- 2221 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NOEL BABA VE HIZIR
Noel Baba ‘’ho ho ho’’ diye göbeğini hoplatarak fabrika içinde dolanıyormuş. Herkes hummalı bir çalışma içindeymiş. Oyuncak yapımına bu yıl geç başlanmıştı ve yılbaşına az bir zaman kalmıştı ama daha eksik hediye doluymuş.
Noel Baba elindeki listeye bakmış. Hediye isteyen çocukların listesi epey uzunmuş. Bisiklet, bebek, uzaktan kumandalı araba, misket listede yok yokmuş. Her yıl liste bir önceki yıldan daha uzun oluyormuş.
Karşıdan esneyerek güzeller güzeli bir kız geliyormuş. Ellerinde oyuncaklarla yalpalayarak Noel babanın yanına gelmiş.
-Noel Baba bebekleri bitirdim. Çuvallara dolduruyorum. Şu hediye yapımı bitse yılbaşıda gelse de bizde çalışmayı bıraksak. Demiş
-Haklısın Uyuyan Güzel az kaldı, sende yoruldun. Bir an önce sarayına gidip bir dahaki yılbaşına kadar uyumak istiyorsun. Dediş.
Karşıda uzaktan kumandalı arabaların kumandalarına küçücük elleriyle yapan yedi cüce varmış. Başlarında ise onlara anne şevkatiyle davranan ve seven Pamuk Prenses varmış. Bisiklet yapımda Pinokyo, Kırmızı başlıklı kızın babası, Pamuk Prenses masalındaki avcı da varmş. Pinokyo tahta bacaklarını zorla hareket ettirse de çok çalışıyormuş. Herkes canla başla çalışıyorlarmış. Gepotto ustada Pinokyoya bir şey olacak, kıralacak diye çok korkuyor ve onun için onun yanından ayrılmıyormuş.
Simbat uçan halısıyla Noel Babaya hediyelerin dağıtımında yardım ediyormuş. Aladdin ise sihirli lambasından cini çıkartmış ve oyuncak araba yapımında çalıştırıyormuş. Kül kedisi, o da peluş oyuncaklar dikiyormuş. Sinderella’nın prensi ve Pamuk prensesi öpen yakışıklı prens ve Rapunselin saçlarından tutunup kuleye tırmanan atletik vücuklu baklava karınlı prens de diğer prenslerle birlikte oyuncak robot yapıyorlarmış. Kendileri gibi üçgen vucutlu kaslı yakışıklı Ekşınmen oyuncaklar yapıyorlarmış. Erkek çocuklar bu oyuncaklara bayılacaklarmış.
Oyuncak fabrikasında bütün masal kahramanları elbirliği ile canla başla çalışıyorlarmış. Önemli olan bütün yıl boyu uslu duran, ailesini üzmeyen, okullarında başarılı çocuklara hediyelerini yetiştirmekmiş. Hepsi senede bir ay bu fabrikada toplanır ve oyuncak yapımında dağıtımında Noel Babaya yardım ederlermiş. Oyuncak fabrikasında gönüllü işçiler çok mutlu hep bir ağızdan şarkılar söylerlermiş. Özellikle Şrek’in karısının sesi çok güzelmiş, Ankara oyun havası Misketi söyleyince herkes elindeki işi bırakır oynarmış. Orada hüzünlü şarkılar söylenmiyormuş hepsi ortak kararla hüzünlü şarkıları ve Arabeski yasaklamışlar. Çok eğleniyorlarmış, çok mutlumuşlar çünkü tek amaçları çocukları mutlu etmekmiş.
Fabrikanın içi sevgi ve mutluluktan ve makinaların çalışmasından sıcacıkmış. Dışarıda ise lapa lapa kar yağıyor ve ağaçlar kardan gelin gibi beyaza bürünmüş. Karlarda sabırsızlanan altı geyik varmış. Geyikler sabırsızlanıyorlarmış çünkü yeni yıla çok az kalmış bir an önce uçmak ve hediyeleri dağıtmak istiyorlarmış. Her sene aynı işi yaptıkları halde bu işten değil sıkılmak aksine çok mutlu oluyorlarmış.
Elbette ki her yıl oyuncak yapımı ve dağıtımını sabote etmek isteyen kötü kalpli fesat insanlar çıkıyormuş. Bunlar Peterpanda ki Kaptan Cook, Kırk Haramiler, Pamuk Prensesin üvey annesi kraliçe ve askerleri, Alies harikalar diyarındaki iskambil askerler, Bedman deki Jokermiş. Bu kötü insanlar oyuncaklar dağılmasın çocuklar mutlu olmasın diye oyuncakların yapılmasını istemiyorlar veya yapıldıysa çalıp talan etmek istiyorlarmış. Bunun için Pamuk prensesin prensi ile Sinderella’nın prensinin askerleri fabrikayı koruyorlar ve nöbet tutuyorlarmış.
Gecenin karanlığından yararlanıp, Kırk Haramiler sessizce karda yürüyüp izlerini belli etmeden fabrikaya yaklaşmışlar. Fabrikanın etrafını kuşatmışlar ve ellerindeki tahta kılıçlarla fabrikayı basmışlar. Altı Harami dışarıdaki geyikleri yakalamış. Kalan otuz üç Harami ve başları da fabrikada çalışanları ele geçirmişler. Hepsini pamuk ipliği ile ellerinden ayaklarından bağlamışlar. İşkence için o yılın moda şarkısı ve dansı yaptırıyorlarmış. Bu yılın dansı ise herkesin hatta televizyonda döşü kıllı koca isterim proğramındaki damatların bile yaptığı Gandam Stayle dansıymış. Bu dansı tüm hareketleriye önce kendileri bir sekton halinde yapıyor sonrada rehinelere yaptırıyorlarmış. Bu tam bir işkenceymiş. Prenses ve prenseslere zorla bu dansı yaptırıyorlarmış. Yapmak istemeyenlere ise Ajdar dan Çikita şarkısını dinletiyorlar hatta ağızlarına çikita muz sokup söyletiyorlarmış. Filistin askısına assalar Çikita şarkısını dinledikleri kadar acı çekmezlermiş. Hatta yalvarıp yakarıyorlarmış, ‘’Yapmayın ne olur bizi falakaya yatırın, tırnaklarımızı sökün, bizi gıdıklayın isterseniz ama Ajdar olmasın. Gandam Style olmasın diye.
Dışarı geyikleri yakalayan altı Harami geyikleri kesip bir güzel kazıklara geçirip çevirme yapmışlar bile. Afiyetle yiyip hazmı kolaylaştırsın diye yanında da şalgam suyu içiyorlarmış. Çünkü içki kötülüklerin anasıymış ama bunlarda erkek oldukları için kötülüklerin babası oluyorlarmış. Maço oldukları için içinde kadın geçen şeyi redediyorlarmış. Geyikler nar gibi kızarmışve tadıda çok lezzetliymiş sadece yediğin zaman çok yelleniyormuşsun. Haramilerde yüzlerce kokarca bir anda salmışçasına ormanı kokutmuşlar. Birde boynuzları şaka konsuymuş, biri geyiklerden söktükleri boynuzları arkadaşının kafasına takıyor ‘’Evdeki hatun seni bakkal Hasoyla boynuzluyor.’’, diye dalga geçiyorlarmış. Diğeri ise,’’Açtı seni bu boynuzlar ya yakıştı valla’’, diyorlarmış.
İçeride ise psikolojik ve müzikle yapılan işkence devam ediyormuş. Herkes kulaklarını tıkamak istiyormuş ama elleri pamuk ipliği ile bağlıyken bir şey yapamıyorlarmış. Noel baba ‘’Ho ho ho’’ diyemiyormuş. Onun yerine,’’Vah vah vah’’, diyormuş. Noel Babanın, göbeğinin altında sibop varmış onu açıp tıs diye havasını almışlar. Meğer Noel Baba kırk kiloda çiroz adamın biriymiş. Haraminin başları Noel babaya bakıp, ’O eski halinden eser yok şimdi’, şarkısını söylüyormuş.Evet o sevimli babacan tonton hali gitmiş yerine kara, kuru, çirkin zayıf bir adam gelmiş. Aslında hep öyleymiş de kendi Noelden önce Kopresörle şişiriyormuş. Bildiğimiz tonton haline geliyormuş. Bir keresinde mabadından fazla hava vermişler de uçan balon gibi uçmuş zor yakalamışlar, yakalayamasalardı kuşlar heryerinden didiklerlerdi O olaydan sonra kompresör yerine lastik pompasını kullanmış, bu tehlikesizmiş çünkü.
Yedi cücelerden uykucu uyumak için saklandığı yerden uyanmış ve fabrikanın basıldığını görmüş. Herkes rehin alınmış, Noel babayı kırmızı kıyafetleri olmasa tanıyamayacakmış. Pamuk prensesine baktığında ağzında çikita muz ile Ajdarın şarkısını söylüyorken görmüş. Tam içler acısızmış, onları kurtarmak istiyormuş ama ne yapacağını bilmiyormuş. Sonra aklına anne ve babası ormana bıraktığında ağacın koğunda,’’Inga ıngaa’’ diye ağlarken yardımına gelen ve ak sakallı dedeyi hatırlamış. O gece eğer o şeyini, ’neydi o şeyin adı en küçük parmağın adı’, eh serçe parmağını ağzına vermeseymiş ağlardı ve sesini kurtlar duyup parçalayacaklarmış.
Aksakallı amcanın boynuna taktığı parmak şeklindeki kolye aklına gelmiş. Amca ne demişti ona onu hatırlamaya çalışmiş. Kafasına vurmaya başlamış ’hatırla hatırla’ diye kafasının arkasına vuruyormuş, çünkü uykucu cüce gerizekalıymış kafasının arkasına vurunca beyni öne gidiyor ve ileri zekalı oluyormuş. Sonunda adamın adını hatırlamış. Hızır Aleyselam mış ve ona,’’Başın darda kalırsa bu parmak kolyeyi ağzına al em ve kızılcıklar oldu mu / Selelere doldu mu? Türküsünü söyle ben gelirim’’ demişti. Uykucu cüce zincirin ucundaki parmağı ağzına alıp emmeye başlamış. Bir yandan da’’kızılcıklar oldu mu?’’,türküsünü söylüyormuş. Hem parmağı emmek hem de şarkı söylemek bayağı zormuş ama yapmaktan başka çaresi yokmş.
Birden bire karşısında aksakallı, ak saçlı yeşil giysiler içindeki Hızır gelmiş. Cücenin anlatmasını bekleyecek zamanı yokmuş. Çünkü başka yerlerden de sinyaller geliyormuş, elindeki telsizine. Yılbaşı hindisini nasılpişireceğini bilmeyen kadınlara tarif verip pişirirken yardım etmesi gerekiyormuş. Bir çok kadın onu Hızır Usta olarak tanışmış. Neyse efendim Hızr efendi elini cücenin başına koyup bütün her şeyi öğrenmiş. Sonra cebinden kavalını çıkartıp ‘’Manda Yuva Yapmış Söğüt Dalına’’,türküsünü çalmaya başlamış. Etraftaki mandalar ve manda görünümlü haramiler oldukları yerde uyumaya başlamışlar.
Hızır Aleyselam ve uykucu cüce herkesin ellerini ayaklarını çözüp, işkence müziklerini kapatmışlar.
Noel Babayı pompa ile şişirdiklerinde, eski tonton sevimli haline geri dönmüş ve yine eskisi gibi ‘’ho ho ho’’ demeye başlamış. Haramileri bağlayıp etkisiz hale getirdikten sonra Türk polisini çağırmışlar ama polis her zaman ki gibi saatler sonra gelmiş. Hediyeler kızaklara yüklenmesine yüklenmiş ama kızağı çekecek geyikler çevirme olmuş. Çok güzel kızarmışlar, çokta lezzetli görünüyorlarmış dayanamayıp bütün masal kahramanları afiyetle geyikleri yemişler. Çalışmaktan yemek yemeye vakitleri yokmuş ve açmışlar.
Hızır, Haramilerin atlarına kağıttan kanat yaptırtıp atlara yapıştırmış. Birden bire kağıt kanatlar gerçek kanada dönüşmüş. Kırk at, kırk kanatlı Pegasusa olmuş. Pegasusları kızaklara koşmuşlar. Hediyeleri çocuklara dağıtmaya başlamışlar. Bu Noel de hediye dağıtımı daha güzel olmuş.
Kırmızılar içinde tonton, göbekli Noel babanın yanında yeşiller içinde elinde asasıyla aksakallı Hızır Aleyselam da varmış. Noel Babanın bacaya sıkıştığı yerlerde, ayaklarından çekip çıkartıyormuş. Hızır hediyeleri kapıdan veriyormuş çünkü bacanın kurumundan giysileri kirlensin istemiyormuş. Hızır titiz pimpirikli adamın tekiymiş. O zamanlar Veniş, Lok, Ariel gibi deterjanlar leke çıkarıcılar da yokmuş. Onların zamanında dere kenarında kille çamaşırları yıkarmışlar, aslında tertemizde olurmuş. Hızır Aleyselamın da bir tek giysisi varmış zaten, giysilerini yıkarken çıplak kalıyormuş. Biri görecek karizmayı çizdirecek diye tırsıyormuş. Bir keresinde bir kadın onu görmüş ve korkudan dili tutulmuştu.
Bu yılbaşına barış ve birlik içerisinde girmişler. İnşallah bu ve bundan sonraki yıllar tüm dünyaya barış, bereket, mutluluk, özgürlük, güzellikler getirir diye birlikte dua etmişler.
E.Ö.S
1.1.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.