- 1006 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dünya dua bekliyor!
Herkes büyüyüp kendine bir yol çizene kadar ailece bir araya gelinebiliyor. Sonra yeni kurduğu hayatın merkezinde dönmeye başlıyor insanlar. Kimi evleniyor, kimi okuyor…Geçim derdi, kariyer derdi, şu derdi, bu derdi… Derken uyum ve birliktelik her zaman mümkün olamıyor.
Tombala oyunu ile bir araya geldiğimiz yılbaşı gecelerimiz oldu bizim kısa bir dönem de olsa. Çocuklar küçüktü o zaman. Eşimin ablası (Allah gani gani rahmet etsin) yapardı aile organizasyonlarını genellikle sözü dinlenen bir büyük olarak. Açtığı baklavalar, aşlı dolmalar, yaptığı özellikle tavuklu yemekler, tereyağlı pilavın tadı o günlere şahit olan küçük büyük bütün aile efradının damağındadır hala muhakkak... Yılbaşı pastasını biri, meşrubat, meyve ve çerezleri de diğer kardeşi alır gelirdi eşi ve biri elinde, biri kucağında çocuklarıyla. Masalar kurulur, sehpalar açılırdı. Hep beraber akşam yemeği yendikten sonra tombala kartları ve numaraları kapatacak fındık kabukları dağıtılırken bir yandan çaylar demlenirdi. Eskilerden konuşulur, hatıralar dile getirilir, artık aramızda olmayan büyükler rahmetle yad edilirdi. Gecenin ilerleyen saatlerinde çinko ve tombala galipleri geceye damgasını vururdu. Televizyonda skeçler izlenirdi. Tabii dansözün çıkacağı saat dört gözle beklenirdi. Kocası dansöz izliyor diye olay çıkarırdı yeni gelinler.“Milletin zaten başka bir eğlencesi yok” gibi bir mantık hasıl olmuştu sohbetler arasında. Televizyon olmadığı zaman nasıl eğleniyordu bu millet acaba? Varsa da bir eğlenceleri nesilden nesile aktarılamadığı için televizyon programlarına mahkumduk sonuç olarak. Yine de güzel anlardı o anlar. Ailece yapıldıktan sonra her şeyin unutulmaz bir tadı vardır ve bir araya gelmek için iyi bir bahanedir yılbaşı pek çok aile için hala.
Bugün biraz çarşıda pazarda dolaştım. Noel baba figürleri, ışıltılı süsler, kutlama yazıları, insanlarda alışveriş telaşı vardı her yerde. Her sene bu manzaralar giderek artarken yılbaşı bizim adetlerimizde, geleneklerimizde göreneklerimizde yoktur söylemleri de artıyor. Bu söylemler arta dursun ağaç süslemelerine bile adapte olmuş insanlarımız. Bunun adı bir kültür yozlaşması mı yoksa entegrasyonu mu hiç bilemiyorum ama gazetede okuduğum haber beni oldukça düşündürdü. Endonezya yılbaşını dua ve zikirle karşılayacakmış. Milletce duaya sarılacaklar yani son yıllarda çektikleri üst üste sıkıntıların bir sonucu olarak Endonezyalılar. Kısacası bu kutlama işleri de bir arz ve talep meselesinden ibaret. Tek sıkıntıda olan ülke Endonezya mı? Endonezya ile beraber bütün dünya ülkeleri dua etmeli. Dünya dua bekliyor!
İnşallah bu yıl maddi ve manevi anlamda hayır kapılarının ardına kadar açılacağı bir yıl olur herkes için. İnşallah milletçe birbirimizi daha iyi, daha doğru anlarız. İnşallah savaşların ortasında kalan kadınların, yaşlıların, çocukların derdi ile dertlenir dünya. Ve İnşallah dualar kabul olur...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.