- 612 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜL ŞEHRİ VE GÜLKENT
GÜL ŞEHRİ VE GÜLKENT
Bir tesadüftür ki Afyonlu olmama rağmen dünyaya gözlerimi Isparta Devlet Hastanesi’nde açmışım. Isparta’yı ilk mucize ziyaretimden tam 14 yıl sonra ki ilk ziyaretim Gülkent Anadolu Lisesi’ne kaydımı yaptırmak sebebiyle 20 Ağustos 2010’da oldu. Buraya gelmeden önce adını çok duydum Isparta’nın.
Duyduklarım arasında en çok gül sözü vardır. Isparta’nın gülünün meşhur olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Küçük ve şirin bir şehir olan Isparta’nın her karesinde, havasında her zerresinde buram buram gül kokar ve güller bir mevsim solsa da manevi değeri asla solmaz.
84.000 üniversite lise ve 30.000 üniversite çağında gencin bulunması Isparta için söylenen “öğrenci şehri” lafının boş olmadığını gösterir. Her iki adımında iki öğrencisi, her mahallesinde iki-üç okulu vardır ve 18.000 askerin yaşadığı Isparta’da hafta sonu sokaklar gençlerle doludur.
Son yıllarda yapılmış olan sağlam, yüksek binaların arasında kalan iki katlı sıvası dökük evler ilgimi çekmiyor değil. Bu evlerde yaşayan insanlarla, lüks apartmanlarda yaşan insanların elbiselerinde farklılıklar olsa da hepsinin gönlünün bir olduğunu, kalbinin bir çarptığını rahatça görebiliyor insan. Kenar mahallelerde uzun, dar sokaklarda yürümeye başlayınca o sokağın yabancısı olduğunu fark edenler; “Bir yardımım olur mu” diyen ışıl ışıl gözlerle bakar size. Yollarda dili,rengi farklı insanlarla, Afrikalı din kardeşlerimizle karşılaştığınızda bir, bir daha anlarsınız Isparta insanının ne kadar misafirperver olduğunu.
Göller Yöresi’nin, güller bölgesinde gül yüzlü insanlarla yaşamak beni daima mutlu eder. Okulum ise benim için Isparta’nın en sıcak, en samimi ortamıdır. Okulumuzun pansiyonuna geldiğimde 99 kız kardeşimle yaşamaya başlayınca anladım dostluğun ne olduğunu. Ben “geniş aile”’nin tanımını burada tekrar öğrendim diyebilirim. İlk geldiğimde Mustafa Bozan hocamız yurt müdürüydü. Büyük gözlüklerinin arkasından muzipçe bakarken; “Beni hoca değil, bir baba gibi görün evladım.” Diye gür bir ses çıkardı siyah pala bıyıklarının altından. Önce ablalarımız oldu sonra küçük kardeşlerimiz oldu bu yurtta. Bir dönem arkadaşımız ablamız gibi gördüğümüz Hilal hocamız sahip çıkmıştı bize. Şimdi de Saniye hocamızın kız kardeşleri olduk. Gerek aile sıcaklığı yönünden gerekse etütlerimiz sayesinde oluşan ders çalışabilme, ders çalışma ortamı bulabilme yönünden çok avantajlı yurdumuz.
Bu okuldan mezun olduğumda, Isparta’ya “Bir daha görüşmek üzere.” diye el salladığımda en çok bu pansiyonu özleyeceğimi tahmin etmişsizinizdir.
Yazıma son noktayı koymadan önce bu güne kadar en güzel anılarımı Isparta’nın sokaklarında yaşadığımı, en güzel günlerimi Gülkent Anadolu Lisesi’nde geçirdiğimi ve en neşeli gülücüklerimi bu okulun pansiyonunda saçtığımı belirtmek istiyorum.
Bana kucak açan bu şehrin insanlarına bütün memnuniyetimle sonsuz teşekkürler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.