- 1329 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
KANKA 1
Eve geldiğinde iki gözü iki ceşme ağlıyordu. Annesi kapıyı açtığında suratı beş karış arkasına dönmüş kaynanasına laf yetiştiriyordu. Elif güya annesine biraz naz yapacaktı. Ama nerdeeee...
Annesi öfkesinden çaaatt diye çatlamak üzereydi. Elif "üff yine mi kavga ediyorlar bunlar yaa" diye geçirdi içinden.
Annesi Elif’in ağladığını fark ettiğinde Elf içeri girmiş odasına geçip kapısını küüt! diye çarpmıştı bile.
Elif’in annesi Zarife ve babannesi Ayşe Hanım sürekli birbirleriyle didişip duran gelin kaynana modellerinden; yani içimizden birileri işte.
Elif bu çatışmadan, kavgadan, gürültüden, patırtıdan oldukça muzdaripti. Annesini tutsa babannesi babannesini kayırmaya kalksa annesi darılıyordu.
Bu yüzden ikisi tartışmaya başlayınca hemen ortadan kayboluyordu. Zavallı babası ikisinin arasında mekik dokumaktan telef olmustu yıllardır. Ama ne eşinin gönlünü alabilmişti ne de annesininkini...
Annesi "Eeee besle büyüt altını temizle, üstünü pakla, saçını süpürge et, garıyı görünce unut bakalım anayı babayı. Yazık emeklerimeeee," diye bir taraftan ağlar saçını başını yolar.
Eşi öbür taraftan "Yok Selami sen büyümemişsin daha. Ana kuzusu olduğunu bilseydim asla yüzüne bakmazdım senin. Yok yok senin yatağını sevgili annenin odasına yapmak lazim. Gece korkarsan neyim anacığın yakınında olsun." Diye çen çen çen laf sokuşturur.
Elif babasına ayrı acıyor annesine de kıyamıyor ama babannesini de çok seviyordu. Bu üç kişi arasında olan biteni üzülerek kaygı içinde izliyordu.
Okulda zaten canı yeterince sıkılmıştı. Annesinin yardımına ihtiyacı vardı. Sınıf öğretmenleri tüm sınıfa yarına kadar yetiştirecekleri bir ödev vermişti.
"Bir şey icat edecek olsanız ne icat ederdiniz," konulu ödev için sadece bir gün süre vermesi Elif’i ve arkadaşlarını gıcık etmişti.
Sinirinden sınıfta kendini zor tutmuş apartmana girince muslukları salıvermişti artık. Annesi bu konularda çok iyiydi. Kesin güzel bir icat konusu düşünür ve yüksek bir notu garantilerdi.
Zarife kızının neden ağladığını sormak icin
odaya geldiğinde hâla homurdanıyordu kaynanasına duyurmamaya çalışarak.
"ölsen de kurtulsam her şeye de karışılmaz ki canım bu kadar yaa!"
Elif hiç sormadı. Ne oldu yine ne işine burnunu soktu niye kızdın bu kadar? Diye.
Eskiden annesinin rahatlaması için sorardı. Anlattırırdı. Dinlerken az buçuk yorumlar yapardı. Annesi baktı ki yaptığı öz eleştirileri babannesinin tarafını tutmak gibi algılıyor vazgeçmişti artık sormaktan.
Baktı babannesinin cephesinde de aynı vaziyet. Hiç oralı olmadı. İkisini de dinlemekten vazgeçti.
"Bana ne ya; arada ben kalıyorum. Ne yaparsanız yapın beni karıştırmayın dedi ve çekildi savaş meydanından.
Hatta zaman zaman "Boş ver baba biz karışmayalım. Onlar aralarında halletsin," diyerek tartışma ortamından bir şeyler bahane edip odasına gidiyordu. Babası da ceketini alıp evden sıvışıyordu.
Annesinin homurdanmasını lakayt bir şekilde dinledi. Ağlaması bitmişti. Siniri geçmemişti. Bir gün süre verilir miydi hiç performans ödevinde. Aklına geldikçe öğretmenini boğacak gibi oluyordu.
"Ne oldu? Diye sordu annesi.
"Okulda kötü bir şey mi oldu? Niye ağlıyordun?
"Söylesene kızım! Diye devam etti.
Elif annesi konuşurken kendi kendine gülmeye basladı. Annesinin sözlerini duymuyordu bile artık.
Kahkahalarla gülerken gözlerinden sicim gibi yaşlar akıyordu.
" Buldum! Buldum! "
"Kızım manyak mısın? Ne bağırıyorsun? Arşimet gibi buldum! buldum! diye."
Elif bulmuştu ne icat edeceğini. Çok zengin olacaktı çok...
Öyle bir cihaz icat edecekti ki tüm gelin kaynanalar Kan/Ka olacaklardı.
En çok da babası rahat edecekti.
YORUMLAR
oh nihayetide elif bu gerginliklere son verecek cihazı bulacaktı hem onlar rahat edecehemde biz okur gergin ortamdan kurtulmuş oldum ve hele şükürki yazı yoruma kaptılmamışda yorum yazıp dahada rahatladık kutlarım sizi çok güzel yazıydı merak etmedende duramadım şu elifin bulacağı icat neymiş diye eğer devamı varsa birde müsadeniz olursa yazınızı okumamıza öğreniriz gibime geliyor kolay gelsin efendim saygılarımla selamlar