- 1408 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Paranoid Şizofreni:Elf Rabıtası
Valerie, gel otur yanıma. Çok ihtiyacım var sana.
Yalnızlıktan öyle bunaldığım zamanlardı. Bir bir gidenleri sayarken ilkokulda neden hep matematikten kaldığımı anladım. Benim sayı doğrum bir yere kadarmış.
Eğer her yeni güne uyandığında yatağın diğer tarafı kırışmamışsa, koltuğun üzerinde salak bir ifadeyle sana bakan peluş oyuncağa "günaydın" diyorsan ve o da sana benzer bir nezaket gösterir belki diye aptalca ama umutlu bekliyorsan yalnızsındır işte. Satrançta sadece bilgisayarı alt etmeye yarayacak kadar hamle biliyorsan, fazlasına ihtiyacın olmuyorsa yalnızsındır. Hergün tek fincanlık kahve yapıyorsan yalnızsındır. Yalnızdım ben Vale, anlıyor musun? Çok yalnızdım.
Beyninin içindeki binlerce, milyonlarca nöronun kendi kafasına göre takıldığını düşün. Beynin kulak memesi kıvanıma geldiğini, ya da her an kulağından akacak gibi olduğunu düşün. Bu durum ağır psikopatolojik belirtileri çıkarttı gün yüzüne.
Tanrı hata yapmaz diye birşey kesinlikle yoktur Vale. Yazarı olduğu kitapta kullarına kaldıramayacakları acıları vermem diyebilir. İş kazası bu. O acı birgün seni bulabilir. Bunun için bünyenin kendi savunma mekanizmaları var Vale. Yalnızlık böyle bir illetti. Geldi bir anne şefkati ile yanıma, sonra hiç gitmedi. İşte böyle bir zaman da trilyonlarca hücrem felsefi akımlara yöneldi. Varlıklarını sorgulamaya başladılar. Hayatta kalmak için niye bu kadar kimyasal reaksiyonla uğraşsınlardı ki? Nasılsa birgün ölecekler. O gün neden bugün olmasın ki?
Daha sonraları kafamın içerisinde hanedanlık kurmuş olan nöronlarım bir konsorsiyum kurma kararı aldılar. Öyle ya bu durum daha fazla süremezdi. Tahtları sallanıyordu. Birşey olmalıydı, beni ayağa kaldırabilecek, tekrar hayata bağlayabilecek birşey. Neydi o? Evet, biri gelmeliydi. Yerle yeksan olmuş beni spatula ile kazıyıp tekrar ayağa kalkmamı sağlayacak biri.
Adı "Elf"di. Öyle güzel saçları vardı ki hergün pencereme doğan güneşi on kez boyayabilirlerdi. Öyle güzel gözleri vardı ki, din olsa peygamberi kesin ben olurdum. Sana onu anlatamam Vale, hiçbir kitap yazmaz, hiçbir şarkı sözünde onu anlatacak kelime bulamazsın. -Sezen Aksu şarkıları dahil.-
Ne kadar kaldı yanımda bilmiyorum. Zaten takvimin ne önemi vardı ki o yanımdayken? Çok sevdi, çok sevdiğine inandırdı beni. Bende onu çok sevdim. Afganistanlı bir çocuğun sırf Amerikan t-shirtü giymiyor diye vurulmayı göze alması, onun ülkesine olan bağlılığı gibi bağlandım ben ona. Ateşle oynuyordum.
Sonra "Elf" anlamsızca veya benim anlam veremediğim bir şekilde gitti. "Elf" yoktu. Zaten hiç olmamıştı. Bu nöronlarımın bana, Brütüs’ün Sezar’a yaptığı hainliğin kat kat fazlasını yapmasıydı. Herşey bir hayalürünü. Gerçek ile hayalin birbiriyle kusursuz bir bağ yapması. Bunu hiçbir fizik kuralı açıklayamaz Vale.
Bir kahve daha?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.