- 2084 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
YARI ŞAKA YARI CİDDİ
ÖNCE ŞAKA
Her ne kadar Ruh ve Sinir hastası desek de bildiğiniz delinin biri hastanenin bahçesinde nutuk atıyor.
-Ey cemaat…Toplanın … Size çok önemli açıklamalarda bulunacağım. Ben Allah’ın peygamberiyim...Yüce Allah sizleri son bir kez daha uyarmak için beni sizlere gönderdi.
Daha sonra bu deli her cümlesinden sonra bir kez ‘’ Beni size Allah gönderdi ‘’ diyerekten kendince insanları doğru yola davet eder.
Tam nutuk bitmek üzereyken kalabalığın arasına bir başka deli katılır ve orada biriken kalabalığa sorar.
-Kim bu?
-Peygambermiş...Onu bize Allah göndermişmiş.
Bizimki fena halde kızar ve kalabalığa seslenir:
-Ey cemaat inanmayın bu namussuz sahtekara…Şarlatanın tekidir o. Size yalan söylüyor.
Kalabalıktan biri bu yeni gelen deliye cevap verir.
-Nereden biliyorsun şarlatan olduğunu? Ya doğru söylüyorsa?
Bizimki cevap verir:
-Yahu birader, yalanı şuradan belli ki ben böyle bir adamı size göndermedim. Tanımıyorum bile.
******************
-Hamfendi. 21 Aralıkta kıyamet kopmadı. Bu konuda ne diyeceksiniz?
-Ben demiştim size kopmayacağını.
-Doğru…Demiştiniz. İyi de nereden bildiniz kıyametin 21 Aralık 2012 de kopmayacağını?
-Efendim akıl var, bilim var. Kuantum fiziği var…Caz müziği var…Bir kaç tane şarlatan çıkıyor...Milletin önüne atıyor otu…Bizim milletimiz de zaten öküz…Ne deniliyorsa inanıyorlar hemen. Aziz Nesin ne güzel söylemiş: ‘’ Birileri çıkıp sıçmak günahtır diye fetva verse sıçmayarak çatlayacak nice öküzler var bu ülkede’’
-İyi de hamfendi Aziz Nesin’in bahsettiği o öküzlerden hiç birisi kıyametten kaçmak için Şirince’ye koşmadı. Tam tersine fetva kelimesini duyunca tüyleri diken diken olanlar koştu Şirince’ye.
-Efendim neyse…Ne diyordum…Bilime güveneceksiniz efendim bilime…Bilim açık açık 21 Aralık 2012 nin kıyamet tarihi olmadığını söylüyor…Neymiş efendim Maya takvimi öyle diyormuş. Allahın yamyamları taa 2500 sene öncesinden ne bilsinler 25 Aralık 2012 de kıyametin kopacağanı di mi ama?
-Di ama…
-Bakın beyefendi…Şimdi bize bilim ne diyor ona bakalım.
-Bakalım hamfendi...Buyurun. Siz gösterin biz bakalım.
-Mesela sizin burcunuz ne?
-Ben balık burcundan imişim. Öyle diyorlar.
-Yükseleneniz ne? Biliyor musunuz mesela?
-Ya o konulara girmesek? Yükselen, alçalan, ne bileyim biraz muzır konular değil mi?
-Yükseleniniz akrep. Siz oldukça romantik ve bir o kadar da klasik bir insansınız.
-Valla hamfendi bir zamanlar öyleydim. Şimdi romanım gitti tikim kaldı...Klasım gitti…Malum…
-Efendim şimdi sadede gelelim…2013 ün sonlarına doğru Jüpiter kozmik dalgalar yayacak..Aynı anda Uranüs de yörüngesinden sapacak…Ondan sonra yandı gülüm keten helva.
-Yani koskoca iki gezegen, yaşlarına başlarına bakmadan sapıtacaklar resmen. İyi de neden? Durduk yere?...Bunca bin yıl sonra?
-Efendim 2013te boğa, balığın üzerine geliyor da ondan.
-Eyvah eyvah…Resmen sapık bir ilişki yani…Hiç olmazsa aslanın, haydi bilemedin oğlağın üzerine çıksaydı…Balıkla ne alıp veremediği varmış namussuz boğanın?
-Efendim dikkat etmiyor bu millet? Oysa az bir zahmetle her kes görebilir tüm bunları.
-Nasıl yani?
-Bakın beyefendi 2013te 11-12-13-14-15 rakamları arka arkaya diziliyor.
-Boğa balığa çıkınca yani?
-Aynen öyle…Bu ne demektir: 2013 senesinin 12. Aynın, 11. Günü, Saat 14. 15 te kıyamet kopacak.
-Aha babaaaa..Desene ben külliyen yanmışım…
-Neden?
-Yahu balık burcuyum dedik ya…Önce boğa efendi ınının ınının…Sonra kıyamet…Offf ki offfff…Bir sene bile kalmamış üstelik...Tam olarak 2013 senesinin on ikinci ayının on birinci günü saat öğleden sonra ikiyi çeyrek geçe…
****************
ŞİMDİ DE CİDDİ…
İsviçre’de bir göl vardır..Adı Leman gölü…Bu gölde bir adet dinozor yaşarmış rivayete göre. Her sene bu göldeki dinozor ya da canavar artık nasıl bir mahluksa işte onu görmek için Avrupa’nın dört bir yanından bu ülkeye akın akın insan gelir…Muazzam bir turizm geliri…
İsviçre’ye gelen turistlerin hiç birisi gölde canavar manavar göremezler elbette. Peki salak mı bunca insan? Ki bunlar Avrupalı. Yani bilim ve fende bizden çok çok ileri insanlar.
Aklıma bir fıkra geldi...Onu anlatayım önce:
Cehennemde sekiz tane kazan varmış. Yedi tanesinin başında birer zebani durmakla beraber içinde Türklerin yandığı kazanın başında zebani filan yokmuş.
Cehenneme gönderilen bir Avrupalı bu durumun sebebini sormuş zebanilere. Zebaniler cevap vermiş.
-Diğer milletlerden insanlar kazandan çıkmak isteyince kafasına vurup kazanın dibine yolluyoruz...Ama Türklerde buna gerek kalmıyor...Kim biraz yükselecek olsa bir başkası ayağından tutup indiriyor nasılsa.
Daha dün Van Gölü için yaptığımızı bu gün Şirince için yaptık.
Bir zamanlar Van Gölümüzde bir canavar olduğu iddiaları atıldı ortaya…Lakin bizim doğrucu Davutlarımız öyle bir aleyhte propaganda yaptılar ki sormayın…Artık dinozor neslinin tamamen dünya üzerinden yok olduğundan tutun da o canavar sanılan mahlukun aslında gölde yıkanan camışlar ( Manda ) olduğunun ispatına kadar her türlü vasıta ile gölde canavar olmadığını ispatladık…Ne oldu peki? Müthiş bir turizm gelirini ellerimizle teptik. Leman gölü her yıl turist kaynıyor, Van Gölü yine mahzun, yine mahzun…Bu gün çıkın ‘’Van gölünde canavar var’’ diye reklam yapmaya kalkın sonra seyredin olayı..Yüz tane tv kanalında sabahlara kadar süren tartışmalar, paneller, açık oturumlar, yüzlerce bilim adamının katıldığı ‘’ canavar yok ‘’ programlarını…İşte bunu göremezsiniz İsviçre’de.
Bu yıl da Şirince için yaptık aynı şeyi. Öyle bir aleyhte propaganda yaptık ki dünyaca ünlü pek çok star rezervasyonlarını iptal etti…Velhasılı elin gavurunun parasının derdi bizim doğrucu Davutları gerdi. Sanki her işimizde çok çok doğruyuz da işimiz kala kala Şirince’nin kıyamet koparsa sığınılacak bir yer olmadığını ispat etmeye kaldı. Öte taraftan Şirince’ye gidecek olanların da sanki çok dertleriydi kıyametin kopması…Herifler oraya şarap içip Ege’nin zeytinyağlı yemeklerinin tadına bakmak için gideceklerdi aslında. Hiç birisinin suratında kıyametten korkar gibi bir hal var mıydı?
Hani Yahudi’nin biri Kayseri’ye gelmiş. Gelir gelmez de parmağında oldukça iri bir altın yüzük taşıyan bir çocuk görmüş..Çocuğa ‘’ o teneke yüzüğü bana satarsan sana elli lira veririm ‘’ demiş. Çocuk ‘’ parayla satmam ama eşek gibi anırırsan veririm’’ deyince Yahudi başlamış anırmaya..Daha sonra elini uzatmış yüzüğü almak için…Çocuk bir yandan koşarken bir yandan cevap vermiş Yahudi’ye : ‘’ Sen o eşekliğinle bunun altın olduğunu biliyorsun da ben bir insan olarak bilmiyor muyum’’
Yani Avrupalı onca ilmiyle, fenniyle, teknolojisiyle kıyametin kopmayacağını bilmiyor Bunu bir biz biliyoruz öyle mi? Hay aklınıza turp sıkayım.
Veee..Son olarak: Şimdi de yılbaşı yaklaşıyor…Başladı atışmalar..’’Aman ha hindi yemeyin…Çam ağacı süslemeyin. Çoluk çocuğunuza hediye filan almayın.’’ Neden?: ‘’Hıristiyan olursunuz maazallah.’’
Yahu..Ben çocukken her yıl, yılbaşı kutlanırdı bizim evde..Babam bolca da alkol tüketirdi…Hediyeler de alırdık…Hiç bir kardeşim Hıristiyan olmadı…Hem de İstanbul’da, Fener semtinde…Patrikhanenin tam dibinde yaşadığımız halde Hıristiyan olmadık. Ne babam ne de kardeşlerim ve ben etrafta bol miktarda var olan ve her Pazar çanları çalan kiliselere koşmadık ( Şimdi artık kiliselerin yüzde sekseni kapalı) Hatta abim hacı oldu. Hıristiyan gibi yıl başı kutlanan bir evde yetiştiği halde.
Biz nasıl ki yılbaşlarında hindi yemekle Hıristiyan olmadıysak aynı şekilde 2004 yılında…Muharrem ayında aşure verdiğim İngiliz komşum Tim ve ailesi o aşureyi yiyince Müslüman olmadılar.
Lütfen bırakın da Kandıralı hindi üreticisi kardeşim üç beş hindi satsın. Tam bir yıl sinek avlayan hediyelik eşya satıcısı kardeşimin cebi biraz para görsün. Ekonomi canlansın biraz..İnanın ne kimse Hıristiyan olur ne de kıyamet kopar…Siz evlatlarınıza sağlam bir dini eğitim vermişseniz, korkmayın…Vermemişseniz bile korkmayın.Çünkü din seçmek gibi bir tercihle karşı karşıya kaldığı zaman merak etmeyin Müslümanlığı seçecektir...İki lokma hindi için Hıristiyan olmayacaktır.
Tabii ki tüm bunları söyleyince peşinden şunu da demek hakkı doğuyor: ‘’ Bırakın bu millet Kurban bayramında kırmızı et, yılbaşında beyaz et yesin. Dana ile hindiyi karşı karşıya getirmenin alemi yok ‘’ Memlekette bir sürü sığır, bir sürü hindi gibi düşünen var zaten.
Ama lütfen çam kesmesin hiç kimse… Bu arada Hıristiyan kardeşlere de bir kıyağım olsun: ‘’ Boşuna çam süslemeyin. Hz İsa tekrar yer yüzüne indiğinde çam ağacına konmayacak...Hem konsa bile sizin süslediğiniz çama konacağı ne malum. Değil mi ama? ‘’ Hindi kesin, tavuk kesin, isterseniz koyun , sığır da kesebilirsiniz. Domuz kesmenize de itirazım yok ama lütfen çam kesmeyin.
YORUMLAR
Merhaba üstadım. Yazılarınız tüm dostların söylediği kadar harika.Oku oku bıkmak bilmiyor insan.Üstat demem de ondan zaten.Uğrayamıyorum.çok az uğradığım zamanlar.Artık bir okuyucu grubu oluşturmuşsun.O dostları sensiz bırakma.Şiirlerinde bir harika orada da tarzını oluşturmuşsun.gezindim çok güzel ,mükemmel şiirler gördüm. Bu güzel yazıları mutlaka değerlendir.Tekrar uğramak üzere Allah'a emanet olun.Saygılarımla
Gıpta ediyorum şu yazılarınıza
hani şurda bocaladı, şurda abarttı diyebileceğim bir satır bile yok
keyifliydi okumak
saygılarımla
sami biberoğulları
Çok çok teşekkür ediyorum. Teveccühlerinize layık olmaktır emelimiz. Bir nebze başarabiliyorsak ne mutlu.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Sonsuz selam ve sevgilerimle...
hocam özlemişim yazınızı büyük bir heyecanla okudum ve çok keyf aldım tebessüm ederek de çok güzel ve doğru tespitlerdi yazınız tek sevindirici şey şimdi eskisi gibi çam ağacı kesilip satılması yasak bildiğim kadarıyla yapma çam ağaçları süsleniyor artık ormanlar için güzel gelişme yılbaşıysa beni hiç heycanlandırmıyor nedense ömür sermayemizi harcadığından olsa gerek kutlarım sizi bu güzel yazınızı saygılarımla selamlar mutlu yarınlar
sami biberoğulları
Yıl başı beni de hiç heyecanlandırmaz ama heyecanlananlara da bir itirazım yok.
Selam ve sevgilerimle.
Muhteşem!...Aman ne çam kessinler ne de çam devirsinler efendim...Dünyanın sonunu hazırlayanlar yine bizler olacağız...Son sür'at gidiyoruz ...Mayalar göle katacak yoğurdu icat ettiklerinde bunlara inananlar henüz sütü icat etmemişlerdi...O yüzden söylenenlerden esinlenerek çağ kapatıp çağ açmak için turizmi kalkındırmak adına böyle bir masal uydurmuşlar.Van gölünün canavarları bile güldü bu espriye...Umulan bulunamadı ne yazık ki....Saygılar...
sami biberoğulları
Bir avcı fıkrası vardır.
Atıcılığı ile övünen bir avcıya artık arkadaşları dayanamaz...Onu alır ava götürürler..Tam o anda da üzerlerinden bir yaban kazı sürüsü geçer..Bzim atıcıya '' haydi gözter hünerini'' derler..Lakin adam çifte fişek sıkar..Karavana..Kazlar uçmaya devam....Millet başlar gülmeye...''Hani..bir tane bile vuramadın'' Bizimki bozuntuya vermez...''Kaz işte..Boşuna kaz kafalı dememişler..Vuruldular ama farkında değiller..Uçup duruyorlar'' O hesep...Kıyamet çoktaaan kopmuş ama farkında değiliz.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Sizin de yeni yılınız kutlu olsun.
Selam ve sevgilerimle.
yarı şaka yarı ciddiydi belki olması gerekendi
ne zamandır aslında benimde söylemek istediklerimdendi
yüreğimin sesine ses olmuşsunuz Sami Hocam
teşekkür ediyorum değerli paylaşıma
saygı ve hürmetlerimle hocam
sami biberoğulları
Ya ben diyorum '' Ben ermişim'' diye kimse inanmıyo..Nasıl da anladım sizin de bu konuda bir şeyler yazmak istediğinizi...Boşuna dememişler kalp kalbe karşıdır diye...
Selam ve sevgilerimle...
Biz iki kişiyiz hocam hindi büyük gelir,tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Sen Hindiyi sofraya koy yeter ki...Üç de biz varız eder beş...Evelallah kemikleri bile kalmaz.
Selam ve sevgilerimle.
Sevgili Hocam
Çok güzel bir yazıydı. Haklısınız biz Türklerin en büyük düşmanı yine kendimisiz. Kıyamet öyle klay kolay kopmaz insanlar kıyameti ne zannediyorlar gerçekten merak ediyorum.
Bizde yılbaşı kutlardık hindi yemesekde kabak tatlısı yerdeik onun için geleneksel her yıl kabak tatlısı yaparım.
Güzel ve anlamlı yazıydı tebrikler
Selam ve saygılar
sami biberoğulları
Şimdi ayıkla pirncin taşını bakalım...
Selam ve sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Hocam valla beni tahrik edip konuşturacan sonra kelimelerin altında kalıp ezilecem.
Bir zemanlar teyplerde haykırıp "bir portakal alan o gece ölürse kafirrr olarak geberiri gider " diyen Hocafendinin evladı Milli Piyanko genel Müdürü olunca şaşırmamıştım.
Yedi buçuk yıl sonra görevinden istifa etti.
Şimdi daha kaymaklı iş bekler.
Ya hocam ben de katılırım "benzememek" gerektiğine .
Fakat milletin hassasiyetini fişfikleyip yok yahudi malı kola içmeyin diye propaganda yapıp kendi rezil içeceklerini bize kakalamaya çalışan dinselleşmiş kapitaliz firmalara ne demeli.
Müminlerden topladıkları paraları Ukraynalı ve o bölgedeki genç kızları "İrşadda" kullananlara ne demeli?
Hocam sana soruyorum ?
Ne demeli?
"helal Olsun" demeli mi?
Diyim mi?
Derim bak !
sami biberoğulları
Yaz sen...Senin kaleminden çıkınca işin içinde hem zeka, hem de espri oluyor ve tadına doyulmaz dakikalar yaşıyorum satırlarınla...
Verdiğin örnekler aynen vaki...Haaa sorunun cevabına gelince...
Bizde bir laf vardır: Becerip de alana yar helal olsun...Helal olsun valla...Olsun anasını satayım.
Nice yıllara can dost.
Selam ve sevgilerimle.
okuduğum ilk yazı..... sağol hocam güldürürken yine düşündürüyorsun...saygılar sevgiler
sami biberoğulları
Çok çok teşekkürler. Sabahın ilk saatlerinde seni sayfamda görmek her zaman olduğu gibi yine çok iyi geldi bana.
Sonsuz sevgi ve saygılarımla.