ÖKSÜZ ÇOCUK 2
Böylece Alyoşa bir buçuk yıl burada yaşadı.İkinci yılın ortalarında hayatında olağanüstü bir olayla karşılaşmıştı.Bu durum onu hayrete düşürüp ,şu gerçeği öğretmişti.İnsanların birbirlerine karşı maddi ihtiyaçtan doğan ilgiden büsbütün farklı bir bağlılığın olduğu idi....Ama bu bağlılık çizmeleri temizlemek,çarşıya gidip bir şey satın almak veya at sürmek gibi şahsı menfaata dayanan bir şey değil de başka bir insana hizmet etmek,onu değişik anlamda sevmek gibi birşeydi.İşte Alyoşa bu adamın ta kendisi idi. Bunu da aşçı Ustinye’den öğrenmişti.Ustinye’cik,öksüzdü,çok gençti.O da tıpkı Alyoşa gib Alyoşa’ya acımaya başlamıştı.Alyoşa da ilk defa Ustinye’ye hizmet değil,kendisi lazım olduğunu anladı.Annesi ona acıdığı zaman bunu iyiyce anlayamıyordu. Bunun böyle olması gerektiğini sanıyordu.Bu tıpkı insanın kendini düşünmesi,acıması gibi bir şeydi.Bu yakın ilginin başka bir sebebi olduğunu anlıyordu.Çünkü Ustinye yabancı olduğu halde ona acıyor,çömlekte yağlı lapa ayırıyor,yemek yerken sıvanmış ellerini çenesine dayayarak onun yemek yeyişini seyrediyordu.Alyoşa da ona bakıyor,Ustinye yüzüne bakıp gülerken o da gülüyordu.
Bu alyoşa için o kadar yeni,öyle tuhaftı ki,başlangıçta onu korkuttu.Bu duyguların eskisi gibi sürekli çalışmasına engel olacağını anladı.Fakat ne de olsa Ustinye’nin yamadığı pantolonları giydiği zaman çok memnun oluyor,gülümseyerek başını sallıyordu.Sık sık iş yaparken veya yolda giderken Ustinye ona her şeyde yardım ediyordu.Alyoşa da ona yardım ediyordu.Bütün hayatını,başından geçenleri ona anlatmıştı.Nasıl öksüz kaldığını,teyzesinin onu alıp nasıl şehre hizmetçi verdiğini,tüccarın oğlunun ahmakça tekliflerde bulunduğunu,nasıl ona haddini bildirdiğini uzun uzadıya anlatmıştı.O,konuşmasını çok seviyor,Alyoşa da dinlemekten hoşlanıyordu.Alyoşa,şehirlerde birbirleriyle evlenen uşaklarla aşçı kadınların pek çok olduğunu işitmişti.Bir kere Ustinye ona;seni ne zaman evlenderecekler?diye sormuştu.O da bilmediğini,köyden evlenmek fikrinde olmadığını söylemişti
Ustinye:
-Birini gözüne kestirdin mi yoksa? diye sordu.
-Bana kalsa seni alırdım,varır mıydın?
,Ah,seni gidi Çömlek seni;nasıl da kolaylıkla bunu söyleyebiliyorsun,diyerek kevgirle arkasına vurdu.Neden varmayayım?
Paskalya bayramında babası para almak için şehre gelmişti.Tüccarın karısı,Alyoşa’nın Ustinye ile evlenmek istediğini işitmişti,bunu kocasına söylemişti.
Alyoşa’nın babası tüccardan para alırken:
-Nasıl oğlumdan memnun musunuz,diye sordu.Size hiçbir şeye itiraz etmez,iyi huyludur dememiş miydim?
-İtiraz etmesine etmiyor,ama budalaca şeyler düşünmeye başladı.Bizim aşçı kızla evlenmeyi aklına koymuş,bense evli adamları çalıştıramam.Çünkü işimize uygun değil.
-Aptal olmasına aptal ama,bak ne düşünüyor?
-Buna değer vermeyin.Bu fikrinden vazgeçmesi için ona emir verrirm.
Mutfağa giderek masaya oturdu.oğlunu beklemeye başladı.Alyoşa iş peşinde koşuyordu,nefes nefese geldi:
Babası:
-Ben seni aklı başında bir adam sanmıştım.Ama bak aklına neler koymuşsun? dedi.
-Ben aklıma bir şey koymuş değilim.
-Nasıl koymuş değilsin? Evlenmek istiyormuşsun.Vakti gelince ben seni evlendiririm.Ama öyle şehir sürtükleriyle değil,sana denk olan biriyle evlendiririrm.
Babası çok nasihat etmişti.Alyoşa duruyor,derin derin nefes alarak babasını dinliyordu.Babası söyleyeceklerini, bitirdiği zaman Alyoşa gülümseyerek:
-Peki,söylediğiniz gibi olsun,dedi.
-Hah,şöyle!
Babası gidip de Ustinye ile başbaşa kaldığı zaman-Ustinye onlar konuşurken kapının arkasından baba ile oğlunun konuştuklarını duymuştu-dedi ki:
-Bizim iş suya düştü.Duydun mu? Kızdı,evlenmemize izin vermedi.
Ustinye,acı göz yaşlarını beyaz önlüğüyle silerek sessizce ağlıyordu.
Alyoşa dilini şaplattı:
-Dinlememek olur mu ya ! İster istemez vazgeçmek gerek.
Akşam üstü tüccarın karısı pancurları kapamaya çağırdığı zaman:
-Nasıl babanın nasihatlerini tuttun mu? Budalalıkları aklından çıkardın mı? diye sordu.
-Çıkardım,çıkardım,diyerek güldü,sonra oracıkta acı acı ağladı.
-Alyoşa bir daha Ustinye’ye evlenmek için bir söz söylememiş,eskisi gibi yaşamaya devam etmişti.
DEVAM EDECEK...
YORUMLAR
Emine UYSAL (EMİNE45)
Bu yazı dizisi bana,Panait Istrati'in, Uşak'ını anımsattı ama uşak, daha cesurca kararlar alıyor, kimseye boyun eğmiyordu. Sonucu bekliyorum.
Tebrikler emeğe...