ÇÖP HAYALLER
Ah Türk filmleri!
Bir nesli mahvettiniz.
Kızlar hep bir Nekrem ararken ,erkekler Nalan peşine düştüler.
Oysa ki gerçek hayatta ne Nalan nede Nekrem vardı.
Ne bir fabrikatörün kızı fakir bir gence aşık oluyor,ne de çok zengin bir delikanlı çiçekçi bir kıza dönüp bakıyordu.
Kimsenin kirpikleri ok,dudakları hurma değildi.
İnsanların birbirlerinin gözlerinin içine bakacak vakitleri bile yoktu.
Çağ ilgisizlik ve sevgisizlik yüzünden klinikleri dolduran insanlarla kaynıyordu
Gözlerde görülen tek şey yorgunluktu.
Geçim derdine düşen akşama kadar çalışıp didinen insanlar sadece yorgundular ve dinlenmek istiyorlardı.
Menfaat her şeyin önüne geçmişti.
Geçim derdi ile koşuşturan insanların yanında birde kariyerine kariyer katma ,malına mal katma hırsıyla gözleri yorgunluktan kuduz bir köpeği andıran kıpkırmızı gözlü insanlar türemişti.
Tırnaklarıyla tırmaladıkları dünyalıklar için kimseyi affetmeyip birbirlerinin başına basarak yükselen tipler ,yükselme uğruna kimsenin gözünün yaşına bakmadan ilerliyorlardı.
Kimse kimsenin aşkından ölmüyor,intihara teşebbüs etmiyordu. Ne ince hastalık denilen verem nede derdinden kanser olanlar yoktu artık .
Evlenmek isteyince ,zamanı gelince aranan eşler vardı.
Artık okullar bitince,para olunca ,kariyer kazanınca .
Tek eksik bir eş olunca.
Yolda izde kimse kimsenin dikkatini çekmiyordu.
Kimse aşık olduğu için evlenmiyordu.
Aranan eşin kariyeri ,parası ,itibarı,arabası ,evi, güzelliği varsa olumluydu her şey.
Kızlar delikanlının gözlerinde araba görünce mutlu oluyorlardı.
Bir çiçek getirmek yetmiyordu artık.
Tek taş bir pırlanta olmalıydı kızın parmağında.
Kafalar böyle şekillenince sanmayın mutlu olunmuyor ,onlar mutluydu ya hayalleri olanlar.