- 2598 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
SEVİYORUM ULEEYYYNN
Bu hikaye de ki kişi ve kurumlar gerçek kişilerle ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamıyla hayal ürünüdür. Sami Biberoğullarının ,’’Seviyorum Uleeyynn’’ şiirinden esinlenilmiştir. Hikayenin geçtiği yerde Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki her hangi bir ormandır.
Kadiriye ormana nasıl geldiğini bilmiyordu. Annesi babası onu büyüten ayılardı. İsmini de boynundaki madalyonun içindeki küçük ses bandından öğrenmişti. Ses bandında ki ses annesinin sesiydi belki de, şöyle diyordu.
-Kızım kendi özel uçağımızla seyahate çıktık. Baban olacak ayı usta pilotum der ama gördük usta pilotluğunu Allahın ayısı depoyu doldurmamış. Yakıtımız olmadığı için motorlar sustu ve havada pike yapıyoruz. Onun için pikeye saramadım seni bu battaniyede zaten ayı postundan yapıldı. Senin adın Kadiriye kızım. Bu öküz baban, diyeceksin ki az önce ayı diyordun. Evet sonra ayılara hakaret ettiğimi fark ettim neyse bu öküz baban adını koydu. Neymiş efendim Kadir İnanırı çok seviyormuş. Kendini Kadir İnanıra benzetiyormuş. Kadir İnanır nerde bu öküz baban nerde insana benzemiyor ki Kadire benzesin. Kızım uçak pikeden kazığa döndü çakılacağız az sonra bu son sözlerim. Erkek olsaydın adını Kadir koyacaktı, sen kız oluca. Öküz baban, bir erkek doğuramadın inek dedi. Bende ona ne koyduysan onu çıkardım öküz dedim. Onun için senin adın kız olduğu için Kadir yerine Kadiriye. Ahhh düşüyoruz. Öküüüzz seviyorum uleeyynnn.
Ses kaydındaki annesinin son sözleri buydu. Arkadan bir erkek sesi geliyordu, o da öküz babası olmalıydı. O da
-Düşüyoruz bitir artık uleeyynn. Bende seni seviyorum uleyyynnn inekkk.
Bu sözlerden sonra ses kaydında yüksek bir patlama sesi duyuldu ve sesler kesildi. Bu uzun ses kaydının sayesinde konuşmayı öğrenmişti. En sevdiği kelime ‘’Seviyorum Uleeyynn’’di. Bu kayıtta yüz kırkbeş kelime vardı o da Kadiriye ye yetiyordu. Ormanda seminerlere sempozyumlara katılacak değildi ya. Ormanda konuştuğu ayı, öküz, aslan, kurt gibi hayvanlardan başka bir şey yoktu onlarda insan dilini bilmiyorlardı. Kadiriye hayvan dilini biliyordu zaten.
Önceleri boynundaki ses kaydının olduğu madalyonu taşımak zordu çünkü nerdeyse duvar saati büyüklüğünde bir madalyondu. Madalyonun ağırlığından ve büyüklüğünden başı hep öne düşerdi, onun için boynu biraz eğriydi. Kadiriye bu eğrilik yüzünden iyi bir kuş avcısı olamadı çünkü başını kaldıramıyordu. Onun yerine iyi bir tarla faresi avcısı oldu.
Kadiriye, anne ve babasının aşkının büyüklüğünden hep etkilenmişti. Acaba ormanda da böyle bir aşk var mıydı? İki tane erkek aslanın dişi aslan için döğüşlerini izlemişti kazanan dişi aslanı götürüyordu, ama işleri bitince tak sepeti koluna herkes kendi yoluna oluyordu. Kendini büyüten ayı Yogi ile Kongi’nin aşkı da büyük değildi. Çünkü onlar her sene boşanıyor ve başkalarıyla evleniyorlardı. Ertesi sene başka biriyle evleniyorlardı ve her sene yeni eşlerinden bebek doğuruyorlardı. Senenin belli günlerinde hayvanlara bir şeyler oluyordu sürekli güreş tutuyorlardı. Kadiriye önceleri bu güreşten ve çıkardıkları sesten çok korkardı. Bazen erkek hayvanların dans gösterilerini serenatlarını izlerdi. O zaman gerçek aşk bu diye düşünürdü ama birkaç gün sonra birbirilerini ormanda ağaç dibinde yada dere kenarında görseler tanımıyorlardı.
Aşk neydi, nasıl bir duyguydu. Gerçek aşk nasıl oluyordu, çok merak ediyordu. İnsanın ne gelirse başına meraktan geldiğini de öğrenmişti aslında. Daha birkaç gün öncesi Leopar ağacın tepesine çıkıp çok uzaktaki yerleri görmek istedi. Tırmandığı ağacın tepesinden düştü, dört ayağının üzerine düşmüştü ama tepesine ağaçtan kırılan dal düşünce öldü. Ölürken de ‘’Miyav miyav’’ diyordu sanki yağmurda sokakta kalmış kedi yavrusu gibi. O zaman öğrenmişti merakın koca kediyi bile öldürdüğünü ve ne gelirse başa meraktan geldiğini bu sözün devamı varmış gibi geliyordu ama neyse.
Kadiriye, ormanda yaşadığı için kendi de orman gibiydi. Saçları uzamış kaşlar ‘’m’’şeklini almıştı. Üst dudağının üstünde ayva tüyünden çıkmış resmen ‘’Pala Remzi’’ yi aratmayacak bıyıkları vardı. Badem yağı sürse ve bursa bayağı güzel bıyıkları olacaktı. Sakal ise az daha beklese sakal duası bile yapılırdı. Bacakları hiç söylemiyorum, kıl konusunda ayılarla yarışır az farkla kaybederdi. Artık okadar da değil. Kadiriye ye birinin çam sakızından ağda yapmayı öğretmesi gerekiyordu. Ormanda kendisinden başka hiçbir insan yoktu ki Kadiriye hayvanların içinde kala kala vücudunda ki tüyleri normal sanıyordu. Onun içinde ormandaki ayılara yaban öküzlerine aşık oluyordu.
lk aşık olduğu ayı onu çok mutlu etmişti. Sırtında gezdiriyor birlikte derede yüzüyorlardı. Yüzdükten sonra ise otların üzerine uzanıp güneşleniyorlardı. Sevgilisi için bu önemli değildi bronzlanacak açıkta yeri yoktu. Her yeri kıldı zaten, ama Kadiriye mutlu olsun diye o da güneşleniyordu. Ayı, Kadiriye ye
-Hooooo. Böööö. Döööö. Gibi aşk ile bağırıyor böğürüyordu.
Kadiriye ise anne ve babasının aşk sözcükleri haykırıyordu ormanda. Ona bu cümle çok anlamlı geliyordu.
-Seviyorum uleeyynn.
Diye bağırıp göğsünü yumrukluyordu. Sanki bunu daha önce bir yerde görmüş gibiydi. Kendi gibi yarı çıplak bir adamda garip sesler çıkarıp göğsünü yumrukluyordu ama nerede hatırlamıyordu. Reenkarnasyon nedir bilmiyordu ama sanki eski hayatında ormanda hayvanlarla yaşayan erkek gibi hissediyordu kendisini.
Hep ayılara aşık oldu. Bir keresinde ise yaban öküzünü sevdi, bu öküz boynuzlarına Kadireye yi takıp ormanda gezdiriyordu. Kadiriye’nin poposuna boynuzunu takıp iteklerdi, Kadiriye bundan manyakça has alırdı. Kadiriye zaten deli, dolu manyak bir kızdı. Olmadık yerde olamadık olmadık şeyler yapardı. En sevdiği timsah avlamaktı. Eline oltayı alır timsah avına çıkardı, ormanda timsah kalmamıştı. Timsahlar, Kadiriye gelmesin diye kutuplara kaçtılar. Gölde yüzmeyi çok severdi. Sevgilisi ayı ile sarmaşıklarla uçar göle atlarlardı. Öküz olan sevgilisi yüzmeyi bilmezdi ve sevmedi de. Öküz işte.
Bir gün adı Yogi olan ayı sevgilisi çiçekle geldi ama ayı olduğu için çiçekleri yiyip sadece saplarını getirdi.
-Hooo sana çiçek getirim aşkitom ama çok acıktım, çiçeklerde mis gibi kokuyordu dayanamayıp yedim.
-Ayısın Yogi ayı insan sevgilisine getirdiği çiçeği yer mi uleyyn.
- Ama çok acıkmıştım tatlım sana arı kovanından bal getirsem olur mu?
- Bal falan istemem uleyyn. Yakarım uleyyn seni ateşe verir, sonrada közünde kahve pişirir cigaramı yakarım uleyyn.
Kadiriye şşrraakk diye tokadı ayıya patlattı. Ayı oğlu ayı neye uğradığını şaşırıp etrafında bir tur döndükten sonra yere yığıldı.
İkinci öküz sevgilisi ise onu gezmeye götürdü.
-Aşkım acıktın mı? Ben çok acıktım hadi otlayalım otlar çok lezzetli görünüyor. Dedi.
-Öküzsün Bedri hem de en sığır öküzlerinden ben kadınım. Senin inek arkadaşlarından değilim ben otlamam. Öküz sen otla. Bana havyar getir,suşi yap, kebap ısmarla uleyynn.
Kadriye söylediklerine şaşırdı.’’Allahım ben neler diyorum bu saydıklarım nedir yahu ben hiç birini bilmiyorum görmedim yemedim. Ben kafayımı yiyorum yoksa uleeyynn’’ dedi.
Kadiriyenin günleri böyle gezip tozarak geçiyordu. Ev süpür, yemek yap diyen kocası yoktu. Ders çalış oklunu bitir diye vır vır eden anne babasıda yoktu. Hayvanları avlayıp yiyor, suyuda dereden içiyordu. Galyasız aşım ağrısız başım derdi. Keyfi Hürrem de bile yoktu. Aslında ormanda Sultan Süleyman gibi bir adam olsaydı çok güzel olurdu.
Bir gün ‘’Seviyorum uleeyynn’’ diye anırarak sarmaşıklarla o ağaçtan bu ağaca geziyordu. Tam şelalenin gölüne atlayacakken ağacın birinde asılı bir şey gördü. Seviyorum uleeyyynnnn diyerek sarmaşıkla o ağaca gitti. Ağaca asılı şeye bakmaya başladı. Bir canlıydı bu incelemeye başladı. Kafasında tuhaf bir şey olan,(sonradan adının pilot başlığı olduğunu öğrendi). Üzerinde beyaz bir giysi vardı. Bu giysiler kendi giysilerine benzemiyordu. Kendi giysisi Versayci ye bile taş çıkartacak cinsten iki parçadan oluşan avuç içi kadar deriden yapılmış giysiydi. Ağaçta asılı olan şeyin ayaklarına kadar her yeri kapalıydı. Yaratığı inceledi iplerle bağalı kocaman (Paraşüt) şeyi taşla kesip,yaratığı sırtlandığı gibi mağarasına götürdü.
Mağaraya geldiklerinde üstündeki giysinin yırtıktı. Yırtık yerden döşündeki kılları görünce ellerini çırparak, ‘’Ayı, ayı’’ diye sevinç çığlıkları attı. Kafasında ki şeyi çıkarttı, kendi bıyıklarından daha kalın bıyıklı bir yüz gördü. Burnu, kulakları kendikilerin den büyüktü. Ağaçtan aldığı ayıyı incelemeye ve soymaya başladı. Elleri de büyüktü, el bilekleri de kendi bileklerinden ellerinden daha büyüktü ama ayıların ki kadarda büyük de değildi ve onlar gibi kıllı değildi. Sadece döşü ve bacakları kıllıydı. ‘’Acaba bu ne biçim hayvan’’ diye düşündü, çünkü böyle bir hayvan hiç görmemişti.Tam kendi gibi bacaklarına giydi küçücük giysiyi çıkaracaktı ki yaratık gözlerini açtı. Kadiriye yi görünce
-Aman Allahım bu nasıl bir yaratık imdat, nayır nolamaz. Diye çığlık atmaya başladı.
-Korkma seni ağaçta asılı buldum. Benim adım Kadiriye. Sen benim gibi konuşabiliyon, sen kimsin?
-Ben pilot Kadir İnanır. Aynı zamanda çok ünlü bir artistim.
-Abovvv Kadir İnanır mı?
Kadiriye bu ismi biliyordu. Boynunda ki ses kaydına eli gitti. Annesi bu ismi söylemişti. Kadir inanır onun akrabası olmalı diye düşündü.
-Nevet. Sen kadın mısın? Allahım nayır nolamaz bu nasıl bir kadın
- Kadın ne demek.
E.Ö.S
3.1.2013
Not: Gelen tepkilerden dolayı yoruma açtımmm
YORUMLAR
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
selam ve sevgiler
nazlıgül
Bazen ince düşünen bizler hayatın içinden çıkarız.Alır başımızı dağ başına ulaşırız nereye gitsek de o bazen sevmediğimiz hayatdan uzaklaşamayız sonunda kabul ederiz ayı yı da öküzü de bir yerde eğitmeye gücümüz yetmez .
Tebrik ederim saygılarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Selam ve saYGILAR
Valla ben hiç gülmedim.Canlılar içinde aklıylı fikriyle mantığıyla hareket eden insan ama, insanın içinde de çok ayılar var.Bunları eğitimden geçirip insan olduklarını anlatmak gerek.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Selam ve saygılar
:))))işte budur
gecenin bu saatinde gülümsetti yazınız
hemde yorumlara açılmış:))) bunada sevindim
kutlarım Eray Hanım
sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Yazımı beğenmenize sevindim. Çok teşekkürler
selam ve sevgiler
:))))))))))))))))))))))))))))))))))))))
Gülmekten gözlerimden yaş geldi uleeyyynnnn:))) ahh o ayılaarr:))
Çok güzeldi arkadaşım, emeğine sağlık...Esin kaynağını da kutlarım :)))
Selam ve sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Beğenmenize sevindim devamı gelecek.Bakalım Kadiriye, Kadir İnnıra inanacakmı.
selam ve sevgiler
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
selam ve saygılar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
beğenmenize sevindim
selam ve sevgiler
allah iyiliğiniz versin..
güldürdünüz beni..
sizi okumak çok zevkli..
sevgilerimle..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
aman ağlayınca ben çok çirkin kadın oluyorum eminim sizde çirkin oluyorsunuzdur.
sayfamı ziyaret ettiğiniz için çok teşekkür ederim
selam ve sevgiler
O değil de Kadriye kaseti nasıl dinledi de konuşmayı öğrendi. Gülerken bir yandan da bunu düşündüm.
Kutlarım.
Saygılar.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sayfama hoş geldiniz çok teşekkür ederim
selam ve sevgiler
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Okuduğun için teşekkürler gülümsettiysem ne mutlu bana
selam ve sevgiler