OMAYRA
OMAYRA...
Ne sessiz,ne sakin ve ne büyüleyici bir isim...Tıpkı ardına saklanan hikaye gibi derin,devingen ve öylesine dingin...
Omayra,gölgemde kalan yüzüm...
Siz hiç düşündünüz mü bilmem ama ben adımı daha önce çok kez değiştirmek istedim.Nedense ismimi beğenmedim .Yine de hep idare ettim.Ama Omayra adıyla tanışınca ,en kanlı düeolloyu yaşadım içimde .Sen olmak istedim Omayra.Ve sana yakıştılan her şey....Çünkü sen kıymet verilendin.Ve ölümle güzelleştin..
Adını ilk duyuşum birkaç ay önceye rastlar.Habersizdim Omayra,tüm cahilliğim ve bilgeliğimle senden...(Ama mazur gör kü o yıllarda -1985- ben 15 yaşında,kendi dünyasında yaşayan, tipik bir kız çocuğuydum ülkemin Anadolu yakasında. Ve kız çocuğu olarak ,boynuma vebal diye yazılan cinsiyetin sırtıma yüklediği ağır yükleri taşıma kaygısı içindeydim.Artık çocuk demiyorlardı bana....Kız,genç kız...Ve bu olgu ,bir utanç tablosu gibi asılmıştı yakama.Taşıyordum kıvrana kıvrana.Yeni arkadaşımı tanımaya ve anlamaya çalışıyordum o sıra tüm kırılganlığım ve tüm ürkekliğimle Ankara ayazında...)
Omayra! 13 yaşına 13 yüzyılı sığdırmış gibi olgun,metanetli ...Gülüşüyle ölüme meydan okuyan ,sevgiyi meşrulaştıran ...Kara gözleri ışık yayan kız ...
Anlatmak isterim Omayra’yı...
1985 yılında Kolombiya ’da patlayan Nevado del Ruiz volkan faciasında hayatını kaybeden 13 yaşında ki masum ,küçük bir kız çocuğudur. 3 gün boyunca çamurun(volkan atıkları) içinde kalmış , ölümle boğuşurken gösterdiği cesaret ve attığı gülücüklerle dünyalıların gönlüne taht kurmuş, 3.günün sonunda hipotermia yüzünden hayatını kaybetmiştir.
O üç kocaman gün boyunca annesinin ve kalabalığın bakışlarında ki çaresizliğe umarsızca, gözünü dahi kırpmadan gülümseyerek bakarken ,ölüm denen namussuzu yakarışsızlığın suskunluğuyla ağlatıp ,sabrıyla taşı bile çatlatmış ve son nefesinde bile SENİ SEVİYORUM ANNE,SENİ SEVİYORUM BABA,SİZİ SEVİYORUM demiştir...
Şiirlere,belgesellere,filmlere konu olan, yüzü ve yaşı küçük,adı büyük kahraman...
Omayra! Ölümle vakitsiz tanışan 13 yaşında bir kız çocuğuydu aslında.Adı sanı bilinmeyen pek çok çocuk gibi ama onu tanımıştı kendini tanımayanlar...
Neden böyleyiz ki ?Yakına kör gözlerimiz,uzağa kartal ...Hem aklımıza,hem yüreğimize uzaktan bakan....Omayra ,insanoğlunun yüz akı.Elbette bunu inkar değil niyetim.O kara elmas gözlerdeki direnci,sevgiyi ve tevazu içinde ölümü kabullenişi hangi cesur diyenim yürek kaldırabilir ki?Omayra’nın ki tüm açık yürekliliğimle söylemek gerekirse eğer,ölümün göze görünen biçimiydi...İnsanlığımızı sorgulatan,bize kim olduğumuzu sordurandı o küçük çocuk....Ve hafızalarımıza kazınan destan..
Böyleyiz,neden !...
Bakın tanımlarımıza;Destan,gerçek üstü kahramanları olan edebi yazın...Masal;gerçekleşmesi mümkün olmayanları anlatan....Hikaye,yaşanması mümkün olan...Gönlümüz ki hep destan,hep masal...En çok kanıksadığımız ise gerçek olan.Ne Omayralar geldi geçti yanıbaşımızdan...Belki de hala sonsuz kere yaşanıyor o anlar.Ama kamera yok,fotoğraf yok,kayıt yok...Kapanıyoruz kendimize tüm küskünlüğümüzle ve dışımıza taşan korkunç ve dönüşsüz acıları bekliyoruz !Öyküye destan,insana kahraman ,yaşadığımıza olamaz demek için....Zayıflığımız mı,güçlü yanımız mı?..Bu insan dediğin gerçekten şaşar-beşer...Hep kendini aşanı seven...Ölüm illa bedende mi yaşanır?Ülkemde ruhunun ölgünlüğünde kalbi atan,soluk alan nice beden...Omayra’yı da aşar bu öyküler...Kolay mıdır ölmüş ruhunun emanet bedeninde yılları solumak.Kolay mıdır ,insan içinde ,insanım demek .Yine de onuruna sığınıp,kapalı kapılar ardında yaşama tutunmak.....Ne kadınlar,ne adamlar ve ne çocuklar....
Nerden nereye diyebilirsiniz amma, akıl bu durmuyor durduğu yerde.Düşünceler kayıyor o alemden bu aleme...Çelişkiler yumağıyız.Ülkemde açlık sınırı altında yaşarken milyonlar,"Mülteci kardeşlerimize yardım "diye bağırıyor afişler.Van depremine uzanmayan eller,"en uzak felaketlerde cömert ve kahraman kesiliyor birden...Toprağında kiracı ,ırgat oluyor ülkesini sevenler .Omayra’yı baş taşı eden töre severler,sevdiğine kaçanı kurban ediyor gizli meclislerde....Sokakların doğurduğu tinerciler,sokağı mesken tutan dilenciler...Kırmızı ışıkta hakarete satılan mendiller,bir yandan çöpten yemeğini çıkaranlar,öbür yanda yemeğini beğenmeyip çöpe dökenler....Ve zengin ülkeyiz mavalına kanan,yaşamı fakir, gönlü zenginler...
Zülme sessiz kalmanın zalimliğini ,bilmeden içine sindirenler...Gerçekler,gerçekler,gerçekler...Cahilliğe atfediliyor bu ülkede ömürler...
Yani Omayra,
Senin gibi, masum ve onurlu bir ölümün gölgesinde ,uyumak isterdim yüzyıllarca ve "seni seviyorum anne" demek alenice. Ölümünde ki kadar samimi olsa,zorlama olmasaydı gülüşler...
Omayra,hadi düşlerim SENİN
Bir daha gülümse.Bugün ,doğum günüm...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.