- 408 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yılbaşı Banyosu
Yılbaşı yine geldi...1958 yılında Nevşehir de merkeze bağlı “Nar Kasabası”nda dünyaya gelmişim.Annem “ Oğlum,sen var ya sen” derdi “Evet ana !” derdim. Annem çalışmaktan dolayı sızlayan eğri belini güç bela doğrultur, acem gömleğine bulaşmış gısga pürlerini temizlerken devam ederdi;
“Sen ilk biberler toplanır iken dünyaya geldin..Aaah ! Ah ! Şimdiki gibi bezler nerede... Oğul,senin gıçını “Acekse” toprahıyla bezedim” derdi.
O an ister istemez arkama bakar, gülerdim..Bundan olsa gerek toprak kokusunu daha çok sevdim...Hele ki bahar geldimi deli bir tay gibi yerimde duramazdım.
O günlerden kalma dilim biraz acıdır.ve biraz da yanık.. Aslan burcu olduğum için biraz da heyecanlıyım. ..Neyse...
Zamanla büyüdüm; Oyuncağım yine toprakdı. Çamurlar içinde evcikler yapardım kendime.. Kaleler inşa ederdim. Pancardan tekerlekli kamyonlar icat ettiğimde 8-10 yaşlarındaydım. Pancar tekeri o zamanların en hızlı aracıydı..Valla yalın ayak toprak yollarda beni geçen olmazdı ))
Kuru üzüm çekirdeği ve has pekmez kanımı ateşlerdi.
Sonra biraz daha büyüdüm ve uzaktan bana müşfik bir dost gibi bakan başı bulutlarda Erciyes’i gördüm.12-13 yaşlarında ilk hayaller kurduğumda yamaçlardaki bir bağ çubuğunun dibine bağdaş kurar saatlerce Erciyes’i seyre dalardım..İlk hayallerim işte o bağ çubuklarının dibinde filizlendi.
“Laannn ! Oğlum neredesin ? Üzüm kovaları seni bekliyor lan!” diye babam beni çağırdığında hayallerimin içine ederdi.
Babamın gür sesini duyan doru atımız kendisine arpa verecek sanır kişnemeye başlar, ön ayakları ile toprakta küçük bir çukur açardı...Çok güzel hayvandı..Bazan ona takılır, döşüne omuz verir, güç denemesi yapardım...Gençtim ve kanım kaynıyordu.
Bizim oraların havası bir başkadır. Akdeniz gibi adamın kemiklerini gevşetmez, çelik gibi sağlam tutar..Neyse..Kış günleri duşakabin ve elektrikli şofben olmadığı için yılbaşı arifesi sıcak suyu kovalarla ahıra taşır bir leğenin içinde yıkanırdım..Ahırda inek,at , eşek ve üç beş de tavuk vardı. Zavallı hayvanlar beni “nü” bir halde görünce başlarını diğer tarafa çevirip “Bu çocukta da hiç utanma yok yav”” diye homurdansalarda yapacak bir şeyleri yoktu. Evet evet iddia ediyorum “Ahır banyosu” kadar sıhhatli bir banyo türü yoktur.Sizin yapmanız gereken sadece o kokuya biraz dayanabilmek..Ahırda banyo yaparken dikkat etmeniz gereken tek şey gübrelerin arasından çıkıp gelebilecek olan iri böceklerdir...Her ne kadar ahır banyosu sıhhatli olsa bile çağımızda hiç bir kimseye tavsiye etmem ))
Hatda yılbaşında bile..
Ben mi ? Yılbaşı gecesi bir kaç dost ile ilçeyi kuşbakışı gören ormanlık tepelerde olacağım..Yani doğanın bağrında..
Şimdiden tüm dostlara nice nice yıllar dilerim.
M.Nalçacı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.