KÜÇÜK PARMAK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bazen ağabeyimiz ile minibüse binip bir yerlere giderken,ahlaksız bir şoförün aynadan bakıp gülümsemesi ile sıkıştırıldı küçük parmağımız.
Bazen alışveriş yaparken ağabeyimize rağmen’ bu kaça?’ diye sorunca.
Kimi zaman ise güzel giyinip dışarı çıkınca, yakalandığımız da.
Hiç de karışmazdı halbuki babamız bize,annemiz de öyle.
Gayet serbest bir ailemiz vardı.
Nedense ağabeyim kendince bir yol tutturmuştu.
Kimden öğrenmişti bu tavırları bilmiyorum.
Babam asla öyle olmadığı halde.
Annem ve babam da ağabeyimin yaptıklarına kızardılar.
Bazen kardeşlerini kıskanması hoş karşılansa da abartınca kimse kabul etmezdi.
Sadece babamdan korkardı oda.
Mahallenin kızlarını yoldan geçirmezdi.
Kızlara laf atar rahatsız ederdi ,sevgilileri bir elin parmaklarından çoktu.
Bu anneme de normal gelirdi,gülerdi istemeden, sonra kızardı.
O yapınca herkes gülerdi.
Biz onun yaptıklarını hiç denemedik ne olurdu bilmem onun gibi davransak.
Onun kardeşi olduğumuzu duyan vazgeçerdi bizden ,bizden dediğim ablam da var.
Bütün derslerini ablama yaptırırdı.Kızlara şiir yazdırırdı ,kendi yazmış gibi hava atardı.
O matraktı,sempatikti,muzip çocuktu,sevimliydi,deli çocuk vb her şey yakışan çocuk işte.
Arkadaşları gelince her şeyi hazırlardık ama içeri giremezdik ,o götürürdü.
Sıradan bir aileydik ,çok dindar değildik ama şeriat ağabeyimde takva derecesindeydi.
Yanlışlıkla birisine kapı açsak hesabını verirdik.
O benim arkamdan koşarken ben hemen annemin odasına girip kilitlerdim kapıyı.
Arkadan annem ile tartışmaları duyulurdu.
Kapının arkasından bağırırdı.’’Nasıl olsa bir gün çıkacaksın’’ diye.
Bende ona söyleyemediğim içimde sakladığım bütün küfürleri sıralardım.
Daha çok kudurur ,kapıyı yumruklardı.
Erkek çocuklarının bu kadar şımartılması,her şeyin serbest edilmesi bizde yoktu ama o içindeki canavarı nereden yaratmıştı bilmem.
İnsan bazen kanıksıyor .
Fakat kavgadan bıktığı için .
Dırdır etmesin diye.
Aynı anne ve babadandık kardeş olduğumuz için çok benziyorduk tabi.
Bende geri adım atmayınca adımı ‘’şımarık bu zaten böyle’’ koyarak kurtulmuştu.
Hani deli ye kimse dokunmaz ya.
Arkadaşlarının içinde küfürü yiyince artık gülüyordu.
Şakaya vuruyordu işi.
Deli deliyi görünce çomağını saklarmış.
Tek kurtuluşum deliliğe vurmaktı işi.
Onun eseri olmalı ki deli dolu davranışlarımı bırakamadım.
İsyan birikti içimde doğru yürümek bile istemiyorum,hoplaya zıplaya yürümek istiyorum.
Dil çıkarmak istiyorum sokakta.
Ona buna laf atmak.
Tepinerek gülmek,sokakları çınlatmak.
Olmadık yerde olmadık hareketler yapmak.
Bütün kurallara düşmanım şimdi.
Bir yere giderken ilk önce ağabeyimin kontrolünden geçerdik.’’Bakim kız ne giymişsin’’ derdi.
Bunu bildiğimizden zaten bizde ona göre davranırdık.
At sahibine göre kişner ya.
Hangi yoldan nasıl gideceğimiz,gidip gitmeyeceğimizin gerekli olup olmadığı hep onun karar vereceği şeylerdi.
Bu arada annem sana ne, ben varken sende kim oluyorsun,rahat bırak kızları,kendine bak derdi hep ama o dinlemezdi.
Babamın yanında bir şey diyemezdi ,bakışlarıyla tehdit ederdi ‘’sonra görürsün ‘’der gibi.
Yolda birisi ile konuşurken görürse ne dedi ,niye dedi,nereden tanıyorsun,kimin nesi uzar giderdi.
Güzel giyinmek ,şarkı dinlemek,gülmek ,sakız çiğnemek,espri yapmak her şey yasaktı.
Çünkü bunlar ağabeyime ait şeylerdi.
Bazen düşünüyorum da ağabeyim şizofren falan mıydı acaba?
Biz her zaman ninem kadar ağır başlı,dünyadan geçmiş olmalıydık.
Bizim isteklerimiz,arzularımız olamazdı .
Duygulanmakta yasaktı bize, hele bir aşk filminde.
Bütün duygularımız alay konusuydu.
Işıkları kapatıp Türk filmi izlerdik,
Filmin en duygusal yerinde ,aniden ışıkları yakar "bakalım hangi salaklar ağlamış" derdi.
Duygularımı saklamayı öğrendim ondan.
Yaşıtım erkeklerin yanında dikkatle yüzüme bakardı.
Düşünün halimi artık.
Erkeklerin ne kadar pis olduklarını anlatırdı hep,kendi neyse?
Bizim evimizde perdeleri güzel kapamak çok önemli idi.
Perdeyi doğru kapatmamak savaş konusu olabilirdi.
Camdan bakmak hayaldi.
Birisine seslenmek .Hele de şık isen ,gülerek konuşuyor isen.
Alttan sert bir bakış ,parmak sallama ve koşarak eve gelme onun yaptığı hep .
Gözlerime kalem çekemezdim,kalemle gözümü oyardı.hemen de hissederdi.
Bir yere giderken yolda tesadüfen gördüğüm insanların hesabını verirdim .’’Niye onun önünden geçtin başka yol yok muydu ‘’ diye sorardı.
Gel zaman git zaman sonunda büyüdük .
Öğrendiğim şeyler arasında kadınla erkeğin günahının aynı olması beni çok etkilemişti.
Ben günahların sadece kadına ait olduğunu zannetmişim meğer.
Sizin de beyninizi yıkayan bir ağabeyiniz olsa böyle düşünürdünüz.
Kardeşinin elini sıkmak kolay ,erkeksen bakanları dövsene.
Kızınca başkasına ,sıkardı hep elimi.
Ne parmakmış ama hala yerinde duruyor.
Yerinde olmayan bir şeyler var ama artık böyle ağabeyler tarihe karıştı.
Karışsın, karışsın .
Hatta yerin dibine karışsın.
Alma mazlumun ahını ,çıkar aheste aheste.
Yıllarca işte bu sözün hayatımda kendini göstermesini bekledim,sonunda oldu.
Güzel şeyler oldu).
Kimi sordunuz?
Ha ağabeyim mi ?
Ondan kurtuldum canım.
Bohçacı gibi bir karısı var.
Bir elinde sigara bir elinde çay gezer.
Ağabeyinize bile merhabam yok diye büyük laflar eder.
Ben yengemden yanayım ,helal be yenge)
O şimdi karısının gözlerinden ayırmıyor gözlerini.
Saygıda kusur etmemek için ter döküyor.
YORUMLAR
Okuyucu okuduğunu bilir. Hakikat olmasa da olsa da okuduğu gibidir onun gerçeği. Kim? Nasıl? Nerde?
Neden?
Nerden bilecek okuyan?
Yalın güzel bir yazı olmuş.
Abilere haksızlığın daniskası yapılmış.Fakat usüldendir bu alt tarafta her ne kadar "eleştiri gönder " deniliyor ise de eleştirilince dayanamıyor bazı yazarlar.İlla onlar gibi düşünmeli yoksa yok!
Geçen gün bir yazıya "ELEŞTİRİ" yazdım.fakat alışmışlıktan galiba "körler sağırlar" misali beğenmedim size katılmıyorum dediniz mi hemen siliniyor eleştiri.
Neyse..
Hayırlısı olsun.
Yengeniz duymasın ona dediklerinizi?
Selam ile.
Yürükçü
toplumumuzun değişmez kurallarından anlattığınız her şeyi kız kardeşi olan herkes yapmıştır üç erkek üç kızkardeşle altı kişiydik ailenin namus bekçisi en küçük erkek kardeşimizdi yaptıklarını şimdi anlatıp gülüyoruz.....ben bu soğuk günlerde bu sıcak anlatımla ısındım sıcak sımsıcak bir yazıydı....hakettiği yerde.... kutluyorum saygılar
Sevgili Neslihan benzer duyguları bize yaşatan, bir abi de bizde vardı. Özellikle pantolon giyilmesine tepkiliydi. Sonra eşi çocuğu her türlüsünü yaptı.
Ama yine de ne kendisinin onuru çiğnensin isterim ne de başka İnsanların. Hata yapmak İnsana münhasır. Affetmek güzel, kimsenin canı yanmasın.
Yüreğinin masumluğu,içtenliği, samimiyeti satırlarda hüküm sürmüş.
Tebrik ederim.