- 576 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aş(ı)k Boğuluyor
Her satırda biraz daha boğuluyor umutlarım. Her kelimede biraz daha kayboluyorum. Satır aralarında “sana” sesleniyorum. Aşkın deryalarında alabora olup; “hu” diye soluklanan nefesler arasında Aşk’a çarpıyorum. Yanıyorum, yanıyorum…
Daha dünyaya gelmeden belliymiş kaderimiz. Ben daha o zaman senden vurgun yemişim, kaderimsin demişim. O günden bugüne seni tanıyacağım günü beklemiş ama yazık etmişim. Giderek yedi bin senemi heba ettin. Ama olsun değmesin sana rüzgarlar, sana uğramasın kederler. Ben ikimiz için yanar, ikimiz ‘için’de ağlarım…
Sen sevmeyi bilemedin sevgili. Bu yüzden de bilemedin seni ne çok sevdiğimi. Anlayamazsın Aşk’a aralanan sözcüklerin anlamını bilmeden, anlayamazsın; benden gitsen de niye bu kadar çok sevildiğini.
Varlığın veya yokluğun aşkımın derecesini azaltıp arttırır mı ki? Aşk dediğim şey içimde yaşanıyorsa eğer; gidişin seni içimden atmama yetebilir mi ki?
Şunu kabul edebilirim ama. Sensiz hayat mezara girmişçesine donuk! Ve sadece sen gelip artık kalk ve diril diyebilirsin…
Kendi cinayetlerine kurban gitmiş iki sevgiliyiz biz. Birbirimizde soluklanırken boğulan, nefeslerimiz birbirine karışmışken beraberliği tadamayan iki sevgili. Aş(ı)k boğuyor her nefeste aşkın var oluş yetisini. Yitiyorum nefeslerde, nefes almak bile yitiriyor beni…
Aşk insanı pişirir sevgili. Aşk yakar, kavurur. Kavrukluk acısıyla titretir. Rüyada sanırsın kendini, gözlerini açınca aynada ki surete merhaba dersin. Ve sen artık SEN değilsin!
Bunları anlamanı beklemiyorum senden. Çünkü sen aşkın duvarlarına çarpıp geri dönmüşken; ben, ben iliklerime kadar aşka bulandım..
Ben; sen olmuşum artık. Artık sen yanımda olsan ne fark eder? Herkes gider bir gün. Giden ya çok şey bırakır bilmeden. Ya da kendini bırakır gider de anlamaz.
Sen; seni unuttun bende.. Ben de kendimi kaybettim bu aşk denizinde!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.