizle konuşarak güzel yarınlara yazılmaktır.Ben senden önce kendime uğradım.
-Bir kahve ısmarladım kendime. Sonra falına baktım. Meğer fala inandığımız kadar kendimize inanmadığımızı anladım.
*
Sonra üşüyordum yaz ortasında, bana bağışladığın yazgı ortasında.Sevdandır deyip geçiştirdim.
-Meğer sen hem yaşamanın, hem sevmenin nakışıymışsın.Ben nakkaş olmalıyım, bilinçli yarınlarımızı süslemek için.En doğru olanı boyadım, sevdim, yazdım, yazdım sevdim seni Elnaz..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.