- 482 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Değişim
Değişim
Mevlana’nın söylediği gibi; dünle beraber gitti düne ait ne varsa bu gün yeni
şeyler söylemek lazım, cancağızım.
Geçmiş ve gelecek “An” da oluşuyor. An’a göreceli. Andan geri bakınca geçmiş ileri bakınca gelecek oluşuyor. Hep “An” da kalmak mümkün olursa geçmiş ve gelecek kontrol altında olabilir. Zaman ve mekandan münezzeh olmak sırrı.
Değişim denen şey asıla dönmektir. Bozulan asıla doğru değişmek; tamir gibi. Yozlaşan insan aslını arıyor. “İnsan” olmak için bozulan kadar değişmek gerek. Değişime direnen ve bozulmuş hali korumaya çalışanların eski öğretilerle sınırlı bir yaşam sürmesi, bu öğretileri dayatması da zulüm oluyor! Hem kendine sınır koymuş oluyor hem de şerde birleşip diğer insanlara sınır koymuş oluyor! “Allah’ın nurunu tamamlaması” insanın hakikatine ulaşması ile görülecek.
Sınır koyan, sınırlanır!
Kendini veya toplumu eski ideolojik veya dinsel söylemler üzerinden sınırlamaya çalışanların aralarındaki kıyasıya kavga bu yüzden. Sınır koyduğu için ona da sınır koyuyorlar. Bunlar birbirlerinin niyetini iyi okurlar. Kendinden pay biçerler çünkü kendi de başkalarına sınır koymak ister. Sınır ise bireyin kendi vicdanının bir eylemi olmalıdır. Hak hukuk açısından ise başkalarına zararı olmayan eylemlerinde insan sınırsız olabilir. Başkalarının hak ve hukukuna girmediği alanlarda sınırı kendi koyar. Sınırı başkasına koymaya çalışıp kendine de ayrıcalıklar ve üstünlükler sağlama dönemi Orta Çağ öğretilerinde sık görülür. Çeşitli kutsal adlarla ve makamlarla halka sınır koyup kendilerine de üstünlük veya vazife ayrıcalığı sağlayanların dönemi kapandı… Dikkatli inceleyen görür ki sınır koyan ideoloji ve din önderleri o sınırı kendine koymaz. Görev ayrıcalığı veya üstünlük perdesi altında halka koyduğu sınıra kendi uymaz. Bunları saymaya lüzum yok… Sahte “Görevli” veya “Kurtarıcı” dönemi de bitmiştir! Son kurtarıcı “Hatemül Enbiya” son peygamber ile hakiki görevli ve kurtarıcı vazifesini yaptı ve insanlığa yol gösterdi. Onlara teşekkür edip insanlık yoluna devam edecek. Yeni sahte görevli veya kurtarıcıları da reddedecek! Kıyamet alameti olarak adlandırılan sahte peygamber ve mehdileri kast ediyorum! Yıpranmış ve özünü kaybetmiş bilgiler ise askıda kalmaya mahkum olacak.
Orta Çağ söylemleri üzerinden kavga dönemi bitmiştir!
Eski söylemler üzerinden kavga edenler birbirini bitirecek ve meydan yeni söylemlerle gelenlere kalacak.
Bir toplumda eski önderler geçmiş ve gelecek için yol ayrımlarını tutmuşsa zaten yeni bir şey olmaz. Olacaklar zaten önceden kutsal kişilerce kurgulanmışsa ve gelecekte de o kurguya uygun “Kurtarıcı” gelecek beklentisi oluşmuşsa o toplum kolay değişemez. Yaşanacaklar zaten önceden verilmiş olduğundan kimse yeni bir fikir üretmek istemez, zaten üretse de bu kurguya uygun değilse reddedilir. Döngü böyle işler gider. Ta ki felaket ve çöküş olana kadar. Zaten felaket ve çöküş de ya şeytandan bilinir ya da kurguya inanmayanlardan…
“Eskisi olmayanın yenisi olmaz.” Eskiyi atarken güzel şeyleri de hepten atmamak gerek. Temizlik yapmak gibi. Zihin temizliği yapmak gerek. Gereksiz pek çok eski öğretinin mahkumu olmadan “İnsan” hakikatine yönelmek için değişmek esas olan bu. Resetlemek gerek; güzellikleri muhafaza edip eski, bozuk, aslından uzak olan bilgileri zihinden atmak.
Değişim için cesaret ve bilgi gerek. Tereddütler ve vesveseler değişime mani olur. Bu nedenle bilgili olmak gerek. Neyin atılacak neyin değerli olduğu; neyin güzel neyin bozuk olduğunu bilmekle hakiki değişim olur. Aksi halde dabbe (debelenen) hali kaçınılmaz olur. Dabbe halinde bulunan insan ya eskiye sarılır ya da içeriğini bilmediği yeniye sığınır! Burada vicdan insana yol gösterecek. Vicdanı ise baskılayan unsurlar sınır koyucular ve eski öğretilerdir. Cesaret esaretin tezgahında örülen zırhtır. Cesaret ise bilgiden gelir. Anahtar bilgi, bilginin işlenmiş hali ise bilinç. Bu nedenle “İnanma bil” diyorum. İnanılan şeyler bilmek için listeye alınır, kılavuzluk eder. Bilgi, sevgi sahibi vicdanlarda işlenirse hakiki manada değişim sağlanır.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.