- 407 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşünce Devinimindeki Mutluluklar 1
İsa’dan önce, 5. yüzyıldayız. Antik çağ kapsamında 5. yüzyıldayız.
Doğuda İran’da Mazdeizm hüküm sürmekte. Tek Tanrılı anlayışın ilk adımı olan mazdeizm; ışığın çekenliği üzerine oluşla, ateşin insanlardaki erdemsizlikleri arındırması felsefesi üzerine oturtulmuş olan bir düşünce sistemidir. Yine Mazdeizm ışığın aydınlık-karanlık seçiciliği üzerine; ışığın (iyiliğin), karanlığı (kötülüğü) yenmesi felsefe zemini üzerine oturmuştur. Böylece Mazdeizm ışık karanlık ikili düalitesini, tekli yapıda var kılan ilk örneksi taslak oluştur. Mazdeizm, Mitra anlayışı gibi monoteisti bir geçişin ilk örnekliğini de temsil eder görünmektedir.
Hindistan, mazdeizmin etkisi ile Budizm’i, bir iyice olgunlaştırmıştı. İsrail akilitesi, Babil esareti içinde Babil kütüphanesindeki görevleri nedeni ile hayli fikir ve bilgi sahibi olup, Sümer, Asur kültürleri ile Sümer Asur dinsel ritüelleri açısından, bir hayli birikimler yapıp ta İsrail’e dönmüştü. İsrailliler Mazdeki ve Asurî dinlerin kaynaşırımı ile yeni bir kültür ortaya çıkaracaklardı. Bir rahiple, bir kralın anlaşması neticesinde de ilk Tevrat nüshaları oluşturulmuştu. Tevrat’ın oluşturulmasında bu ikinci kaynak yoldu.
İsrail’in Babil sürgününden çok önce bir de Mısır sürgünü vardır. Bu sürgünün hafızalarda silinemez olan ezilmiş, horlanmış İsrail oğullarının anıları, Tevrat’ı oluşturan birinci kaynak yoldu. Daha Mısır’da tek Tanrıcı olan Aton dinine dek tek tanrı anlayışları, İsraillilerin Mısır günlerindeki yaşantılarından ve kültüründen kalma izleri, belleklerindeydi. Nesilden nesile anlatılacak bir söylence oluşla kulağa küpe idi. Mısır sürgününe dek esareti gerçekliklerin hafızalara kazınmış anıları diri tutuluşça Musa eli ile zaten bir haylide güçlü ve ritüeli kılınmıştı.
Artık çok Tanrılı dini İlah’larının delişmenliğindeki çoklu mantıki düşünme, yeni bir sentezin akılsal çıkarımlarıyla aşılacaktı. Sosyo toplumsa etnik çatışma, sosyo-toplumsa birliği; yani birlik sentezini ön görüyordu. Şartları içinde çatışan, gelişen, devamlı üreten insan aklı, monoteist bir anlayışın birlikçi tek biçimci düşünme ve anlamaları içinde, insan zihnini hayli kapsamlıca yoğuracaktı. M.Ö 5. yüzyıla gelindiğinde, bu süreçler İsrail’de olup bitmişti. Artık Ön Asya’da erdem, Tek Tanrı buyruğuna göre uygun yaşamak, olmuştu.
Bu monoteist anlayış İsa etrafında ırkçılıktan arınışla iyice pekiştirilecekti. Ne kadar pekiştirilse de, politeist anlayışların çoklu mantığı, monoteizm içinde çelişkili bir birlik oluşla, mezhep görüşüdür, yorum farkıdır diyecekle, apaçık sürüp gidecekti.
Monoteizmden beklenen birlik sağlayışçı yararın bir başka şekilde yansıması da yeniden teokrasinin egemenliğini iyice pekiştirmek olmuştu. Artık 1400 yıl sürecek bir skolâstik serüven Avrupa’da, daha sonrada 13. Yüz yıldan itibaren de İslam dünyası içinde aklı dışlamanın, aklı geriye atıp, inalcılık ve inakçılığın revaçta olacağı bir durumu ortaya çıkaracaktı.
Sosyo toplumsa mesnedi zayıflatılmış, yardım duygularının sömürülmesi abartı edilip, sosyal yapının aldatılışlar karşısında güven temeli zayıflatılıp, istismarın dilenciler ordusu (Ebonistler) türetilecekti.
Sihir büyü her çağdan olduğundan daha fazla, gem azıya alıp, sonu dramatik olacak cadı avlarına gebe kalacaktı. Albert Bayet’in deyimi ile “özgür düşünce “ kovulup, özgür düşünce şeytanla işbirliği sayılıp, yerine; özgür imiş gibi kulaklara üflenen düşünce, inanç esasına dayalı prangalar, insanlığın ağır aksak gelişmesinin giderekten tarihsel süreç kusuru olacaktı.
İnsanlığın yamyamlık dönemlerinin geride kaldığı ve bu geride kalışta inançlar hayli biçimler ortaya koyup sosyal ortamı değiştirmişti. Kendisini ve insanların anlayışlarını biçimlendiren inançlar, yerini insan kurban etmelerden evirilişle, giderek bitki ve hayvan kurban etmelere doğru evirilen bir yapıya bırakmıştı. Bu inançtı evirilişlerin özel biçimi dinlerdi. Eski dönemin totemi anlaması içinde olan inanç; sosyo-toplumlarla dini sistemlere dönüşmüştü.
Monoteist anlamalar bu örgülerle, bu örgülerin anı izleri ile ama yine de her bir kurban etmelerin çeşitli anlayışları ile sürüyordular. Henüz diğer iki monoteist din ortada yoktur. Politeisttik dönemde İnsan iradesi daha hür ve daha dinamiktir. Politeistler; dini olan ağır prangalarını daha kuşanmamıştılar.
Eski dönemin sosyal birlikçi ve komündü ortaklaşa yaşam anlatımları, yeni ortaya çıkan toplumun ve toplumsal bozuklukları içinde insanların; özellikle de ezilen insanların, gıpta ile ve giderek cennet tabir edilen anlatımlarıyla sürüp gidiyordu. İşte özellikle ezilmiş insan özlemlerini ayyuka çıkartan köleci düzen, Yunan’da Askralı Hesiodos’a bu altın çağın (cennetin) anı özlemini yazdıracaktı.
Önce insanların Tanrı korkusuyla erdemli kılınmasını isteyecekle bu anlayışı pekiştirecekti. Temeli, sosyal bozukluk olan, üretim tüketim yansımasının aşırı kötü olması olan bu sosyo-toplumsa bozuk yapıdaki çatışmaları, Dostoyevski Suç ve Ceza Romanında enikonu, bireysel baz ve boyutta işleyip Raskolnikov’u bir hayli güç çözülür içsel döngülü soruların muhatabı kılışla terletecekti. Dostoyevski Sonunda genç üniversite öğrencisinin sırtına gök ölçüsünü yükleyip, Sibirya’ya manevi demlenmeye ve dinlenmeye uygun görüşle sürgüne gönderecekti.
İç dünyayı ne kadar zorlarsanız zorlayın, ne kadar züht ve zahit içtenleşmesi ile donatıp tutuştursanız tutuşundu; bunlarda bir cümlelik toplumsal yapı ve nesnel işleyiş menşeli deviniş çıkmıyordu. Ancak somut, nesnel bir işleyişin sonucunda, bunlar kişisel oluşla ve sosyo-toplumsa oluşla insanın tutumu olabiliyordu. Bu anlamda yaşamın anlamlanıp inanç edilmesi yerine, ezen-ezilen özekti fantezilerin ve egemenlikçi anlayışlar iman kılınarak, sosyal yaşam gibi toplumların da yaşam merkezine oturtulma yanlışlığına sürükletiliyordu insanlık.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.