- 960 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ellerim mürekkep lekesi
Sana yazmak için ne zaman kalemi elime alsam aramızda uzayıp giden sessizliğin hükmüne yenik düşüyor kelimeler. Bazen bir kelime yutuyor beni, bazen bir kelime diken olup batıyor yüreğime. 2012 yılının kalan bir kaç günü, son nefesini vermenin telaşıyla hızla akıp gidiyor. Yılların bu akışkan, bu aceleci tutumuna başkaldırıp, inadına uzatıyorum tüm cümleleri. Geriye dönüp bakınca belirsizlik içinde, sukutunla savaşarak bir yıl daha tükettiğimi fark etmek acı veriyor. Bir senenin daha bitmesi, senli zamanlardan bir sene daha uzağa düşmek gibi. Gün sayarak, çentik atarak, gidişine inat, dönüşünü beklerken özlemle dolu dolu geçen anları "bitti artık" diyerek terhis etmek istiyor seneler. Gelen yeni yılı kucaklamak için eskiyi uğurlamak gerek diyor birileri. Mizanı tutturmak için borç ve alacakları dengeleyip, hesapları sıfırlamak en güzeli. Küçük bir işletme gibi çarkın dişlilerine takılmadan, ezilmeden döngüye şükredip karsız, zararsız olduğunu var sayarak kapatmalı seneyi.
Geçen yıl; susarak çıktığın yolculukta geride kalan olmayı başaramadım bir türlü. İnsan bazen bir adım geride durmayı ve susmayı bilmeli. Hele de terk edilense, vazgeçilen olduğunu bilmeli. Ferman verilmişse; sorgulamadan, kurgulamadan, yargılamadan boyun eğmeli. Sen giderken; ne susmayı, ne küsmeyi başarabildim, ne de terk edilen olduğumun farkına varabildim. Yazarak peşin sıra yetişirim sandım. Yazarsam duyar, okursan anlarsın sandım. Yine yanıldım... Yine yenildim... Yaşadıklarımıza bakınca anlıyorum ki başarısızlıklarla dolu bir sene geçirmişim. Bir yıl daha yaşlandık, bir yıl daha anılar sayfasına eklendi. Unuttuklarımız, unutamadıklarımız, dokunduklarımız, dokunamadıklarımızla bir sene daha erişilmezlik zırhını giymeye hazırlanıyor. Bir senede daha parmak izimiz kalıyor.
Öyle çok ıslandın ki sevgi yağmurunda, s/öz sevgili gayri pamuktan bulutlar yollayacağım sana. Teslimiyetle sus düşüreceğim yüreğime. Sus düşüreceğim çoğalıp, büyüyen, kanserleşen hastalıklı hücrelerime. Sus diyeceğim içimde ağlayan doğmamış bebeklere. Her cümlenin sonuna bir virgül atarak, her cümlenin sonuna üç nokta bırakarak gidiyorum... Anlıyor musun... Şiiri yazılmış, hayali kurulmuş, karanlığından yahut aydınlığından tab edilememiş imgelerimi bırakıyorum ortada. Oyuncağı bozulmuş, çalarken zembereği durmuş, bir çocuk şarkısını söylüyorum ardın sıra. Ölümcül bir günah gibi silmek istesem de ellerimi silemiyorum. Elleri mürekkep lekesi bir çocuk bırakıyorum yüreğinin kuytusuna. Gör ki nasıl bir sukuttur kalemimden damlayan.
Bu sene bir yenilik yapıp, yeni yılın getirilerine direnmeden razı olmayı diliyorum. Teslimiyet... Belki de en büyük hatam buydu. Her gidenin dönülmüş bir sapağı, verilmiş bir kararı var. Kalanın payına düşen teslim olmak. Sessizce kendi yangınında yanmak. Hükmü tarafından verilmiş bir gidişin ardında, sonsuza değin terk edilmiş olsam da; dünya denilen atıldığım yeryüzü toprağında unutulan, geride kalan olmayacağım. Yalanı çok dünyanın, kalanı yok nasılsa. Diyeceğim o ki sevgili; doğru bildiğim bu aşk uğrunda sarsılmaz bir inançla elimden geleni yaptım, azimle çabaladım durdum ama artık yoruldum. Önce bekledim sabırla, sonra sustum, durdum, duruldum. Sanma ki senin verdiğin hükümdür yoldan çeviren. Sen "bitti" dediğin için değil bu son. Yüzbin kere yüz çevirsen de aşkımdan, yolumdan, yazgımdan silinmen mümkün değil artık. Serimde iki kişiyle başlamış, düğümde kördüğüm olmuş, çözümde çözgüsüz kalmış bir çile yumağıdır aşkın öyküsü. Dem bu dem ki tevekkül vakti. Dem bu dem ki aşk-ı saadet vakti.
Zeynep Özmen - 30 Aralık 2012
YORUMLAR
Çok güzel bir analiz ve değerlendirme...Hayatın eksileri ve artıları...Duygular ve yine duyguların oluşturduğu sevi...Her yıl birşeyler verir ama birşeyler de götürür...
2013 yılı sağlık,sıhhat ve mutluluk yılınız olsun...
saygımla ...
Yakamozmavisi
Saygılarımla.